
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)
O niçin hedef isim?
Salı günü Kazım Kurt, Çarşamba günü de Yılmaz Büyükerşen çıktı Televizyona.(br)(br)Her ikisinin de hedefinde aynı kişi vardı.(br)(br)Erman Gölet hedefteki isimdi.(br)(br)Hem Kazım Kurt'un, hem de Yılmaz Büyükerşen'in Erman Gölet'i hedef almasında haklı nedenleri olabilir.(br)(br)Erman Gölet'in geçmişte aldığı kararlar ve belki davranışları nedeniyle bu iki ismin hedefi haline gelmesi bazıları tarafından haklı da bulunabilir.(br)(br)Ancak...(br)(br)Tüm bunlar, özellikle Erman Gölet'in Odunpazarı adaylığı konusunda haksızlığa uğradığı gerçeğini ortadan kaldırmaz.(br)(br)Sadece Erman Gölet de değil...(br)(br)Odunpazarı aday adayı olan 5 ismin de aynı şekilde, verilen onca söze, parti genel Merkezinin genelgelerine ve hatta Genel Başkanın kefil olmasına rağmen mağduriyetlerini yok etmez.(br)(br)Tamam: Odunpazarı adayı açıklandıktan sonra parti binası önüne kurulan darağacı başında kararı protesto eden isimlerden bazıları ertesi gün bu protestolarından çark etmiş olabilir.(br)(br)Tamam: Aday adayı olmasına rağmen, kararı kabullenip, adayla birlikte çalışma yolunu seçmiş olanlar da olabilir.(br)(br)Bunlar olurken, Erman Gölet'in isyanından çark etmemiş olması ve Odunpazarı adaylığı meselesinde haksızlığa uğradığını söylemeye devam etmesi, O'nun partiye ihanet içinde olduğunu falan da asla göstermez.(br)(br)Sonuç olarak...(br)(br)Kazım Kurt, Odunpazarı adayı olması konusunda "Bu adaylığı ben talep etmedim. Bu görev bana parti tarafından verildi" diyebilir.(br)(br)Dahası...(br)(br)Yılmaz Büyükerşen, Odunpazarı adayının belirlenmesi konusunda "Benim alakam yok. Neticede adayları Genel Merkez belirliyor" diyebilir.(br)(br)Fakat...(br)(br)Her ikisi de "Odunpazarı adayının belirlenmesinde hiçbir haksızlık yapılmadı" diyemez.
......
Yolları, yıllar önce de kesişmiş
90'lı ve SHP nin iktidar ortağı olduğu yıllar...
Kazım Kurt'un Avukatlık bürosuna SSK Hastanesi'nde çalışan bir doktor geliyor.
Çok uzak bir ile tayini çıkmış doktorun.
Çevresindekiler yol göstermiş kendisine ve "Git bi Kazım Kurt ile konuş" demişler.
O da gelmiş büroya.
Başlamış anlatmaya...
Haksız yere tayin edildiğini, başarılı bir hekim olduğunu ve tayini çıktığı şehre gitmek istemediğini, ayrıca, kendisinin kasıtlı olarak tayin edildiğini anlatarak "Tayinimin durdurulmasını istiyorum" demiş.
Kazım Kurt, "tayininin neden çıktığını bilmiyorum. Bu yüzden senin anlattıklarınla bu tayini durduramam. Ama ben bir SSK hastanesi Başhekimi ve Müdürü ile konuşayım meseleyi" deyince, tayinini durdurmak için yardım istemeye gelen Doktor " O zaman desenize benim işim olmaz. Çünkü ben Refah Partisi'nden Milletvekili adayı oldum. Size bunu söyleyecekler ve tayinimin bu yüzden çıkartıldığını ifade edecekler" diye cevap vererek kalkmış ayağa.
İşte bu sırada Kazım Kurt "Merak etme. Eğer ortada bir haksızlık varsa, bu haksızlığa Refah partili biri de uğramış olsa, biz onun hakkını savunmasını biliriz" diyerek uğurlamış doktoru.
Sonrasında, SSK hastanesi Başhekimi ve Müdürünü aradığını söylüyor Kazım Kurt.
