
2-Sedat AYDOĞAN (DETAY)
Mimarlar Odası diye bir kurum varmış!
Toplumun aynası olan, yol gösterici, gerektiğinde sorun çözen bazı örgütler vardır.
Bu örgütler, insanın yaşamının her anında vardır.
Muhasebecisi örgütlüdür örneğin.
Yeni ekonomik düzenlemelerden, insanlar bu örgüt aracılığı ile haberdar olurlar.
Örnek bu!
Siz onlarcasını bulursunuz.
Mühendisler Odasını söyleyebilirsiniz mesela.
Öyle ya;
Adam çıkıyor deprem diyor, çatı katları diyor, kentin silueti diyor falan filan.
***
Birde hepimizin yaşadığı kentin estetiğini ilgilendiren kurum var.
Mimarlar Odası.
Geçmişi hatırlıyoruz da;
Bir açıklama yaparlardı, kentin gündemi değişirdi.
Şimdi yok!
Tamda olmaları gereken zamanda yok!
Ne tuhaf!
***
Oysa bu kente TOKİ tarafından tam 10 bin adet konut yapıldı.
10 bin tane daha yapılacak.
Projenin birisi de kentin tam tepesinde.
Çankaya'da...
Onca katlı binalar yapıldı.
Şehrin estetiği ile ilgili önemli bir durum var.
Sonra binlerce konutun tek tip olması eleştiriliyor.
Sonra hastane projeleri yapıyor hükümet mesela.
Yeni gar projesi de ihaleye çıkacak.
Stadyum deseniz.
Önemli bir yapı...
İnşaatı da başladı.
***
Hepsini toplayın şimdi bunların...
Yani şehirde epeyce bir şey oluyor.
Kent güzelleşiyor mu, çirkinleşmiyor mu, yeni projelerin mimarisi bu kente uyar mı, uymaz mı?
Bilmiyoruz.
Neden?
Çünkü yıllar önce konuştuğunda şehri ayaklandıran Mimarlar Odası bugün ortalarda yok.
Ezkaza dün açıklama yaptılar.
"İşçi kazalarının önüne geçilmesi" ile ilgili görüşlerini sundular.
Önemli konuydu, kenti aydınlattılar.
Sağ olsunlar...
NOT; Bu yazı Mimarlar Odası'na özel bir yazı olarak görülmesin. Aylar sonra çıkıp bir açıklama yaparak var oldukların hatırlattıkları için Mimarlar Odası'nı eleştirdik. Yoksa bu yazı, başta bahsettiğimiz türdeki örgütlerin tamamınadır. (İMO hariç). Artık tamamen kabuğuna çekilmiş, sus pus olmuş hepsine. Bırakın şehri, artık üyelerinin bile haklarından bihaber hale gelmiş örgütlere...
Takımın gerçek
kapasitesi!
Eskişehirspor oynadığında neler olabileceğini önceki gece gördük.
Milyonlarca Euro'luk takım pozisyon bile bulamadı.
Çünkü maç kendi yarı sahalarında oynandı.
Bizim topçularda rakipleriyle dalga geçer türden hareketlerini bile yaptılar.
O derece bir baskıydı.
***
Şöyle oynadık, böyle zorladık, direklere takıldık gibi edebiyata girmeyeceğim.
Bu maçın bize verdiği asıl mesajı söylemek istiyorum.
O da şudur;
'Bu takımın kapasitesi, bu ligde hangi takım olursa olsun ezecek derecededir.
O halde, neden pek çok hafta kapasitesinin son derece altına düşen bir performans izliyoruz?
Ve neden, bu takım her hafta bizim bildiğimiz kapasitesini sahaya yansıtmıyor?
Ve gerçekten de hatta kolayca elde edilebilecek bir şampiyonluktan neden her hafta uzaklaşıyoruz?
Neden?'