NAMUS İKAZI ÖNCE ERKEĞEDİR, ÇÜNKÜ...-1

İkibinli yılların başlaması ile birlikte, kadın veya erkek tüm insanlarda, gittikçe artan oranda "Kendini İnsan görme" üst kimliğine uyanış başlamıştır. Bu uyanış ile birlikte kadın ve erkek, farklı sorumlulukları ve karakter özellikleri ile birbirlerini eşit görmeye ve cinsiyet farklılıklarının, sadece bir yaratılış gerekliliği olduğunu benimsemeye başlamışlardır. Ancak bu geçiş yıllarında, asırların erkek bilinçaltında oluşturduğu yanlış geleneksel yaklaşımlar, eğitimsiz ve ekonomik güçleri olmayan annelerimizin, erkeğin desteğine muhtaç durumlarının devamlılığına yönelik erkeğin kas gücüne ve maddi yetkinliğine dayanan hakimiyet temelli şiddetini, olumsuz söz ve ezici davranışlarını normal karşılamayı birden yıkmak ve değiştirmek mümkün değildir. Çünkü bu kadınlarımızın hem ekonomik muhtaçlıkları devam etmekte, hem de hoşlarına gittiği için, erkekler tarafından da devam ettirilmektedir. Erkeğin sanki kadından üstünmüş gibi olan bu durumunun Kur'an ayetlerinin taraflı ve yanlış yorumlanmalarının da, bu geleneksel olumsuz yaklaşımın oluşmasında ve sonuçta şimdiki kadına yönelik şiddet uygulama ve cinayetlerinde çok büyük katkısı olmaktadır. Bu yönü ile tarihte Kadına yönelik en önemli devrimi önce Kur'an ile Hz. Muhammed gerçekleştirmiş ve sıfırın çok altındaki kadının konumunu, 23 yıllık Kur'an'ın parça parça indirilişi ile paralel olmak üzere, eşit hale getirmiştir. Ancak vefatından hemen sonra başlamak üzere, kadının konumuna ilişkin ayetler, erkekler tarafından bilinçli olarak, yine Cahiliye dönemine dönüşü sağlamak üzere tarafgirce yorumlanmış, ek haramlaştırmalar ve şekilci geleneksel uygulamaları dinselleştirmelerle yine kadın hakları dejenere edilmiştir. Bu dejenerasyonu fark eden ve Kur'an'daki gerçek kadın konumuna dönüş için çabalayan tarihteki en büyük 2 nci Kadın Devrimcisi Atatürk olmuştur. Ancak maalesef, onun da vefatından hemen sonra yine sözde Kur'an'ı biliyorum diyenle tarafından aynı ayetler, yine kadınların aleyhine olacak şekilde yorumlanmış ve asırların yanlışlarının erkek bilinç altında pekişmesini devam ettirmiştir.
Son yıllarda kadına şiddet uygulama ve kadın cinayetlerinde belirgin bir artış söz konusu. Bu artışta din dediğimiz Kur'an'ın erkekler tarafından ve kendi menfaatleri doğrultusunda yorumlamaları mutlaka önemli bir etken olmaktadır. Çünkü çoğumuz bu yorumlara yönelik olmak üzere Kur'an'a bizzat bakarak kendimiz araştırmıyor, söylenenler için Kur'an'ı bir mihenk kitabı olarak önemsemiyoruz ve din adamı dediklerimizin her dini söylemlerini mutlak doğru olarak kabul ediyoruz. Sorgulayıcı ve eleştirel yaklaşmaktan korkuyoruz ve engelleniyoruz.
Kur'an'a bütün olarak yaklaştığımızda, Kur'an'ın birçok ayeti ile kadını koruduğunu ve erkek ile eşit konumda tuttuğunu görüyoruz. Bu yazıda sadece Kur'an'ın namus ikazını önce kime yaptığını açıklayacak, kadının korunmasına ilişkin diğer ayetleri ise sonraki köşe yazısına bırakacağım.
