MÜMİN VE KMİL /ARINMIŞ KİŞİ HAKKINDA


∑ Geçen haftaki yazımda, Müslüman'ım demenin yetmeyeceği ve mutlaka 5 gaybe /bilinmeyene İman etmek ile pekiştirilmesi ve kalbe /duyguya indirilmesinin şart olduğunu, İman etmenin de pratik uygulamalar olan salih amelleri /Kur'an'da bildirilen Muhkem-kesin hükümlere uygun olumlu amelleri gerçekleştiren kişi denilen Muhsin olmakla pekiştirilmesi ve böylece Mümin olunması gerektiğini, bütün bu aşamalardan sonra, son aşama olarak da artık Makbul Kişi veya Kâmil İnsan olunacağını vurgulamıştım. Bu görüşümü Fatır-10 ncu ayet desteklemektedir "Fatır-10. Şunu da bilin ki, her kim onur ve şeref istiyorsa, bunlar tamamen Allah'a aittir. Allah için kullandığı içten ve güzel sözler, olumlu amellerle birlikte olunca kişiyi daha da makbul kılar. Allah için kötü- ve uygunsuz sözler söyleyenler ve planlayanlar ise, şiddetli bir azaba uğratılacaklar ve ne planlamışlarsa hepsi başarısızlıkla sonuçlanacaktır". Ancak Furkan-71 nci ayette, Makbul kişi olabilmek için son olarak mutlaka Tevbe etmenin de birlikte olması üzerinde durulmaktadır "Furkan-71. Çünkü her kim içtenlikle iman ve tevbe edip, olumlu ameller de gerçekleştirirse, şüpheniz olmasın ki, artık onun tevbesi kabul edilmiş ve Allah'a yönelmiş demektir". Bu ve önceki açıklamalara dayanarak da "MÜSLÜMAN ÇOK, İMAN EDEN AZ, MÜMİN ÇOK AZ, KMİL İNSAN İSE ÇOK ÇOK AZ" sloganını kullanabileceğimizi de belirtmiştim. Bu hafta ise sadece Muhsin olan, Mümin ve Makbul kişi veya Kâmil İnsan olabilen hakkında Kur'an'ın neler söylemiş olduğuna değineceğim.
∑ Muhsin olan, Kur'an'da belirtilmiş ve 400'e yakın sayıda olan muhkem-kesin hükümlere uygun olumlu ameller /işler gerçekleştiren demektir. Zaman zaman bazı kişiler bana şu 2 soruyu sormuşlardır: "1-Ben Allah'a inanıyorum, fakat din diye bir şeye inanmoyorum. Yani diğer 4 gaybe (Ahrete, Meleklere, Vahiy kitaplarına ve Peygamberlere) inanmıyorum, şekilsel olan Namaz, Oruç ve Hac ibadetlerine inanmıyor, fakat ahlâka yönelik durumlara elimden geldiği kadar uyuyor ve kendimce iyi bir insan olmaya gayret ediyorum, muhtaçlara yardım etmeye ve vergimi de doğru vermeye çalışıyorum. 2- Ben Allah dahil hiç bir dine inanmıyorum ve hiç ibadet de etmiyorum, fakat sizin Muhsin'lik demek olan ahlaklı olmaya, muhtaçlara yardım etmeye de çalışıyorum.". Bu kişilerden ilki, Müslüman, fakat diğer 4 gaybe İmanlı olmadığından, eksik imanlı ve içten Mümin de değil, sadece Muhsin Müslüman gruptan olmakta ve Deist olarak tanımlanmaktadır. Bu kişi, yaptıklarını sadece Allah'ın rızasını ön planda tutar ve şirke ve riyaya da sapmazsa, yapacağı olumlu amellerine hem Dünya yaşamında, hem de Ahrette nimetler verilecek, fakat eksik imanından dolayı hem bu nimetler tam olmayacak diye düşünüyorum. İkinci gruptaki kişi ise Ateist diye tanımlanmakta olup, bu kişiye olumluluklarına dünya yaşamı sırasında karşılık nimetler verileceği, fakat bu yaptıklarının ahrete yansımayacağı, iman etmeyişinden de hesaba çekileceği, özellikle şirk-ortak da koşmuşsa, azap karşılığının fazla olacağı belirtilmiştir "Kaf-26. Ayrıca o, Allah'ı inkâr edip başka bir ilah edindi veya Allah'a inandığı halde başka bir ilah da edinerek O'na şirk-ortak koştu. Bu nedenle de hak ettiği o şiddetli aza-bın içine sokun" denecektir. İsra-18. Tam bir imanının olmaması sonucu kim sadece acele eder ve bu geçici dünya için istekte bulunur ve çaba gösterirse, uygun bulduğumuz üzere ona istediklerini veririz. Ancak ahrette, ortak-şirk koşup bildirilenleri inkâr ederek küfre saptığı için, huzurumuzda kınanmış ve kovulmuş bir şekilde onu Cehenneme s-okarız"".
