1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

"Öğrenci kenti başkenti" tanımı Eskişehir'e yakıştı...

üniversite Araştırmaları Laboratuarı (üNİAR) tarafından binlerce öğrenci içerisinde  ‘öğrenci Dostu üniversite Şehirleri’ araştırması yapılıyor.
Söz konusu araştırma çerçevesinde de üniversite öğrencilerinin okudukları şehirden memnuniyet sıralaması çıkartılıyor.
çıkan haritada şehirler ikiye ayrılmış vaziyette.
Birincisi: öğrenci şehirleri olarak tanımlanıyor.
İkincisi ise: öğrenci dostu olmayan iller şeklinde sıralanmış.
öğrenci şehirleri, bir başka tanımlamayla “öğrenci dostu şehirler” sıralamasının başında Eskişehir yer alıyor.
Kısacası…
13 bin 694 öğrencinin birçok farklı alandaki memnuniyetlerinin belirlendiği, güven, eğlence, spor, halkla ilişkiler, halkın tutumu, sanatsal ve kültürel etkinlikler gibi konularda öğrencilerin cevaplarına göre belirlenen araştırmanın sonucunda, üniversite öğrencilerinin yaşamaktan en memnun oldukları şehir, Eskişehir oluyor.
Eskişehir’i sırasıyla Antalya, İzmir, çanakkale, Isparta, Bursa, Aydın, Ankara, Muğla, Tekirdağ, Edirne, Samsun ve Trabzon izliyor…
Kısacası…
Söz konusu yapılan araştırma ile ortaya çıkan listeye göre, üniversite öğrencilerinin okudukları şehirden en fazla memnun olduğu il oluyor Eskişehir.
Bu aynı zamanda Eskişehir’in “öğrenci Başkenti” konumuna geldiğinin bir tescilini oluşturuyor.
Eskişehir’in öteden beri sayılan kimlikleri arasında “öğrenci kenti” kimliği zaten vardı.
Bu araştırmayla açıkça görüldü ki, Eskişehir artık öğrenci kenti denildiğinde ilk akla gelen şehir olacak.
Doğrusunu söylemek gerekirse…
Eskişehir için “öğrenci kenti başkenti” tanımlaması da bu şehre bir hayli yakışacak…


.....


Eskişehirspor’da gidenler-gelenler…


Nebi Hatipoğlu başkanlığında Eskişehirspor süper lige çıktı.
Doğrusunu söylemek gerekirse süper lige çıkmada bakan Unakıtan faktörü de etkili oldu.
Bakan’ın desteğinin devam edeceği de açıktı.
Hiç kimse beklemiyordu Nebi Hatipoğlu’nun bırakacağını.
Ama bıraktı kulüp başkanlığını.
HHH
Halil ünal geçti kulübün başına.
2 sezon ligde tutunmayı başardı Eskişehirspor.
3 ncü sezonda Avrupa kupalarına katıldı.
Ligin önemli takımlarından biri haline geldi.
Kadrosunda önemli futbolcular vardı.
çoğu futbolcusunu da önemli paralar karşılığında başka takımlara sattı.
Hiç kimse beklemiyordu Halil ünal’ın bu takımın başından gideceğini.
Ama birden güven sorunu çıktı ortaya.
Kongrede, hem de çoğunluğunu kendisi yazdığı kongre üyelerinin oylarıyla seçimi kaybedip gitti.
HHH