Bugüne kadar gerçekleştirdiğim birçok konferans ve sohbetlerimde, defalarca "Namusunu ve meşru olmayan ilişkilerden cinsel organlarını koruma ikazını, sizce Allah önce kime yapmıştır, kadına mı, erkeğe mi?" sorusunu sorduğumda, hemen hemen hepsinde ve kadınlar da dahil olmak üzere "Tabii ki kadına" cevabını almışımdır. Çünkü asırlardır, Kur'an'daki gerçekler, kadını koruyan hükümler gizlenmiş ve açıklanmamış, erkekler de meydanı boş bularak yanlış bilgilerin yönlendirmesi ile kadını ezip durmuşlardır. Halbuki namusu koruma ikazı Nur-30 ncu ayet ile önce erkeğe yapmış (Nur-30. Ya Muhammed! Mümin erkeklere söyle, gözleriyle kadınları rahatsız edecek şekilde davran¬masınlar /bakmasınlar ve şehvet /edep yerlerini yasa dışı ilişkilerden korusunlar. Bu onlar için daha uygun bir davranıştır. Şunu iyi bilsinler ki, Allah yaptıklarından her an haberdardır), daha sonraki ayet olan Nur-31 ile de kadını ikaz etmiştir (Nur-31. Ya Muhammed! Mümin kadınlara da söyle, gözleriyle erkekleri rahatsız edecek şekilde davran¬masınlar /bakmasınlar, şehvet /edep yerlerini korusunlar, görünmesi sakıncalı olmayacaklar dışındaki ziynetlerini /mücevherlerini ve diğer ziynetleri olan şehvet yerlerinden olan memelerini sergilemesinler /teşhir etmesinler ve geleneksel kıyafetlerinden olan örtülerinin /şallarının bir ucu ile göğüslerini /memelerini /koyunlarını kapatsınlar.......)
Doktor bir bilim adamı gözü ile baktığımda, gerçekten de namus ikazının özellikle erkeğe yapılması gerekmektedir. Çünkü henüz Mümin /Muhsin düzeyinde olmayan erkekler bütün dünyada çoğunluktadırlar ve olumlu nefslerden olan Cinsellik nefslerini, Allah'ın istediği Sıratan-müstakiym /orta düzey denilen itidal düzeyinde tutarak yaşama aşamasında değiller. İşte bu gelişmemiş düzeydeki erkek, her konuya duygusal değil, şekilsel olarak yaklaşır. Cinsel arzusu görsel hoşlanma ile başlar. Erkekliğini, kıyafeti, bıyığı, sakalı, varsa arabası, evi, serveti ve makamı, özellikle de kas gücü ve erkeklik organı ile özdeşleştirir. Mutluluğu bunlarla yaşar. Tabi kadını da bu özelliklerine muhtaç ve hazır bir vücut olarak görüp, kadının giyimi ve makyajını hemen cinsel arzusu ile değerlendirip, onu cinsel bir varlık olarak görür. Başta kendisi olmak üzere, kadını da "İnsan üst kimliği" ile görme seviyesinde olmadığından, hemen cinsellik akına gelir. Çünkü cinsel yaklaşımı duygusal değildir, yüzeyseldir.
Konuya haftaya devam etmek üzere, bu görüşümü ayet ile pekiştireyim (Al-i İmran-14. Örneğin Allah, sizlerden özellikle erkeklerinize, kadınlara olan şehveti, çocukları, yığınlarla altın ve gümüşü, eğitilmiş atları, davarları ve ekinleri /malları ve daha birçok dünya nimetini çekici kılmıştır. Erkekleriniz bunlara bakarak kendilerini güçlü görmektedirler. Hâlbuki bunlar, dünya hayatının ancak aldatıcı ve geçici malzemeleridir. Dolayısıyla daha önce bunlara öncelik verip yanlış yola sapanları helâk ettiğimizi hatırlayın ve aynı hataya düşmeyin. Çünkü esas ödül ve güzellikler Allah'ın Cennet katında olanlardır).
NOT-1: Ayrıntılı bilgiyi NÖVAK Vakfının "SON DAVET KUR'AN (Kısa tefsirli tercümesi)" ve "İSLÂM'IN ŞARTI SADECE 5 DEĞİL" kitaplarında bulabilirsiniz.
NOT-2: 25 Şubat 2015 Çarşamba günü saat 17-30-19.00 da Özdilek Sanat Merkezinde Halka açık "KUR'AN SOHBETLERİ"ne inşallah devam edeceğim.




Önceki ve Sonraki Yazılar
Gazi Özdemir Arşivi