4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

OKULÖNCESİ EĞİTİMDE ÇOK GEÇ KALINDI

Ülkemizde,İlköğretim birinci sınıf ve okulöncesi öğrencileri, pazartesi günü okula başladı. Okullarına alışmak için öğrenciler, 18 Eylül'e kadar 'uyum programı' na alınacak. Ancak Türkiye, okulöncesi eğitimde çok geç kaldı. O nedenle de eğitim sistemi yaşam becerisi kazanmada yetersizdir. Çünkü atalarımız, okulöncesi eğitimin önemini, yıllar önce tespit etmiş ve "İNSAN YEDİSİNDE NE İSE YETMİŞİNDE ODUR" demiştir.
Ülkemizde, okul öncesi eğitimin zorunlu olması planlandı. Bu öğretim yılında, Milli Eğitim Bakanlığı 32 ili pilot bölge olarak belirledi. MEB, 2013 yılına kadar uygulamayı Türkiye çapına yaymayı planlıyor. Bu iller arasında, Eskişehir de var. Ancak bu öğretim yılında 22 bin anasınıfı öğretmenine ihtiyaç duyan illi Milli Eğitim Bakanlığı, Maliye Bakanlığı'ndan 17 bin sözleşmeli öğretmen kadrosu istedi. Maliye'den olumlu cevap alınamazsa, okulöncesi eğitimde öğretmen sıkıntısı yaşanacaktır.
Ayrıca Danıştay, okulöncesinde öğretmen yerine, usta öğretici görevlendirilmesine karşı çıktı ve 'usta öğreticilik' sistemini iptal etti. Bu durum yeni öğretim sezonundan itibaren 32 ilde, zorunlu olması planlanan anasınıfı eğitimini sıkıntıya düşürdü.
Şu bir gerçek ki Türkiye, okulöncesi eğitim alanın da çok geç kaldı. Çünkü insan yaşamında 0-6 yaş arası, çocuklarımızın, "duygusal", "zihinsel" ve "bedensel" gelişimini tamamladığı dönemdir. Yine 0-6 yaş arası çocuklarımızın, öğrenmelerinin en yoğun olduğu, temel alışkanlıklarının, zihinsel ve duygusal yeteneklerinin hızla geliştiği ve biçimlediği dönemdir. Ayrıca dünyada, bireylerin yetiştirilmesinde, en önemli dönemin,0-6 yaş arasında olduğunu, hem bilim adamları, hem de çağdaş eğitim kabul etmiştir.
Aslında" Okulöncesi Eğitim", beş yılık hemen her planda ve "Milli Eğitim Şuraları"nda, yer aldı. Hatta okullaşma hedefleri de belirlendi. Güya okul öncesi eğitim kurumlarının yaygınlaştırılmasında, kamu kurum ve kuruluşlarına ait, mevcut fiziki kapasiteden yararlanılacak, şartlara ve ihtiyaçlara cevap verebilecek, esnek modeller geliştirilecekti. Ancak ülkemiz ve Eskişehir, bir türlü okul öncesi eğitimde, okullaşma oranı arzu edilen seviye ulaşamadı.
Elbette Türkiye ve Eskişehir' in, anaokulu okullaşma oranında, bu gün geldiği nokta küçümsemez. Çünkü Cumhuriyetin kuruluşunda, Türkiye' de 80 anaokulun da 5000 çocuğumuz vardı. Şimdi ise, okul öncesi eğitime, 335 bin 553'ü kız, 366 bin 209'u erkek olmak üzere, toplam 701 bin 762 öğrenci devam ediyor. Ülkemizde, yılda 1.500. 000 çocuğun okula başladığı düşünüldüğünde, büyük bir çoğunluk okulöncesi eğitimden mahrumdur.
Aslında, gündeme gelen, "Zorunlu Anaokulu Projesi", geç kalmış bir projedir. Gönül isterdi ki yıllar önce uygulamaya alınsın, tüm çocuklarımız bu imkândan istifade etsin. Çünkü Allah, insana, yaşamda tutunabilmesi için doğuşta, pek çok meziyet vermiştir. Bunların korunması ve daha da geliştirilmesi için, çocukların 0-6 yaş arasında, eğitilmesi şarttır. Bunun için de okul öncesi eğitimi, aile merkezli olmaktan çıkarıp yahut aile merkezli bir okul öncesi eğitimi, ülke olarak mutlaka kurumsal bir yapıya kavuşturmak zorundayız.
Okulöncesi eğitimle, çocuklarımızın, Atatürk, vatan, millet, bayrak, aile ve insan sevgisini benimseyen, millî ve manevi değerlere bağlı, kendine güvenen, çevresiyle iyi iletişim kurabilen, dürüst, ilkeli, çağdaş düşünceli, hak ve sorumluluklarını bilen, saygılı ve kültürel çeşitlilik içinde hoşgörülü bireyler olarak yetişmelerine temel hazırlamaktır. Okul- öncesi eğitimle, çocukların, beden, zihin ve duygu gelişmesini ve iyi alışkanlıklar kazanmasını ve çocukların Türkçe' yi doğru ve güzel konuşmalarını sağlamaktır. Ayrıca çocuklara sevgi, saygı, iş birliği, sorumluluk, hoşgörü, yardımlaşma, dayanışma ve paylaşma gibi davranışları kazandırmak yanında, çocuklara hayal güçlerini, yaratıcı ve eleştirel düşünme becerilerini, iletişim kurma ve duygularını anlatabilme davranışlarını geliştirmek, en önemlisi de çocukların ilköğretime intibak etmesini temin etmektir.
Elbette okulöncesi eğitimde, zorluklar vardır. Ancak valiler isterse pekâlâ zoru başarabilirler. Nitekim Urfa Valisi Sayın Nuri OKUTAN, görev aldığı Siirt, Adapazarı, Trabzon, şimdi de Şanlıurfa' da, okulöncesi eğitimde mucizeler yaratıyor Yeni görev aldığı Urfa' da, İldeki mevcut okulöncesi 915 şubeyi, 2 bin 127 şube sayıya ulaştırdı. Bu yüzde 133'lük bir artışa tekabül etmektedir. İstenirse diğer iller de bu başarıyı yakalayabilir.
OKUL ÖNCESİ EĞİTİM, sevgi, barış, dostluk yoludur. En önemlisi de çocukların, zihinsel, duygusal, sosyal, bedensel gelişiminin, %70'ini 0-6 yaş arasında tamamlanmaktadır. Bu nedenle de ülke ve Eskişehir olarak, her türlü imkânı seferber ederek, okul öncesi eğitimde, başarılı olmak ve okullaşma oranını da %100'e ulaştırmak zorundayız Çünkü her alanda büyük hedefleri olan Türkiye için, eğitim, en temel meselelerden biridir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM) Arşivi