
(ANALİZ) Behçet ALBAYRAK
MESELE İÇERİDE...
Eskişehirspor hafta sonunda, bir cebinden aldı, diğer cebine koydu. Rakiplerinin tümünün puan kaybettiği haftada, cebinde kalanın "sadece tek puan" olduğunu görürsek, neler kaybettiğini hesaplamak hiçte zor değil.
Sözüm ona hedefi olan bir takımız. Ancak Avrupa yolunda ki rakibimiz olan Gaziantep'e bakınca Eskişehirspor'un son maçlarda bu ekibin yarısı kadar mücadele etmediğini görürsünüz.
Antalya maçında bir kez daha görüldü ki... Bülent hocam, yanlışlarında direnmekte usta.
Hataları görmekte ise acemi gibi davranıyor. Kendisi kısıtlı kadro ile çok daha başarılı sonuçlara imza atmıştı. Son haftalarda ki düşüş sadece takımda değil, kendisinde de hissediliyor.
Antalya karşısında Bülent Uygun'un Ankaragücü ve Fenerbahçe maçlarının ardından sanki bu sezonu kafasında bitirmiş bir görüntüsü vardı. Sahada ki mücadele ve anlayışta bunu gösteriyordu zaten.
Necati Ateş, son saniyelerde 3 metreden topu kaleye yuvarlasa bugün çok başka şeyler konuşuyor olacaktık.
Eskişehirspor takımı topu kazandığı zaman ayağa iyi pas yapıyor. Ama rakip pas yaparken, fena halde seyirci.
Yenilen gollere baktım da. Bu takım gol atmaya mecali olmayan rakiplerini bile üzerine çağırmayı seviyor.
Pozisyon vermeye de bayılıyor.
Benim korkum...
Antalya maçında yapılan defansif yanlışlıklar, bundan sonraki Trabzon maçında kendisini daha çok hissettirecektir.
Bir defans oyuncusu akıl oyunlarını da bilmeli, ayak oyunlarını bildiği kadar.
Baktım da, sahada elle tutulacak bir adam yok. Nadareviç geri vites. Veysel gelecek vaat ediyor ama Eskişehirspor'da forma giymek bundan çok daha fazlasını emrediyor. Burhan topla hareketli görünse de, son darbeyi vuramıyor. Eski görüntüsünün üstünde biraz Pele varsa da, Erkan Zengin yine vasatlık çizgisinin üzerinde gezintide.
Aslında kimsenin kimseden farkı yoktu.
Eskişehirspor'u galibiyete bu denli ilgisiz kılan gerçekleri teknik heyetinden futbolcusuna kadar saymaya kalksak sanırım bir sayfa yetmez.
Aslında Kırmızı şimşeklerin zorlu maçlar oynarken, kendisi ile yüzleşmesi, gelecek sezonların aydınlığı için gerekliydi. Bu takımın büyük hedefler için kaliteli futbolculara ihtiyacının "hayati gerekliliği" gibi...
Bu takımın şuan ki ruh haliyle UEFA'ya kalması büyük mucize. Ama hayal satanlar çıkacaktır. Çünkü önümüzde fırsatçılığın yine öne çıkacağı ve taraftarın sevgisinden faydalanılacak bir Trabzon maçı var.
Şöyle bir bakın. 2-3 hafta öncesine kadar parlayan her şeyin aslında altın olmadığını görürsünüz.
Fenerbahçe karşısında kadroda olmayan gençler daha kritik maç olan Antalya'da kulübedeydi. Buda fazlasıyla düşündürücü geldi bana.
Eskişehirspor'un her anlamda yanlışlarını saklamasına gerek yok. Çünkü takımın ayarı Fenerbahçe maçında bozuldu. Bu takımı kuşatan acı gerçekler, her şekilde dışa vuruyor. Sorunu bulmak için aramaya gerek yok.
Mesele içeride...