
AKTÜEL
O günden beri aşkın gözü kördür
Uzun zaman önce, dünya yaratılmadan insanlar dünyaya ayak basmadan önce, iyi huylar ve kötü huylar ne yapacaklarını bilemez vaziyette dolanıyorlarmış.
Birgün, toplanmışlar ve her zamankinden daha sıkkın oturuyorlarken, ‘‘saflık’’ ortaya bir fikir atmış.
‘‘Neden saklambaç oynamıyoruz?’’
Hepsi bu fikre sıcak bakmış.
‘‘çılgınlık’’ bağırarak, ortaya atlamış.
‘‘Ben ebe olmak istiyorum. Ben ebe olmak istiyorum...’’
Hiçbiri ‘‘çılgınlık’’ kadar atak olmadığı için yerinden kıpırdayamamış bile...
‘‘çılgınlık’’ bir ağaca yaslanmış ve başlamış saymaya...
‘‘Bir, iki, üç...’’
‘‘çılgınlık’’ saydıkça, iyi huylarla kötü huylar saklanacak yer aramışlar.
‘‘Şefkat’’ ayın boynuzuna asılmış.
‘‘İhanet’’ çöp yığınının içine girmiş.
‘‘Sevgi’’ bulutların arasına kıvrılmış.
‘‘Yalan’’ bir taşın altına saklanacağını söylemiş ama yine herkesi kandırarak gölün dibine saklanmış.
‘‘Tutku’’ dünyanın merkezine gitmiş.
‘‘Para hırsı’’ bir çuvalın içine girerken çuvalı yırtmış.
Ve ‘‘çılgınlık’’ saymaya devam etmiş.
‘‘Yetmiş dokuz, seksen, seksen bir, seksen iki...’’
‘‘Aşk’’ ın dışında bütün iyi huylar ve kötü huylar o ana kadar zaten saklanmış.
‘‘Aşk’’ kararsız olduğu gibi, nereye saklanacağını da bilmiyormuş.
‘‘çılgınlık’’ doksan yediye gelmiş, ‘‘Doksan sekiz, doksan dokuz ve yüz’’ e vardığı anda; ‘‘aşk’’ sıçrayıp güllerin arasına girmiş ve saklanmış.
‘‘çılgınlık’’ bağırmış, ‘‘Sağım, solum sobe geliyorum...’’
Arkasını döndüğünde ilk önce ‘‘tembelliği’’ görmüş.
‘‘Tembellik’’ ayaktaymış çünkü saklanacak enerjisi yokmuş.
Sonra ‘‘şefkati’’ ayın boynuzunda görmüş ve ‘‘ihaneti’’ çöplerin arasında, ‘‘sevgi’’ yi bulutların arasında, ‘‘yalan’’ ı gölün dibinde ve ‘‘tutku’’ yu dünyanın merkezinde bulmuş.
Sadece biri hariç herkes yavaş yavaş geriye dönmeye başlamış.
‘‘çılgınlık’’ umutsuzluğa kapılmış.
‘‘Haset’’ son saklanan bulunamadığı için haset duyarak, ‘‘çılgınlığın’’ kulağına fısıldamış.
‘‘Aşkı bulamıyorsun ama güllerin arasında saklanıyor...’’
‘‘çılgınlık’’ çatal şeklinde tahta bir sopa almış ve güllerin arasına çılgınca saplamış, saplamış, saplamış...
Ta ki yürek burkan bir haykırma onu durdurana kadar...
Haykırıştan sonra ‘‘aşk’’ elleriyle yüzünü kapayarak ortaya çıkmış ve parmaklarının arasından sicim gibi kan akıyormuş.
‘‘çılgınlık’’, ‘‘aşk’’ ı bulmak için heyecandan ‘‘aşk’’ ın gözlerini çatal sopa ile kör etmiş.
‘‘Ne yaptım ben... Seni kör ettim. Ne yapabilirim?’’
‘‘Aşk’’ cevap vermiş.
‘‘Gözlerimi geri veremezsin. Ama benim için birşey yapmak istersen, benim kılavuzum olabilirsin...’’
Ve o günden beri, ‘‘aşk’’ın gözü kördür ve her zaman ‘‘çılgınlık’’ yanındadır.