
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)
MEDYA VE EĞİTİM
Ülkemizde, televizyonlardaki dizi ve oturumlar, sürekli şikâyet konusudur. Nitekim bir okuyucumuz," TV'lerdeki bazı programlar, açık oturumlar, özellikle de diziler dolayısıyla aile olarak TV izleyemiyoruz. Özellikle de bazı programlar, çocuklar için çok zararlı..." diyerek şikâyette bulundu.
Aslında medya ve eğitim, birbirinden bağımsız düşünülemez. O nedenle de Medya, programları, haberleri ve görüntüleri verirken, eğitim ilkeleri göz önünde tutarak vermek zorundadır. Çünkü çağımızda, kişi/kişilerin yönlendirilmesinde, medya tek belirleyici güç hale gelmiştir. Reyting toplamak uğruna, toplumu eğitici yönünü bir tarafa itmek, Türk toplumuna yapılacak en büyük kötülüktür.
Türk toplumunun, yararına çalışan ulusal kadroların, ürettiği fikirlerin, topluma ulaştırılmasında en büyük engel de medyadır. Bölücülerin ve en küçük cemaatlerin bile televizyonu var ama Türkiye de ulusal menfaatleri, kültürümüzü, ahlaki değerlerimizi, ön planda tutacak, medya yok denecek kadar azdı. Bu sadece eksiklik değil, ülkemizde, maddi ve manevi değerlerimiz açısından da büyük bir tehlikedir.
Çağımızın en güçlü silahı olarak adlandırılan iletişim araçları içerisinde önemli bir yer tutan televizyon olduğu hususunda siyasi otorite, devletin kurum/kuruluşları, muhalefet hemfikirdir. Televizyonlardaki, ülke zararına olan söyleşiler, evlerimizin içinde bizi vurmaktadır. Kültür değerlerimiz, topa tutulmakta, her türlü terör övülmekte, Cumhuriyet kazanımlarımız eleştirilmekte, dizilerle, her türlü kazanımlarımızı ve ahlaki değerlerimiz yok edilmektedir.
Yine sözlü ve yazılı basında, Türk milletinin, kültürel değerlerinden, ahlak ve fazilet anlayışından nasiplenemeyenlerin, Türk medyasında fedakârlık ve feragat ruhuna sahip olamayanların, bir kısım, eyyamcı, çokyüzlü, çifte standartlı kişiler, ABD, Avrupa Birliği, dış ve iç şer odaklarının hedefleri ve senaryoların gerçekleşmesi için, muhalif unsurlarla el birliği yapmaya devam etmektedirler.
Aslında şahsi menfaatleri için, açıktan veya örtülü olarak, Türk toplumuna ihanet eden kişi/kişiler ve propagandalar her dönem oldu. Nitekim Büyük önder ATATÜRK " ...Bununa beraber, "her devirde, her memlekette ve her zaman zuhur ettiği gibi, bizde de Kalb ve asabı zayıf kavrayışsız insanlarla beraber, vatansız ve aynı zamanda refah ve şahsi menfaatini vatan ve milletin zararında arayan adi kimselerde vardır. Şark işlerini çevirmede ve zayıf noktaları arayıp bulmakta pek usta olan düşmanlarımız memleketimizde bunu adeta teşkilat haline getirmişlerdir. " demiştir.
Ulusalcı Medya, Atatürk ilkeleri ve Türk milletinin kültürel değerleri, çizgisinde, hareket eder. ABD ve AB ile dış ve iç şer odakların, propagandalarına ve senaryolarına karşı durur ve bunları sürekli kamuoyu ile paylaşır. Uzman konukları ile de çözüm arar, zamanını ve imkânlarını da Türk milleti için kullanır milletimizin ahlaki değerlerine sahip çıkar.
Ulusalcı Medya, politik ve ekonomik güç peşinde koşanların karşısındadır. Çünkü bu kesimlerin, kitle iletişim araçları üzerinde kurdukları denetimin kendilerine sağladığı büyük imkânlar ve yararlar vardır. Ulusalcı medyaya göre, batılılaşmak demek, teknolojinin en son geldiği sınırı kullanabilmek, bilim alanında katılımcı, karşısındakinin haklarına saygılı, hoşgörülü ve adaletli olmak, toplumun bütünlüğünü sağlayan temel yapı olan ailenin korunması demektir.
Elbette Türkiye' de, zor şartlar altında çalışmasına rağmen, Türkiye' nin, ulusal çıkarlarını ön planda tutan, dış ve iç şer odaklarının, tehlikeli senaryolarını gündeme getiren, hatta çözüm üreten, maddi ve manevi değerlerimizin zarar görmemesi için caba gösteren, öz kültürümüze sahip çıkan, taviz de vermeyen, medya da var. Bu medyalardan biri de Başkent Üniversitesi' nin sahip olduğu, "KANA B" dir.
KANAL B, programları ile meşruiyeti güçlendirir. Toplumu bilgi sahibi ve motive eder, rahatlatır, eğlendirir ve gururlarını okşar. Milli değerleri, her programında ön planda tutar. Özellikle de aile ve çocuk eğitimindeki etkileri göz önüne tutar. Kültürel değerlerin, korunmasına önem verir. En önemlisi de her programının, izleyiciler için bir eğitim olduğunun da bilincindedir. Ayrıca Türkiye'nin, tarihin kendisine yüklediği, liderlik misyonunu yeniden canlandırılması, Türk dünyasının, tek bir çatı altında toplaması, ülkemizin birlik ve beraberliği, tüm programlarından önceliklidir.
Arzu ederiz ki sağduyu sahibi vatandaşlarımız, bu farkı görsün, diğer televizyon kanalların da aynı hassasiyeti göstermesi için çaba göstersin. Çünkü medya, tüm programlarında, hukuksal, etik, ahlaki ve toplumsal değerleri ve eğitim ilklerini, göz önünde bulundurmak zorundadır. Aksi her program, bireyleri suça teşvik, ulusal ve toplumsal menfaatleri de göz ardı etmektir.