
2-Sedat AYDOĞAN (DETAY)
MESUT HOŞCAN'DAN SATIRBAŞLARI...
2710 kişi şu ana kadar passolig almış.
Bugün maç olsa, kapalı tribünün bir bölümünü dahi dolmayacak.
Passolig kartı olmayan maça giremiyor çünkü.
***
Bizim taraftarımız son dakikayı sever.
Maça geldiği gün alır kartını, o ayrı mesele.
Fakat;
En azından kombinelerin satışı ile ilgili şehirde kampanyalar düzenlenemez miydi?
Sonuçta ortada bir talep olacağı aşikar.
Ancak siz arzı ticaretin gerektirdiği kurallar çerçevesinde ortaya koymazsanız, beklediğiniz talebi de yakalayamazsınız.
Sonuçta siz, 'Eskişehirspor' olsanız da, bir ürününüzü satmak niyetindesiniz.
Ve bunu yapmak için değişen pazarlama düzenine ayak uydurmak zorundasınız.
Bu yapılmadı.
Bizce büyük eksik!
***
Dünkü toplantıda kim ne derse desin, en önemli konu yeni stadyumdu.
Eskişehirspor'un asıl kurumsallaşmasını yaşayacağı yer burası çünkü.
Yeni stadyum tamamlandığında kulübün hem markalaşması, hem de dışa açılması anlamında üs merkezi yeni stadyum olacak.
Ki;
Avrupa'da, özellikle İngiltere gibi futbolun artık kültür haline geldiği ülkelerde transfer olan bir futbolcu için gittiği kulübün adı telaffuz edilmez.
O futbolcunun futbolunu oynayacağı stadın ismi ön plana çıkarılır.
Eskişehirspor'da yeni stadyumunu bu yönde kullanmalı.
Stadyum sadece gelir getiren, futbol oynanan bir yerden çok daha fazla olarak görülmeli ve şimdiden hazırlıkları yapılmalı.
Hatta stadyumun ismini bu konsepte uygun olarak Eskişehirspor'un 'marka editörleri' bulmalı.
Kombine satar gibi yeni stadyumun pazarlaması yapılmamalı!
Yoksa stadyum 15 günden 15 güne gidilip maç izlenen bir alan olmaktan fazla öteye gidemez...
***
Gazeteci dostlar toplantı sonunda pek çok soru sordular.
Hepsi kulübün bugünü ya da yakın geleceğine ilişkin sualler olmaktan öteye gitmedi.
Çoğu zaten cevabı belli olan sorulardı.
Oysa, Eskişehirspor'un marka değerini daha fazla artırıcı neler yapılabileceğinden tutunda, CEO'lu bir yönetimin kulübü nereye getirdiğine kadar her şey konuşulmalıydı...
Soru kısmı sohbet ortamına kaydığı için bu konulardan uzak kaldık.
En azından şu meselenin ortaya atılması ve tarafların tartışmasını dahi beklerdik.
O da "hedef" ile ilgili olan kısım...
***
Neden hedef?
Çünkü Eskişehirspor'un önünde sadece sportif anlamda bir hedef yok!
Alt yapıdan tutunda, holdingleşmeye, tesisleşmeye, ekonomik düzelmeye ve diğer kurumsal unsurlara kadar pek çok hedef var.
Eskişehirspor için hayati değer taşıyan tüm bu konular masaya hiç yatırılmadı.
Kimse lafını dahi açmadı.
***
Aslında bugün neleri konuşuyor olmalıyız?
En azından bu yıl ki reel ön görüler ortaya konulmalı.
Sportif anlamda, takımın kapasitesinin nereye kadar gidebileceği hesaplanarak camiaya bir vaatte bulunulmalı mesela...
Borçların eritilmesi çalışmaları ile sportif başarı arasındaki çizginin ne kadar ilintili olduğu belirtilmeli.
Hem borçları eritip, hem de ligde zirveye oynayan bir takımın yaratılamayacağı gerçeği anlatılmalı.
Bunun ancak Barselona modeli bir alt yapı sistemi ile olabileceği, bu sistemin daha emekleme devresini yaşadığı açıkça ifade edilmeli.
Kısaca;
Eskişehirspor yönetimi her konuda öyle şeyler söylemeli ki;
Herkesin "eski, yeni" "kanki, kanki olmayan" herkesin ama herkesin güvenini tam olarak almayı başarmalı.
Ve şehirde herkes mevcut yönetimin doğru yolda olduğunu, hedeflerine emin adımlarla yürümeye devam ettiğini çok iyi bilmeli...
Böylesi bir yapı sadece yönetimi değil, elbette hepimizin ortak sevdası Eskişehirspor'u daha da başarılı kılan model olur...