Eskiden, şimdi olduğu gibi sünnetler hastanelerde ya da sağlık birimlerinde yapılmazmış.
Sünnetçiler yaparmış sünneti.
Yaptıkları sünnet karşılığında almış oldukları bedelin vergisini ödemeleri için de vergi mükellefi yapılmaya başlanmış sünnetçiler...
Bu defa...
-"Madem vergi mükellefi olduk, bir yerimiz olsun" demeye başlamış sünnetçiler...
Birbiri ardına dükkân açmaya başlamışlar...
İşte bu dükkânlardan açan sünnetçinin birisi dükkânının vitrinine koca bir çalar saat koymuş.
Bu durum oradan geçen bir vatandaşın ilgisini çekmiş.
Bir Sünnetçi tabelasına bakmış, bir de Vitrinde ki çalar saate.
Dayanamayıp girmiş dükkândan içeriye.
Sünnetçiye dönüp;
-"Yahu sen sünnetçisin. Vitrinine niçin çalar saat koydun?" diye sormuş.
Sünnetçi sükunetini bozmadan vermiş cevabını;
-"İyi de vitrine ne koysaydım. Sünnetçiyim ben yahu" diye...
Bazı şeyler belki mantıksızdır ama...
İzahı da açıktır.
Lafı getirmek istediğimiz konu, Büyükşehir belediyesinin Köprübaşında yapmak istediği düzenlemenin, Büyükşehir belediye Meclisi'nde ki AKP li çoğunluk tarafından red edilmesi konusu...
Aslında dışarıdan bakıldığında, porsukta devam ede gelen ve vatandaşların da beğenisini kazanan düzenlemenin, söz konusu bölgede de olmasının niçin engellendiği insana mantıksız geliyor...
Ama yukarıda da söylediğimiz gibi... Bunun da izahı açık...
Ne yapsaydı AKP li meclis üyeleri yani...
Projeye onay verip, Büyükerşen'e yapacağı düzenlemeyle puan mı kazandırsaydı.
Hele hele seçim yaklaşırken...