∑ Hucurat-10 ncu ayette "Hucurat-10. Ve bütün müminler kardeş olduklarına göre de, kardeşleriniz arasında barışı adaletle sağla-yın ve Allah'a karşı takva sahibi olun ki, merhamet edilesiniz" denmektedir. Bu duruma göre sadece Müslümanım diyen veya sadece 5 gaybe İman ettim diyen de bu kardeşliğe hak kazanmamış olmaktadır. Çünkü Mümin olan, hem Müslüman'ım diyen, hem içten İman etmiş olan, hem de İman edişini salih amellerle /muhkem-kesin hükümlere uygun olumlu amellerle, diğer bir ifade ile muhsin olmakla pekiştiren kişi olmaktadır. Dolayısıyla da Din Kardeşliği olabilecek kişi sayısı çok azdır diyebiliriz.
∑ Dünya okulundan mezun olabilen kişi Makbul kişi, yani Kâmil İnsan aşamasına ulaşabilen kişi demektir. Ve Makbul olan kullar, 5 gaybe içten iman etmeleri yanında, Allah ile yapılan anlaşmanın 7 sözüne sadık olma ve muhkem-kesin hükümlere uygun ameller gerçekleştirmeyeceğim diye korku, endişe içinde /takva içinde olan kişilerdir. Çünkü bunlar, Allah'ın korkulacak değil, sevgi olduğunu, korkulacak olanın "Kendinden ve Allah'ın beklediklerine uyamayacağından korkmak olduğunun bilincindedirler.
∑ İşte bu kişinin artık Allah'ın yeryüzündeki halifesi, diğer bir ifade ile görevli Meleği olacağı En'am-165 nci ayette belirtilmektedir "En'am-165. "Allah sizi yeryüzüne halifeleri olasınız diye gönderdi ve verdiği imkânlarla yaptıklarınızın karşılığını vermek ve birbirinizle de sizi sınamak üzere, kimini-zi kiminize derecelerle üstün ve farklı kıldı. Şu gerçek bilinsin ki Senin Rabbin, sınavlarınızı en hızlı değerlendirip karşılığını verendir. O, aynı zamanda çok da bağışlayandır /Gafur'dur ve sevgisi ile merhameti oldukça bol olandır /Rahiym'dir".
∑ Makbul kişi, sonucun, bir sebebe bağlı olarak ve ilahi kurallara göre oluşmuş olduğunu bilir, nefslerine göre değerlendirmez ve ilahi sisteme karışırım endişesi ile bir yorum getirmez ve sadece izler. Onun için diğerleri yoktur ve her yaratılan, bir bütünün parçasıdır. Bir inanca bağlı olmaksızın, bütün inançlara saygılıdır ve onlarla beraberdir. Malın, servetin, şaşanın, makamın cazibesinden kendini kurtarmıştır. Bu kişinin artık parapsişik yetenekleri de söz konusudur. Ancak bu yetenekler, makbul kişi olmasa da bazı insanlarda doğuştan itibaren olabildiğinden, gerçek makbul kişi zaten bu yeteneklerini menfaatine kullanmama düzeyinde olduğundan, bunları istismar edilmesin diye ifşa etmez.
NOT: Ayrıntılı bilgi ve ayetlerle ilgili güncel yorumları, Anladığım ve Güncel Yorumladığım-Tefsirli "SON DAVET KUR'AN"da bulabilirsiniz.


Önceki ve Sonraki Yazılar
Gazi Özdemir Arşivi