
2-Sedat AYDOĞAN (DETAY)
MECLİSLERDE SİYASETE KURBAN GİTTİ YA!
Belediye Meclis toplantılarını yıllardır takip ederiz.
Olan bitenler hep aynı şeylerdir.
Arada sırada yaşanan tartışmalar sertleşir.
Manşetlere yansır bu tartışmalar.
Kent ile ilgili hayati derecede önem taşıyan kararlar da alınır meclislerde.
Herkes ilgiyle takip eder o oturumları.
Ertesi günde gazeteler yine manşetlerinden duyurur o kararları.
***
Bugün ise durum oldukça farklı!
Meclisler bile bugün artık iyice kutuplaşan şehir siyasetine malzeme olmaya başladı.
Bunun en güzel örnekleri, meclislerden sonra gazetelere yansıyan haberler oluyor.
Herkes meclislerde olan biteni kendi işine geldiği yönden bakıyor.
Kimisi başkanın bir konuşmasını öne çıkarıyor.
Kimisi muhalefetin tutumunu, kimisi gündeme gelen konuyu ele alıyor.
Ancak kimse şehirle ilgili kısımlara bakmıyor.
***
Dediğimiz gibi eskiden böyle değildi bu işler
Şimdilerde ise değişti.
Artık herkes meclislerde olan biteni siyaseten görüyor.
O yüzden de;
Çoğu zaman tartışılması gerekenler kamuoyunun dikkatinden kaçıyor.
Özellikle de;
Kentsel dönüşüm kararlarından tutunda, yönetmelik ve plan değişikliklerine kadar her şey.
Oysa, başkanların ne dediği, çıkan tartışmaların popülist tarafları dana önemli!
Bir şehir adına hayli kaygı verici!
BİZİM ŞEHRİMİZİ BİZ BÜYÜTMELİYİZ AMA!
Tepebaşı Belediye Meclisi oldukça hareketliydi önceki gün...
Yukarıdaki yazının içeriğine takılmadan bir konuya değinmek istiyorum.
Mesele şehri ilgilendirdiği için, yukarıdaki yazıyı üzerime alınmıyorum.
Öncelikle bunu söylemek amacındayım.
***
Konu, isteyen herkesin, istediği yere, istediğini yapma özgürlüğü ile ilgili...
En güzel örnek Eskişehir...
AVM'ler artık şehre yetecek derecede doldu bu şehirde!
Kentin yenilerini kaldıracak bir potansiyeli olduğuna kimse inanmıyor.
Meclis toplantısında da Başkan Ataç bu duruma tepki gösteriliyor.
"Ankara'dan ruhsatı kapan, bizim şehrimizde AVM kuruyor" diyor.
***
Mesele sadece AVM değil ama örnekleri gözümüzün önünde olduğu için AVM'ler diyoruz.
Yarın şehrin huzurunu, estetiğini, ekonomisini daha fazla bozacak, daha fazla zarar verecek yatırımlar gelirse ne olacak?
Asıl soru da galiba bu olmalı!
Hadi şimdilik 'AVM diyoruz, şehir için katma değer diyoruz, istihdam diyoruz, marka diyoruz' geçiştiriyoruz.
Yarın bahsettiğimiz türden kişiler bu şehre gelirse ne olacak?
İşte o zaman suçlayacak birilerini de bulamayız.
O yüzden;
Bırakında bu şehri, burada yaşayanlar tasarlasın, büyütsün, geliştirsin...
Ankara'dan ruhsat verip, bu şehre çivi çaktırmak bu sadece yok saymak değildir.
Daha fazlasıdır, daha fazlası...