
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)
NASREDDİN HOCA VE ESKİŞEHİR
İnsanımız, kendilerine takdim edilen veya yakın hissettikleri kişileri ve popüler modelleri örnek aldıkları bilinmektedir. Ülkemizde, insanımızın, özellikle de çocuk ve gençlerimizin, örnek alabilecekleri veya onlara örnek olarak sunabileceğimiz, pek çok mümtaz şahsiyet vardır. Bu insanlarımızda biri de Nasreddin Hoca' dır.
Ne var ki Nasreddin Hoca'yı, ne tanıdık ne de tanıttık. Nitekim Nasreddin Hoca yıllardır mizah ve güldürü üstadı gibi tanıtıldı. Oysa Nasreddin Hoca, bir "DÜŞÜNÜR", "HALK FİLOZOFU", "SOSYOLOĞ" , "MÜDERRİS" ", " BİLGİN ", "HUKUKÇU" ve" TASAVVUFÇU" dur. Bütün bu meziyetlerinin gereğini, halkın anlayacağı dille, yerine getirmeye çalışmıştır.
Hal böyle iken, Nasreddin Hoca' nın, bu yönleri bir türlü gündeme getirilmedi. Nasreddin Hoca, halka da bu yönleri ile tanıtılmadı. Üstelik Nasreddin Hoca' ya ait olmayan fıkralar, o' nun bu meziyetlerine gölge düşürdü. Ülkemizdeki halk bilimciler de Nasreddin Hoca ile ilgili yeterli çalışma yapmadılar. Oysa kendisi ile Adalet İlkokulu'nda görevli olduğum yılarda tanıştığım ve hala da çalışmalarını yakından takip ettiğim, Japon Halk Bilimcisi Mitsuko Kojima, Nasreddin Hoca'yı incelemek için, üç yıl Türkçe öğrendi. İnceleme ve araştırmaları ile de, fıkraların, Nasreddin Hoca'ya ait olup olmadığını analiz edecek kadar da, Nasreddin Hoca'yı her yönü ile tanıdı.
Türkiye' de, onlarca, Eskişehir' de de iki üniversite var. Bu üniversitelerde onlarca Halk Bilimcisi var ama hiçbir öğretim görevlisi, arzu edilen boyutta, inceleme ve araştırma yapmadı. Yani Türkiye'den, bir tek Mitsuko Kojima çıkmadı
Eskişehir' de, Nasreddin Hoca' ya, layık etkinlikler yapılmıyor, en önemlisi de esas kimliği ile tanıtılmıyor ama Mitsuko Kojima, Japonya'ya da, özel davetlerde, Nasreddin Hoca'nın fıkralarını anlattı. Japonya'da Nasreddin Hoca günleri düzenledi. Nasreddin Hoca ile ilgili etkinliklerin büyük beğeni aldığını, gelen talepleri de karşılayamadığını söylemişti.
Hatırlıyorum da, Tokyo Metropolitan Müzesi'nde, 2003 Türkiye Yılı nedeniyle açılan `Türkiye`de Üç Büyük Medeniyet" sergisi çerçevesinde düzenlenen ` Nasreddin Hoca" konulu konferans, büyük ilgi görmüştü. Türk mizahının büyük ustası Nasreddin Hoca konusunda tez hazırlayan Bayan Mitsiko Kojima' nın, Türk kültürü hakkında verdiği konferans, müze ziyaretçilerinin büyük ilgi gösterdiği etkinliklerin başında geldi. Nasreddin Hoca fıkrasıyla izleyicilere çok güzel zaman yaşatmıştı. .
Mitsuko Kojima' ya göre, Nasreddin Anadolu halkının yaşama biçimini, güldürü öğesini, alay ve eğlenme türünü, övgü ve yergi becerisini dile getirmiştir. O' nunla ilgili gülmeceleri oluşturan öğelerin odağı, sevgi, yergi, övgü, vardır. O, bunları söylerken bilgin, bilgisiz, açıkgöz, uysal, vurdumduymaz, utangaç, atak, şaşkın, kurnaz, korkak, atılgan gibi çelişik niteliklere bürünür. Bu öğeler Anadolu insanının, belli olaylar karşısındaki tutumun yansıtan, düşünce ürünlerini oluşturur. Nasreddin Hoca, halkın duygularını yansıtan, bir gülmece odağı olarak ortaya çıkarılır. Halk yılladır Nasreddin Hoca'nın dilinde ve düşüncelerinde kendi düşüncesini buldu ve sesini duyurdu.
Ne var ki, ne Yunus Emre, ne de Nasreddin Hoca, Eskişehir' de gerektiği şekilde tanıtılmadı. Nasreddin Hoca ve Yunus Emre' nin, okullarda daha bilinçli bir şekilde tanıtılması için, örgün eğitim kurum/kuruluşlarının, her kademesinde, öğrencilerin seviyelerine uygun üniteler hazırlanarak, Nasreddin Hoca ve Yunus Emre Kültür ve Sanat Haftası' nda, çocuklarımıza aktarılmasını, Hatta Eskişehir' deki etkinliklerle ilgili bir yönerge hazırlanmasını, toplantılarda ve köşemizde sürekli önerdik. Ancak bir türlü gerçekleştirmedi ama Nasreddin Hoca ve Yunus Emre etkinliklerine, katılımın az olmasını da hep şikâyet konusu yapıldı. Acaba Yunus Emre ve Nasreddin Hoca, yıllar önce örgün eğitim kurumlarında, tanıtılmış olsa idi, bugünkü arzu edilmeyen tablo meydana gelir miydi?
Yine geçmiş yıllarda, Sivrihisar ve Nasreddin Hoca Beldesi' nde yapılan etkinlikler, bazı yıllar, siyaset ağırlıklı bir görüntü verdi. Siyasetçilerin programlarına göre, Nasreddin Hoca Şenlikleri kutlandı. Bütün bu yanlışlıklar, halkı şenliklerden uzaklaştırdı. Elbette Eskişehir ve Sivrihisar' da arzu edilen boyutta, şenlikler yapıldı ama bu şenliklere geliştirilerek süreklilik arz etmedi. Her vali, vali yardımcısı ve belediye başkanlarına göre de şekil aldı. Oysa "devlette süreklilik" evrensel bir kural ve yöntemdir.
Bu yıl, neden bilinmez, her yıl sivil toplum örgütlerinin katılımı ile günler öncesi başlayan Nasreddin Hoca Şenlikleri ile ilgili hazırlıklarda, bir hareketlilik yok. Oysa Nasreddin Hoca, dünyada, özellikle Japonya' da ve Akşehir İlçemizde, her yıl gündemdedir ama doğduğu köy, ilçe ve ilde gerektiği şekilde tanıtılmadığı ve etkinlikler yapılmadığı için, ilgi azaldı, hatta unutuldu. Bu bir vefasızlık, değil de nedir?