
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)
Neymiş? Belediyeler ayrı- gayrı düşmüş....
Yayınlanma:
-Uğur Mumcu'yu anmak için CHP'li Belediyeler ayrı düşmüş.
-Büyükşehir ve Tepebaşı ayrı bir yerde Uğur Mumcu'yu anma etkinliği yaparken, Odunpazarı başka yerde ve ayrı bir etkinlik düzenleyerek anmış Uğur Mumcu'yu.
-Uğur Mumcu gibi bir ismi anma etkinliğinde bile bir araya gelemiyormuş CHP'li Belediyeler.
-Sonra da çıkıp "Bu AK parti nasıl oluyor da her defasında iktidar oluyor" diyorlarmış.
-Aslında mesele ortadaymış.
-Uğur Mumcu'yu anmak için bile, birlikte hareket edemeyenlerden daha ne beklenirmiş ki?
-Belediyeler arasında ayrılık gayrılık işte bir defa daha net bir şekilde ortaya çıkmış.
-CHP'lilerin iktidar olmayı istemekten çok, birbirlerini yemek istediği bu anma olayında bile açıkça görülüyormuş...
Bu sevinç değerlendirmeleri, AK Partili bazı isimler ile AK Parti düşüncesinde olduğunu bildiğimiz bazı insanların, iki ayrı Uğur Mumcu etkinliği üzerine sosyal medya üzerinden yaptıkları değerlendirmelerden oluşuyor.
Belli ki keyif olmuşlar bu durumdan.
CHP'li Belediyeleri seçim öncesi eleştirecek, Tİ ye alacak yeni bir malzeme bulma sevinci içine düşmüşler.
Fakat...
Kötü bir haberimiz var ellerindeki bu kullanacakları malzeme ile ilgili.
Bundan kendilerine, hele hele seçimlere yansıtacakları bir iş çıkmaz.
Elbette...
-Üç Belediye bugüne kadar olduğu gibi Uğur Mumcu'yu da birlikte ansaydı daha derli toplu bir görüntü ortaya çıkardı.
-Bütün partililer bir arada olurdu.
- Özellikle aday adaylığı düşünenler ve "o taraf da gönül koymasın" düşüncesiyle iki taraf arasında mekik dokuyanlar da telef olmazdı...
-Kafalarda "Belediyeler arasında sıkıntı mı var?" Sorusu akıllara gelmezdi.
Ama...
Sonuçta iki ayrı yerde de yapılan anma etkinliği de amacına ulaştı.
Bademlik'de yapılan etkinliğe gidenler Güvenç Dağüstün'ü, Yunus Emre Kültür merkezine gidenler Tolga Çandar'ı dinledi.
İnsanlar başta bu durumu garipsese de, sonrasında "Keşke şehrin her yerinde Uğur Mumcu etkinliği yapılsa" dedi.
O yüzden...
İki ayrı Uğur Mumcu etkinliğinden yola çıkarak, bu durumu referans gösterip, konuyu "İşte CHP zihniyeti" ne taşımak, söyleyen tarafa avantaj falan sağlamaz.
Aynı etkinliği diğeri yaptı diye kimse kalkıp AK partiye oy falan da vermez.
Hele hele...
Uğur Mumcu'nun paylaşılamamasına ilişkin malzemeden yola çıkılarak, CHP'li Belediyeler arasında bir "iktidar-paralel" örneği yaşanacağı falan da beklenemez.
O yüzden, geçin bunları!
Buradan iş çıkmaz...
.......
Abdüllatif Şener'in adaylığı üzerinden fal bakmak...
Dün bir dostumuz aradı...
-"takip ediyor musun? Abdüllatif Şener'in CHP'ye geçeceği konuşuluyor. Kılıçdaroğlu ile görüştüğü yazılıp çiziliyor" dedi.
Bunun gayet normal olduğunu söyledik önce...
