4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

NEVRUZ MİLLÎ BÜTÜNLEŞME ARACIDIR

İnsanlığın ortaya çıkmasından sonra, "kültürler" oluşmaya başlamıştır. Her "toplum"un, bir kültürü vardır. Köklü, güçlü ve zengin bir geçmişi bulunan, Türk ulusu, binlerce yıl önceden beri güçlendirerek devam ettirdiği kültürünü, bugünlere kadar taşımıştır. Türk kültür öğelerinden birisi de kuşkusuz "Nevruz"dur. Kökeni itibariyle Farsça olan "Nevruz", Türkler' de, "Yeni Gün" anlamına gelecek biçimde kullanılmıştır. Bu günlerde, ortaya çıkan kardelen çiçeğine ise "Nevruz Çiçeği" deniliyor. Bu gün doğan çocuklara, göbek adı olarak "Nevruz" konuluyor.
Nevruz, Türk'ün düşünce sisteminde, "baharın gelişi" dir. Ayrıca Türk dünyasında, yaygın olarak kutlanan, bir bahar bayramıdır.
Nevruz, Türk Halkları tarafından bir kurtuluş günü olarak da algılanır ve Ergenekon veya Bozkurt efsaneleri ile bağlantılı olarak değerlendirilir. Bu efsaneye göre; Göktürklere savaş açan yabancı kavimler, hile ile bu savaşı kazanırlar. Savaştan sağ olarak kurtulan Göktürkler, Sarp dağlardan geçerek, kimsenin kendilerini bulamayacağı bereketli bir ovaya yerleşirler. Ergenekon denen bu yerde giderek çoğalırlar. Bunun sonucunda buraları kendilerine yetmeyince, etraflarındaki, demir bir dağı ateşle eriterek buradan çıkarlar ve yayılırlar. İşte Ergenekon'dan ayrılış tarihi, yeni yılın da başlangıç tarihi olarak kabul edilerek, daha sonraki Göktürk Hakanları, her yıl bu tarihte kızdırdıkları demiri örs ve çekiçle döverek, o günü simgeleştirirler. Bu tarih, Türkler için bir kurtuluş günü olarak kabul edilir ve doğadaki dirilişle özdeşleştirilir.
Kaşgarlı Mahmut, "Divanü Lûgatit Türk"te Nevruz'u, havaların ısınması, karların eriyip dağ başlarının görünmeye başlaması, suların çoğalması, türlü çiçeklerin açılması, yeryüzünün ipekten yemyeşil bir kumaşa sarılması, hayvanların çoğalması gibi güzel manzaraları tasvir etmek suretiyle ifade etmektedir.
Ayrıca Nevruz, bir bayramdır. Ancak bazı kesimler, bayramı fırsat bilip, siyasi ve ideolojik çıkarı için kullanıyor. Nitekim DTP, 2009'da yapılacak yerel seçimler öncesi tabanına mesaj vermek amaçla, bu yılki kutlamaların, daha yoğun geçmesi için, bazı yerlerde 22 Mart Cumartesi'ne aldı. Hatta Nevruz'un, Kürt orijinli, Kürt motifli ve Kürt argümanlarının olduğu bir miting havasında geçmesi için, konuşmacılarının hepsinin Kürtçe konuşacağını da vurgulandı.
Nevruz' un, beklenen şekilde kutlanması, her insanımızın ortak arzusudur. Ancak istenmese de bazı provokatif olaylar olabilir. Olaylar karşısında, Sağduyu hareket edilmeli, provokasyonlara gelinmeyerek, soğukkanlı davranılmalıdır. Bu yıl nevruz, ülke genelinde olduğu gibi, Eskişehir'de de kapsamlı bir şekilde kutlanacaktır. Nevruz kutlamaları, 21 Mart Cuma 16.00'da, Vilayet Meydanı'nda gerçekleştirilecek. Programda, nevruz duası yapılacak ve nevruz ateşi yakılacak. Eskişehir Valisi Sayın Kadir Çalışıcı, Sayın Doç Dr. Tamilla Aliyeva birer konuşma yapacaklar, kutlamalarda örste demir dövme ve Ergenekon'dan çıkış canlandırılacak. Odunpazarı Belediye Başkanlığı Mehter Topluluğu, gösteri sunacak. Türk Kültüründe nevruz, konulu yarışmalarda dereceye giren öğrencilere ödül verilecektir. Halk oyunu gösterileri yapılacak. Nevruz Pilavı ikram edilecek. Ayrıca Türk ve Azerbaycanlı sanatçılar tarafından, konser verilecektir
Eskişehir halkı, Nevruz Bayramı' na sahip çıkmalı, etkinliklere katılmalı, üzerine düşüne de yapmalıdır Çünkü Nevruz, bir yönü ile mitolojilere ve efsanelere dayanan millî bütünleşme aracıdır. Diğer yanı ile de tabiatçı bir yaklaşımla, kuzey yarım kürede, büyük bir coğrafyayı kapsayan, tabiat-insan ilişkisini, en açık bir biçimde temsil eder. Bölgesel barış, hoşgörü ve dayanışmaya ihtiyaç hissettiğimiz bu günlerde, Nevruz kutlamaları, daha büyük anlam ve önem taşımaktadır. Kültür, gelenek ve göreneklerimizi korumak açısından dil, sanat, inanç, örf-adet ve edebiyat gibi geçmişten bugüne aktarılan ortak değerlerimize de sahip çıkmayı unutmamamız gerekmektedir. Kültürümüzün bir simgesi haline gelen Nevruz Bayramı'nın, gelecek yıllarda da sevgi, kardeşlik, barış ve hoşgörü ortamında artan coşku ile kutlanması Türk toplumunun da ortak dileğidir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM) Arşivi