
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)
"Ne yapsın?" dediğimiz müddetçe hiçbir şey değişmeyecek ki!
-Ne yapsın? Devlet de her yere yetişemiyor. O yüzden bu tür yurtlara müsaade ediyor.
-Ne yapsın bu cemaat yurtları? Devletin yapamadığını yapıyor, fakir fukaranın çocuğunu okutuyor.
-Ne yapsın bu insanlar? Elde yok avuçta yok. Çocuklarını okutabilmek için çocuklarını cemaatlerin kucağına atıyorlar.
-Ne yapsın bu çocuklar? Ailelerinin kendilerini okutacak parası yok. Onlar da sırf okuyabilmek için istemeye istemeye bu cemaatlerin yurtlarında barınmak zorunda kalıyorlar.
-Ne yapsın bu iktidar? Ülke yönetimine bu cemaatler sayesinde geldi. Onlara her türlü imkanı sağlamak zorunda.
İşte!
Ülkenin bu gün bu hale gelmesi hep bu "Ne yapsın?" ile başlayan anlayış yüzünden...
Vakıf yurtlarında çocuklara tecavüz edilmesi, cemaat yurtlarında çocukların cayır cayır yanması hep bu "Ne yapsın?" ile başlayan ve çaresizlik içeren söylemler yüzünden değil mi?
Ne yapsın bu Devlet?, Ne yapsın bu Cemaatler?, Ne yapsın bu yoksul aileler?, Ne yapsın bu fakir çocuklar? Demeyi bırakıp "Bu devlet üzerine düşeni niye yapmıyor?" demedikçe, eğitim konusunda devletin üzerine düşen görevi niye yapmadığı sorgulanmadıkça, hiçbir şey değişmeyecek göreceksiniz.
Kısacası...
Biz "Devlet görevini niçin yapmıyor?" demedikçe...
Cemaatlere yine göz yumulacak.
Vakıflara yine iltimas geçilecek.
Devlet, yapmadığı işleri yine bunların üzerine havale edecek.
Yine "Yoksul aileler çocuklarını bu yurtlara vermesin de ne yapsın?" denilecek.
Ve yine...
Çocuklar tecavüze ve istismara uğrayıp, ihmalle ölmeye devam edecek.
....
Bizim de başımıza aynısı gelir mi?
Kültür ve Turizm Bakanı Nabi Avcı "Eskişehir'de söz verdiğimiz gibi meydan'ı yapacağız" açıklamasında bulununca biz de "Artık bu sözün takipçisi olacağız" diye bir yazı kaleme aldık.
Yazımızı okuyan Mert Kurucu bir mail göndermiş.
Aynen şöyle diyor gönderdiği mailde:
"Şimdi bugünkü yazınızı okudum, okurken de aklıma yıllar önce Bursa'nın başına gelenler geldi.
Şöyle ki; bilirsiniz eskiden Bursa'nın şehirlerarası otobüs terminali Santral Garaj idi ve şehrin tam içinde kalmıştı, yeni terminal binası yapılınca da eski yer atıl bir şekilde kaldı, gel zaman git zaman Bursalılar bölgenin Kent Meydanı yapılması için istekte bulundular,
Şimdi ki yöneticiler o zamanda yöneticilerdi ve Bursa halkına "size söz veriyoruz burasını Kent Meydanı yapacağız" diye söylemlerde bulundular.
Ortaya çıkan sonuç ise Kent Meydanı AVM garabeti oldu, ne dersiniz bizim de başımıza bu gelir mi?"
Ne diyelim?
Gelmez herhalde?
Ne de olsa verilmiş sözler var ve bu sözlerin arasında da "Orada kesinlikle AVM ve Otel gibi donatılar olmayacak" taahhütleri var.
Öyle değil mi?
.....
Cenaze üzerinden yapamaz, yapmamalı da...
CHP İl Başkanı Sinan Özkar...
-Şehit cenazelerinin sorumlusunun, AK Parti tarafından izlenen yanlış politikalar olduğunu söyleyebilir.
-Her gün gelen şehit haberlerinin sorumlusu olarak hükümeti görebilir.
-Ölen insanların failinin hükümetin bizzat kendisi olduğunu düşünebilir.
-Ülkeyi yönetenlerin, insanların resmen ölümüne yol açtığını ifade edebilir.
-Hatta şehit olan insanların katili olarak hükümeti işaret edebilir.
Sinan Özkar bununla da kalmayıp, hakkında açılabilecek davaları da göz önüne alarak:
-Yukarıda saydıklarımızı haykırmak için insanları sokağa çağırabilir.
-Bunu avazı çıktığı kadar yüksek sesle söyleyebilir.
-Böyle yapmakla gerçekten sessizliği bozduğunu düşünebilir.
-Yaptığının doğru bir çıkış olduğunu söyleyip, sarf ettiği sözlerin de arkasında olduğunu ifade edebilir.
Ama-fakat-lakin...
Tüm bu saydıklarımızı, ertesi gün yapılacak olan bir şehit cenazesi ile ilişkilendirerek, şehit cenazesinin platform olarak algılanacağı bir şekilde yapamaz, yapmamalı...
Zaten...
Dikkat edilecek olunursa, kendisine gösterilen tepkilerin büyük bir bölümü de, paylaşım ve mesaj yoluyla yaptığı çağrının şehit cenazesi ile ilgili ve şehit cenazesi üzerinden olması değil mi?
.....
Biraz da gülmek lazım
Adamın biri bir sabah kalkar ve evinin çatısında bir goril görür.
Ne yapacağını bilmez ve eve girip telefonun başına geçer.
Rehberi karıştırınca bir ilan görür. "Gorilleriniz itina ile yakalanır!!! Adam telefon eder ve goril avcısı yarım saatte gelir. Araç panelvan tipinde bir kamyonettir.
İçinden orta yaşlı bir adam ve aptal bakışlı bir bulldog iner.
Adam elinde bir beyzbol sopası, bir ip merdiveni ve bir de çifte taşımaktadır. Ev sahibi sorar :
-Nasıl yakalayacaksın onu? Adam cevaplar :
-Çok basit, önce merdivenle çatıya çıkacağım, beyzbol sopasıyla gorile vurup onu çatıdan düşüreceğim.
Köpek özel eğitilmiştir, hemen gorilin bacağını ısırır ve ben inip onu araca kapatana kadar gitmesine izin vermez.
Derken adam çifteyi ev sahibine bırakarak yukarı çıkmaya başlar. Ev sahibi :
-Peki ben bu silahla ne yapacağım? diye sorar. Adam :
-Eğer işler ters gider de goril beni çatıdan atarsa, köpeği hemen vur.