4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

ÖĞRETİM KAZANÇ KAPISI DEĞİL

Ülkemizde, yapılan icraatlar ilgililerin işine gelirse, kesinlikle hesap sorulmaz. Halk, özellikle de yoksul veya sabit gelirliler zarar görecekmiş, sıkıntı çekecekmiş, düşünülmez. Nitekim Anadolu Üniversitesi Açık öğretim fakültesinde, toplanan paralarda, bunu açık ve net olarak yaşıyoruz.
Anadolu Üniversitesi'nin, Açıköğretim Fakültesi'ne ait banka hesaplarında, tüm harcamalardan sonra, toplam 900 Milyon TL para olduğu belirlendi. Bu paranın, yarısı olan 500 milyon TL'ye yakın para, ilgili yasa gereği, Maliye Bakanlığı'nın bütçesine gelir olarak aktarılacak. Bu paranın, Anadolu Üniversitesi'nde kalması için, üniversitenin Şubat ayına kadar mevcut para karşılığı kadar, projeyi hazırlayarak, Ankara'ya sunması gerekiyor. Böylesine kısa bir süre içerisinde, böylesine büyük çapta proje hazırlamak mümkün olmayacağına göre, üniversitenin 500 Milyon TL'si bakanlık bütçesine aktarılacak.
Türkiye' de, uzaktan öğretimde okuyan öğrencilerin, tamamına yakını, yoksul ve sabit gelirli ailelerin çocukları ve kişilerden oluşur. Hal Böyle olunca, öğrencilerden niçin fazla para tahsil ediliyor, en iyi yetkililer bilir ama yapılan uygulama haksızlıktır.
Ayrıca ülkemizde, uzaktan öğretimde okuyan yoksul ve sabit gelirli insanlarımızın hakkını arayacak makam yok mu?
Devletin görevi, toplanan paraları, dolaylı vergiye dönüştürmek değil, bunun hesabı sormak olmalıdır. Geçen yılda, aynı tablo yaşadığı halde,YÖK, haksız olarak alınan paralara, niçin müdahale etmiyor veya sorumlular hakkında gerekli işlemi yapmıyor bilinmez ama bu tablo hukuk devletine ve bir öğretim kurumuna yakışmıyor.
Ülkemizde, uzaktan öğretim, "öğrencinin iletişim teknolojilerinden yararlanarak, öğrenmesini sağlayan" çağdaş bir uygulama, haksız para toplama nedeniyle güven kaybediyor. Doğrudur gelişmiş, ya da gelişmekte olan pek çok ülkede uygulanmakta olan uzaktan öğretim yoluyla, her yaş, her gelir, ya da her meslek grubundan insanın, üretkenliklerini yitirmeden, öğrenimlerini kendi hız ve kapasitelerine göre ayarlayarak, eğitimlerini sürdürdükleri bir sistemdir. Ancak Türkiye' de, son iki yıldır yaşanan olaylara bakıldığında bunu söylemek mümkün mü?
Öte yandan Anadolu Üniversitesi, açık öğretim Fakültesi nedeniyle, dünyanın en kalabalık ikinci üniversitesi konumundadır. Dünyada, bu mevcutta bir fakülte de yok. O nedenle de Fakülte, mutlaka üniversite haline getirilmelidir. Çünkü üniversitenin, bünyesindeki Açık Öğretim Fakültesi, Eskişehir' de bir üçüncü üniversite haline getirilmesinde, AÖF dışındaki fakültelerden, mezun olan insanlarımız açısından yararı olacak.
Nitekim 29 Kasım 2008 tarihli yazımda, "İzmir' de, bir sohbette Eskişehir'deki Üniversiteler de konu edildi. Çok olumlu görüşler yanında, eleştiri de yapıldı. Bu eleştirilerden biri de, "Açık Öğretim Fakültesi" idi. Bu Fakültenin, Eskişehir'deki her iki üniversitemize de zarar verdiğini, mezunlarının iş bulmada güçlüklerle karşılaştıkları da söylendi. Elbette bu hususlardaki olumsuzlukları, en iyi her iki üniversitemizden mezun olan insanlarımız bilir ama Açık Öğretim Fakültesi' nin, üniversiteye dönüştürülerek, Anadolu üniversite bünyesinden ayrılması, örgün eğitimden mezun olan öğrencileri rahatlatacaktır. İş bulmalarında da engel teşkil etmeyecektir."demiştik.
Açıköğretim Fakültesi' nin, müstakil üniversite olmaması için de bir neden de yoktur. Sayın Prof. Dr. Orhan Oğuz tarafından başlatılan, Sayın Prof. Dr Yılmaz Büyükerşen' in, rektörlüğü döneminde tanınan ve Sayın Prof. Dr. Engin Ataç'la büyüyen, Açık öğretim Fakültesi' nin, üniversite olması için, gerekli altyapı ve bilgi birikimi de mevcuttur. .
Açıköğretim Üniversitesi için, Altyapı, kurumun vizyonu, politikaları ve bilimsel/teknolojik hedefleri ve mevcut imkânları ile temel bilgi birikimi yeterlidir. O nedenle de sahip olacağı altyapı, kolay kurulabilir, diğer sistemlerle uyumlu bir yapıda güncellenebilir, genişletilebilir ve geliştirilebilir.
Üniversitelerin bölünmesi, kontenjan artırımı, öğretim üyesi başına düşecek öğrenci sayısı, yeni fakültelerin açılması ve üniversitelerin parçalanması gibi konularda nihai kararı, YÖK, hükümet, TBMM, verecektir. Bugünkü mevzuat ve Anadolu Üniversitesi' nin, isteksiz olması dolayısıyla, Açıköğretim Fakültesi' nin, üniversite olması çok zor.
Bu zorluğa rağmen, Açıköğretim Fakültesi' nin, üniversite olması için gayret gösterilmelidir. Ayrıca açıköğretim için yoksul ve sabit gelirli öğrencilerden alınan fazla ücret, mutlaka soruşturulmalı ve gerekli paranın alınması da sağlanmalıdır. Toplanan fazla paralar da dolaylı vergiye dönüştürülmeyerek, Açıköğretim, öğrencilerine iade edilmelidir. İki yıldır, gündeme gelen fazla paralar, gösteriyor ki her yıl, AÇIKÖĞRETİM FAKÜLTESİ' nde, okuyan öğrencilerden, fazla para alınıyor. Oysa öğretim kazanç kapısı değildir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM) Arşivi