-"Geçerse de sürpriz olmaz hani. Zira Abdüllatif Şener başından beri CHP'den daha fazla bu iktidara muhalefet yapan bir isim. CHP'nin bünyesi de Abdüllatif Şener'i o kadar red etmez. Hele hele Bekaroğlu ve benzeri isimlerin yanında, Abdüllatif Şener bağırlara bile basılabilir" dedik.
Dostumuz...
-"biliyorum... Biliyorum" dedikten sonra devam etti.
-"İster misin Abdüllatif Şener gerçekten CHP'ye geçsin ve 4,5 ay sonra yapılacak olan seçimde de Eskişehir'den kontenjan Milletvekili adayı yapılsın" deyince ister istemez...
-"İyi de o denli uzun boylu da değil hani" tepkisini vermede gecikmedik.
Ama dostumuz ısrarlıydı...
Abdüllatif Şener'in Çerkez olduğunu, Çerkezlerin Eskişehir'de büyük ölçüde sağ partilere oy verdiğini, Şener'in Eskişehir'den aday olmasıyla bu tercihin CHP lehine değişebileceğini, Eskişehir'deki CHP önderlerinin de bu isme çok karşı çıkmayacaklarını söylediğinde, doğrusu kafamız da karıştı.
Düşündük işin içinden çıkamadık.
Bir yanda dostumuzun söylediklerinin olabilirliği...
Diğer yanda Çerkezlik meselesinin Eskişehir CHP'de, yakın bir tarihte yarattığı sıkıntı geldi aklımıza...
Ne dersiniz?
Böyle bir ihtimal gerçekleştiğinde siz çıkabilir misiniz işin içinden?
......
Israrla yazıyoruz... Şehrin öncelikleri olmalı
Eskişehir, sürekli olarak eksikliklerin dile getirildiği bir kent.
Eskişehir'de yaşayanlar ve Eskişehir'i yönetenler sık sık dile getiriyor bu eksiklikleri.
Ancak...
Dışarıdan baktığınızda, dile getirilen eksiklikler konusunda bir mutabakat sağlandığı söylenemez.
Kimine göre Eskişehir'in en büyük eksikliği: Üçüncü bir üniversite...
Kimine göre de Termal...
Bunun yanı sıra...
Bazıları Ulaşımı, bazıları Turizm alanında ki altyapı yetersizliğini, bazıları da Kent içi Trafiği dile getiriyor büyük eksiklik ve sorun olarak.
Keza...
Fuar alanı olmayışı, Teknolojik vadisinin bulunmayışı ve benzeri eksiklikler de söylene geliyor.
İşi biraz daha abartırsanız...
-"Eskişehir'de niçin Golf sahası yok? Bu büyük bir eksiklik ve derhal bu eksikliğin öncelikli olarak giderilmesi lazım" diyenler bile zaman zaman çıkıyor.
Netice olarak...
Bu kentte yaşayanların ve bu kenti yönetenlerin, Eskişehir tahlili yaparken, kendi önceliklerine göre sıraladıkları eksiklikler mevcut.
Belki, herkes kendi penceresinden baktığı için bu eksiklikleri öne çıkartıp dile getiriyor.
Belki...
Kendi işine yarayacağı için, kendine göre bir öncelik belirliyor...
Ama...
Bu işin, bu şekilde olmayacağı artık ortada.
O nedenle...
Bu kentte yaşayanlar ve bu kenti yönetenler, bu kent için en önemli eksikliklerin ne olduğunu öncelik sırasına göre artık tespit etmeli.
Listenin en tepesinden de başlamak üzere bu eksikliklerin de zaman içinde giderilmesi mutlaka bir takvime bağlanmalı.
Kısacası...
Eskişehir, eksikliklerini öncelik sırasına göre belirleyip, buna göre de bir yol haritası çıkartmalı.
Aksi takdirde...
Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da herkesin kendine göre bir önceliği olacak ve bu eksiklikler bugüne kadar olduğu gibi, bundan sonra da söylenip durulacak.
Ve bir türlü netice de alınamayacak.