Ticaret Odası Başkanı Metin Güler bakın ne diyor;
"İlk 500'de Eskişehir'den dört firma var.
Bursa'dan 23 şirket gitmiş, Konya'dan 9 şirket. Neden onlar yapabiliyor?
Çünkü şehrin tüm enstrümanları ve aktörleri ile birlikte hareket ediyorlar.
Makamlarını, mevkilerini, şahsi meselelerini bir kenara bırakabiliyorlar.
Tek vücut ve tek akıl olabiliyorlar.
Herkes kendi başına hareket ederse, 'Ben bilirim', 'Ben yaparım' derse bu iş olmaz.
Bunun için de başta milletvekillerimiz olmak üzere, şehri tüm yönetenlere büyük görev ve sorumluluklar düşüyor"
HHH
Paragrafta geçen tüm ifadelerin altına imza atarım.
Herhalde böylesine bir düşünceyi tasvip etmeyecek, onamayacak, karşı gelecek tek bir kişi yoktur,.
Son derece yerinde ve özlü sözler hepsi...
Herhangi bir şehir için düşünüldüğünde ise, duvara asılacak kadar veciz sözler içeriyor.
Fakat;
Söz konusu Eskişehir ise Ticaret Odası Başkanın söylediği tüm cümlelere karşı gelebiliriz.
Öyle yapıyoruz da;
Güler'in söylediği her şeyi Eskişehir adına kabul edemiyoruz.
Çünkü;
Bu şehrin hücreleri bahsettiği tanımlarla zıtlık içeriyor.
***
Bir kez daha aynı şeyleri tekrarlayıp, kafanızı şişirmek niyetinde değilim.
İşte biz bakarken, başkalarının sahip çıktığı pek çok değerimizi falan anlatacak halim yok!
Söylemek istediğim;
'Güler'in söylediği tüm cümlelerin bu kent için sadece hayalden ibaret olduğunu belirtmektir.'
Durum çünkü sahiden öyledir!
Ülkenin ilk 500 firmasına sadece dört firmayı sokabiliriz biz.
Beşincisi girmek isterse emin olun arkasından çok çeken olur bu şehirde.
"Küçük olsun ama benim olsun.
İlk beş yüz, beş bin falan bana ne!" mantığı tırmanarak devam ettikçe, yine beşinciyi bulamayız bu şehirde.
Kutuplaşmanın artık hat safhaya ulaştığı, kimsenin kimseyi çekemez hale geldiği şu şehirde inanın bulamayız beşinciyi.
Bulursakta, tırnakların kazımasının eseridir o!
***
Sonuç olarak;
Sen O'nun tarafındasın, sen Bu'nun tarafındasın, sen onlardan, o şunlardan mantığı devam ettikçe;
Ve mesafeler git gide artamaya devam ettikçe, hiçbir şey olmaz bu şehirden,
Ticaret Odası Başkanı da, kusura bakmasın ama tüm dilekleri bu kentte hiçbir zaman hayata geçmeyecek.
ESES'TE NELER OLUYOR?
Tutturduk gidiyoruz Avrupa Avrupa diye...
Ne olup biteceği ise hala muallakta.
Bu süreç akadursun, diğer takımlar ise artık ilk idmanlarını programlamaya başladı.
Bizde ise mali kongre girdi araya.
13 Milyon dönem açığından söz edildi.
Bu açığın da kur farkından ortaya çıktığı iddiaları var.
***
Dolar, Euro yerinde dursa hesaplar tutacak yani!
Pek inandırıcı değil!
13 Milyonluk açığı sadece kur farkına bağlamakta kolaycılıktır zaten.
***
Teknik anlamda sıkıntı daha fazla!
Yardımcı Hoca gitti.
O yoksa Ertuğrul'da yok!
En azından teknik taktik anlamda yok.
Kendisinin de olmayacağı yönünde haberler aldı başını gidiyor.
Öte taraftan takım ne olacak bilen yok.
Transfer işini ciddi ciddi konuşan tek kişi bile yok.
***
Yönetim içerisinde de olup bitenler yavaş yavaş gün yüzüne doğru çıkmaya başladı.
İşin kötüsü kulüp kurumsallaştırıyor derken CEO'nun görevini bırakacağı haberleri geldi.
Bizce yeni sezona başlarken en büyük kayıp ortaya çıktı.
HHH
Dahası Doğan Pinçe'nin dünkü yazısında gizli...
Yönetimin hangi işlerle uğraştığı yönünde küçük fikirler veriyor bize.
Hele hele şu paragraf; bizi inceden inceye düşünmeye itiyor...
"Mesut Hoşcan, seçim çalışmalarına başladığı günden bu yana etrafını saran, Eskişehirspor'a hizmetten çok kendisi çıkarı için bulunanları temizlemediği müddetçe de olduğu yerde sayacak. Hele hele gündüz alınan kararlar, gece birileri tarafından değiştiriliyorsa işi hiç düzgün gitmeyecek.
Bıçak sırtında bir sezonu geride bırakan Eskişehirspor bugün ayakta duruyorsa özveri ile çalışan yöneticiler ve işinin ehli CEO'su sayesindedir."
***
Şimdi CEO'da yok.
Hadi Hayırlısı Bakalım...
