Televizyonlardaki spor programlarını, gazeteleri, yorumcuları, eski hakemlerin değerlendirmelerini takip ediyorum. Varsa yoksa Hüseyin Göçek. İnsanların dikkati ligin zirvesine öylesine kaymış durumdaki kimsenin diğer maçları gördüğü yok. Antalya'da maçın sonucuna etki eden inanılmaz hakem hataları oldu. Yoruma açık olmayan, görenin hemen kararını vereceği pozisyonlarda hakem Deniz Çoban futbolun doğrularına ihanet etti. Bir hakemden ne bekleriz ki. Tarafsız olmasını, gördüğünü çalmasını, futbol oyun kurallarını kafasına göre değil kitabına göre uygulamasını, adil ve önyargısız olmasını, vereceği kararlarla maçın sonucuna etki etmeyerek kazananın sahadaki mücadele sonunda belirlenmesine yardımcı olmasını. Sadece bu kadar ama olmuyor nedense.
Güven, asla tek taraflı bir duygu değildir. Bu yüzden MHK'ya sesleniyorum. Siz her ne kadar bu hakemlere güvenseniz de, futbol kamuoyu size de, hakemlere de güvenmiyor, güvenemiyor. Maçın henüz başı. Necati sinirlerine hakim olamayıp tekmeyi savuruyor Veysel'e. Otursa, Veysel kesin sakatlanır, Allah'tan tekme sıyırıyor. Deniz Çoban gelen baskılar sonucunda lütfedip sarı kartını gösteriyor. Futbolcularımız etrafını sarıp itiraz etmeseler onu da göstermeyecek belli ki. Bunu gören Antalya'lı futbolcular oldukça rahatlıyorlar. Hele ki Ali Turan. Önce Erkan'ı, sonra Volkan'ı indiriyor. Bakıyor ki her şey serbest, iki ayağına kollarını da ekleyip oynuyor bütün maçı. Alper'i ceza sahası içinde iterken o kadar rahat ki, biliyor penaltı çalınmayacağını. Deniz Çoban'ın yine sorunlu bir maçından sonra adını şimdi hatırlamadığım bir yorumcu, bu hakemin yöneteceği her maçta olay çıkma potansiyeli var diye uyarmıştı. Antalya maçında olay çıkmadıysa yatsın kalksın futbolcularımıza dua etsin.
Cuma akşamı lider Trabzon'u konuk edeceğiz. Herkesin ortak görüşü Trabzon'un şampiyonluk yarışında en zorlu engelin bu maç olduğu yönünde. Dahası tüm Fenerbahçeliler kendi maçlarından çok bu maça odaklanmış durumdalar. Ulusal medyanın çok bilmiş taraflı yorumcuları ise bizim bu maçta göstereceğimiz mücadeleye göre yumuşak mı, yoksa sert mi oynadığımıza, hatta Trabzon'a yol verip vermediğimize karar verecekler. Eskişehirspor'un hala dördüncülük şansının bulunduğuna ise kimsenin dikkat edeceğini zannetmiyorum. Hafta sonu Antep'liler, Kadıköy'de dişe diş puan mücadelesi verirken Trabzon için oynamakla suçlandılar ve çok ağır hakaretlere maruz kaldılar. Halbuki Antep'in, Bursa'yı geçerek puan cetvelinde üçüncülüğü yakalama imkanı vardı. Cuma akşamı aynı şey bizim için geçerli olacak. Trabzon'a dur dersek, Fenerbahçe için oynamakla suçlanacağız. Trabzon bileğinin hakkıyla kazansa bile aynı Fener maçından sonra olduğu gibi çeşitli yakıştırmalara muhatap olacağız. Aslında en güzeli bu maçı Deniz Çoban'ın yönetmesi olurdu. Çünkü öyle bir maç idare ederdi ki maçtan sonra ne Trabzon ne de biz konuşulurduk. Biz kendimizi iyi biliyoruz. Bilmeyenlere tekrar hatırlatmak gerekirse Eskişehirspor'un tarihinde asla şaibe olmamıştır. Eskişehirspor futbolcusu her maçı mutlaka ama mutlaka kazanmak ve sadece taraftarını mutlu etmek için oynar. Cuma akşamı da böyle olacak ve lideri yeneceğiz. Tüm futbolcularımıza başarılar dilerim.