Bu Ramazan yine Tepebaşı'nın iftarlarındaydık.
Zaman zaman yaşanan görüntüleri buradan yorumladık.
Dilimizin döndüğünce "marka haline gelen" bu iftarların atmosferini sizlere aktarmaya çalıştık.
Yoğun geçen iftarların ardından finalde ise bir iyi bir kötü görüntü vardı.
Bunlara dair görüşlerimizi de sizlere anlatalım...
***

İyi olanı, "Uluönder'de Genel Başkan Yardımcısı Çetin Osman Budak'ın da Eskişehir'de olup bitene dair fikir sahibi oluşuydu..."
Eskişehir'de sorunsuz, sıkıntısız ve amacına ulaşan iftarların nasıl yapıldığını yerinde gördü.
Söyledikleri ile de zaten bunu tasdik etti.
Tepebaşı Belediyesi'nin neden marka olduğunu, genel merkezde ve mecliste neden bunca konuşulduğunu daha iyi anladığını söyledi.
Yani;
Eskişehir'in reklamı Budak'ın ziyareti ile Ankara'da daha güzel bir şekilde yapılmış oldu.
***

Gelelim kötü görüntüye...
Görüntünün kendisi asla kötü değil elbette...
Binlerce kişinin bir arada iftar yapmasının olumsuz yanı olabilir mi?
Fakat Tepebaşı Belediyesi'nin cami bahçesine sokulmaması çok garipti!
Öyle ya;
Türkiye'deki pek çok belediyenin camilerde yaptığı programlar gözümüzün önünde duruyor.
Hatta cami bahçelerinden yapılan canlı yayınları bile görüyoruz.
Kah Eyüp Sultan'ta, kah Kocatepe'de, kah Hacı Bayram Camii'nde iftarlara şahit oluyoruz.
Hepsi insanları bir araya getirici, dini duyguların birlikte paylaşıldığı, Ramazan'ın güzelliğine ortak olunan manzaralar...
Ancak Tepebaşı'nda böylesine bir ortama müsaade edilmemiş.
Tam 7 yıldır İlahiyat Camii'nin bahçesinde bahsettiğimiz güzellikler sergilenirken, bu yıl böylesine bir atmosfere izin verilmemiş.
Neden verilmediğine dair bir fikrimiz yok.

Çünkü;
İşin içerisinde "iftarlara engel olmak" gibi bir gaye olamaz!
Aksine, izin vermeyen kurum olan müftülük zaten böylesine programları desteklemek için görevli.
Vatandaşları oruç tutmaya, orucun faziletlerinden faydalanmaya davet etmek için kurulmuş bir kurum.
"İnsanların bir arada iftar yapmalarının önüne geçmek" gibi bir gaye için izin verilmemiş olabilir mi?
Böylesine bir mantığı da galiba müftülükte çalışanlar bile anlayamaz.
Bu sebebi de elediğimize göre, insanın aklına olmayacak bir soru daha geliyor;
"Siyasi nedenler olabilir mi acaba?" sorusu...
Böylesine bir düşünceye kapılmak bile insanın tüylerini diken diken ediyor.
Dinimizin hoşgörüsünden, birleştiriciliğinden, kişi, kurum, örgüt, düşünce fark etmeksizin İslam'ın herkesi kucakladığından vaaz veren bir kurumun, böylesi bir taraf içerisinde olacağını kim düşünebilir?
Müftülük gibi önemli bir kurum, siyasi ayrımcılık içerisine girebilir mi?
İnsanın aklına gelmesi bile ürkütücü.
Ee, o zaman geriye ne kalıyor?
Müftülük 3 bin kişinin her yıl düzenli bir şekilde iftar yaptığı camii bahçesindeki iftarı neden bu kez kabul etmemiş olabilir?
Neden belediyeye yazdığı resmi bir yazı ile böylesi bir iftarın yapılamayacağını söylemiş olabilir?
Bizim aklımıza mantıklı bir yanıt gelmiyor!
O yüzden müftülük yetkilileri bu iftara neden izin verilmediğini kamuoyuna açıklarsa bizler gibi vatandaşta sebepleri öğrenecek!
Bakalım müftülük tüm Türkiye'de sorunsuz olarak uygulanan cami iftarlarına Eskişehir'de neden izin vermemiş?
Açıklasınlar da herkes öğrensin.
Bizimde merakımız ortadan kalkmış olsun...