-"Her ikisi de Doktorun çok yararlı olduğunu, iyi de çalıştığını, fakat birileri tarafından kasıtlı ve bakanlığa yapılan baskı nedeniyle tayininin çıkartıldığını öğrenince soluğu Ankara'da aldım" diyor.
Önce, SSK'nın bağlı olduğu Bakan'a gitmiş.
Bakanın yönlendirmesiyle de SSK nın o dönem Genel müdürlüğünü yapan Kemal Kılıçdaroğlu'nun yanına.
Anlatmış durumu etraflıca.
SSK Genel müdürü Kılıçdaroğlu'nun meseleyi sonuna kadar dinlediğini ve bunun sonucunda da söz konusu doktorun haksız yere tayin edildiğini anlayarak, tayini durdurduğunu söylüyor Kazım Kurt.
Bir süre sonra ise, söz konusu Doktorun önce SSK Genel Müdür yardımcılığı görevine kadar yükseldiğini, ardından da memleketi Bitlis'ten Milletvekili olduğunu belirtiyor...
Geçmişte yaşanan bu olayı niçin anlattığını sorduğumuzda ise Kazım Kurt;
-"Belediye'de partimizle aynı görüşte olmayan çalışanlara mobbing uyguladığımız söylenip duruyor ya, işte bu asılsız ithamların gerçek olmadığını söylemek adına anlatıyorum bu olayı" diyor ve "Kimse merak etmesin. CHP'li olmayanların da haklılarsa hakkını savunmak benim görevim olur. Bunu geçmişte yaptım, bu gün de yaparım" diyerek sözlerini tamamlıyor.
......
Ayaküstü sohbet...
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan TOBB heyetini Aksaray'da kabul etmiş önceki gün.
Daha doğrusu Aksaray'da ağırlamış.
TOBB yöneticilerinin yanı sıra Türkiye'deki tüm Ticaret, Sanayi ve Deniz Ticaret oda başkanlarıyla, Borsa Başkanları katılmış bu ağırlamaya.
İşte bu kabul sırasında;
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Ticaret Oda başkanlığı ve TOBB yönetim kurulu üyeliğinden adaylık için istifa eden, seçimlerden sonra da TOBB ve TOBB'un iştiraki olan şirketlerde yönetici olarak görev alan Harun Karacan bir süre ayaküstü görüşmüş.
Görüşme sırasında da Karacan Cumhurbaşkanı Erdoğan'a, yanında getirdiği bir hediyeyi vermiş.
Verdiği hediyenin ne olduğu ve Karacan ile Erdoğan'ın ayaküstü ne konuştuğu konusunda orada bulunanlar pek de bilgi sahibi olamamış.
..........
Biraz da gülmek lazım...
Bir davada tanıklık etmesi için kürsüye yaşlı bir teyzeyi çağırırlar
Kadın yerine oturur ve davalının avukatı kadına yaklaşır
Ayşe Hanım
Beni tanıyor musunuz ?
Yaşlı teyze cevap verir
Ah evet Avukat Bey sizi çocukluğunuzdan beri tanıyorum
Siz taa o zamanlar bile aileniz için tam bir baş belasıydınız
Sürekli yalan söylüyorsunuz, karınızı komşunuzla aldatıyorsunuz, en yakınım dediğiniz insanların arkasından konuşuyorsunuz, 2 lira fazla kazanmak için herkesi satarsınız
Davalının avukatı başta olmak üzere bütün salon şok olur
Adam ne yapacağını bilemez bir halde kadına tekrar sorar
Peki Ayşe Hanım, ya karşı tarafın avukatını tanıyor musunuz?
Kadın yine cevaplar
Elbette tanıyorum
Çocukluğunda ona dadılık yapmıştım
Tembel, ödlek ve alkolik adamın tekidir
Etrafında bir tek dostu yoktur ve herkes onun hala geceleri altına kaçırdığını söylüyor
Yine herkes şokta
Bütün salonu bir uğultu kaplar
Hakim kürsüye tak tak tak vurup herkesi susturur ve her iki tarafın
avukatını da kürsüye çağırır ve ikisine de eğilmelerini söyleyerek
kulaklarına şunu fısıldar
Eğer bu kadına beni tanıyıp tanımadığını sorarsanız ikinizi de harcarım der...