Ankaragücü maçındaki kötü futbolu izledikten sonra "Bu futbol için mi Türkiye kupası feda edildi" dedim kendi kendime.
Aslında Denizli maçından sonra yenilgiyi fazla önemsememiş; ligde kırmızı şimşeklerin Ankaragücü maçından alacağı kritik galibiyet ile üst sıralara doğru tırmanışa geçeceği inancındaydım
Ancak 3 senedir göze çarpan kritik maçları kazanamama hastalığı dün yine devam etti.
Özellikle kupa maçının ardından "Lige ağrılık vereceğiz" lafından sonra sahada fırtına gibi bir takım bekliyorduk.
Bugünkü futbolu iyi olarak değerlendirmek fazla iyimserlik olur.
90 dakikada akılda kalan kaç pozisyon var?
İlk yarı yokları oynayan bir Eskişehirspor vardı sahada. İkinci yarı azıcık taraftar desteği ile kıpırdanan ve tek pozisyonunu serbest vuruş organizasyonu ile yakalayabilen bir takım izledik.
Aslında bu saatten sonra devre arasına kadar futbolunda önemi yok...
Belki de tarihinin en pahalı kadrosunu kuran Eskişehirspor'un bu sene hedefi artık ne olabilir?
Biz bu sene ne için mücadele edeceğiz?
Kupa gitti.
Ligin başında hedeften uzaklaşıldı.
Geriye kaldı küme düşmeme mücadelesi!
Alt sıralarda ki diğer takımlar; çoğu kalite olarak altımızda.
Küme düşme şuan için çok zayıf bir ihtimal olduğuna göre.
Eskişehirspor'un kurduğu en pahalı takımın koskoca bir senesi heba oldu gitti.
Ankaragücü maçı gösterdi ki Eskişehirspor artık kendi içinde hesaplaşmalı. Denizli maçının ardından belirttiğim gibi şimdiden önümüzdeki sezonda izlenecek yol haritası oluşturulmalı.
Bülent Hocam bizi kümede tutmak için mi geldi?
Eğer yalnız bunun için geldiyse yazık!
Bunu ilimiz teknik adamlarından biride çok iyi yapardı. Örneklerini geçmişte yaşadık zaten.
Bizim için artık gelecek adına Eskişehirspor'u ileriye götürecek adımların ve icraatların önemi var. Her defansında değiniyorum ama yeni yazacağım. Bu sezonu kaybettik önümüzdeki sezonları kaybetmeyelim...