Mesut Hoşcan seçildi kulüp başkanlığına.
Güven ve şeffaflık sözleri büyük bir kredi açtı kendisi ve yönetimine.
Aslında işe de fena başlamadı.
Ancak…
İşler düşündüğü gibi olmadı.
Yanlışlar ve maddi çıkmaz işi zora soktu.
Takım göz göre göre küme düşmeye doğru gidiyordu ve kimse bu gidişe “Dur” diyemiyordu.
Sonuçta Eskişehirspor küme düştü.
Düşme olasılığı her geçen gün artmasına rağmen kimse Eskişehirspor’un ligden düşmesini konduramıyordu.
Kimse Eskişehirspor’un düşeceğini ve Mesut Hoşcan’ın kulübün başından gideceğini düşünmüyordu kısaca.
Ama başarısızlıkla birlikte o da gitti.
HHH
“Halil ünal’ın ismi artık bu şehirde Eskişehirspor ile anılmaz” denildiği bir anda, Halil ünal yeniden takımın başına geldi.
Doğrusunu söylemek gerekirse yoktan takım var etti.
İmkansızlıklar içinde takımı süper lig kapısına kadar getirdi.
Eskişehirspor kaçan penaltılarla süper lig kapısından döndüğünde en az kabahat kendisine çıkartılmıştı.
Yaptıklarına teşekkür eden edeneydi.
Kimse kulübün başından gideceğini beklemiyordu.
Şartlar onun da kulübün başından gitmesini zorunlu kıldı…
Kısacası…
Yukarıda saydığımız isimler, “Artık kulübün başından gitmez” denildiği bir anda ve sırf kendi yaptıkları hatalar yüzünden gittiler…
Her giden de aslında bir başkasının gelişine neden oldu.
çoğu insanın bildiği bu süreci niye mi hatırlatıyoruz?
çünkü  bundan sonra da gelenler, tıpkı diğerleri hiç gitmeyecekmiş gibi gelecekler de onun için…


.....


YöNETİM NE ZAMAN çöKER?


Osmanlı'nın muhteşem zamanlarıdır. Kanunî Sultan Süleyman devletin akıbetini düşünür; günün birinde Osmanoğulları da inişe geçer, çökmeye yüz tutar mı diye. Bu gibi soruları çoğu zaman süt kardeşi meşhur alim Yahya Efendi'ye sorduğundan bunu da sormaya niyet eder. Güzel bir hatla yazdığı mektubu Yahya Efendi'ye gönderir.
Mektupta "Sen ilahi sırlara vakıfsın. Bizi de aydınlat. Bir devlet hangi halde çöker? Osmanoğullarının akıbeti nasıl olur? Bir gün izmihlale uğrar mı?”
Mektubu okuyan Yahya Efendi'nin cevabı çok kısa ve şaşırtıcıdır; "Neme lazım be Sultanım!"
Topkapı Sarayı'nda bu cevabı hayretle okuyan Sultan Süleyman buna herhangi bir mana veremez. "Acaba bu cevapta bizim bilmediğimiz bir mana mı vardır?" diye düşünür. Nihayet kalkar Yahya Efendi'nin Beşiktaş'taki dergahına gelir ve der ki:
- “Ne olur mektubuma cevap ver. Bizi geçiştirme, sorumu ciddiye al.”
Yahya Efendi şöyle bir bakar:
- Sultanım sizin sorunuzu ciddiye almamak kabil mi? Ben sorunuz üzerinde iyice düşündüm ve kanaatimi size açıkça arz ettim.
-“ İyi ama ben bu cevaptan bir şey anlamadım. Sadece "Neme lazım be sultanım" demişsiniz. Sanki beni böyle işlere karıştırma der gibi.”
Yahya Efendi bu cevaptan sonra şu müthiş açıklamasını yapar:
- “Sultanım! Bir devlette zulüm yayılırsa, haksızlık şayi olsa, işitenlerde 'neme lazım' deyip uzaklaşsalar, sonra koyunları kurtlar değil çobanlar yese, bilenler de bunu söylemeyip sussa, fakirlerin, yoksulların, muhtaçların, kimsesizlerin feryadı göklere çıksa da bunu da taşlardan başka kimse işitmese, işte o zaman devletin sonu görünür. Böyle durumlardan sonra devletin hazinesi boşalır, halkın itimat ve hürmeti sarsılır. Asayişe itaat hissi gider, halka hürmet duygusu yok olur. çöküş ve izmihlal de böylece mukadder hale gelir...”
Bunları dinlerken ağlayan koca sultan, söyleneni başını sallayarak tasdik eder. Sonra da Allah'a kendisini ikaz eden bir alim olduğu için şükreder. Bu türlü ikazlardan geri kalmaması için tembih ettikten sonra oradan ayrılır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ) Arşivi