
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)
O'nun dürüst ve samimi olduğuna şahitliğimiz vardır...
Eskişehirlilerin de yakından tanıdığı bir isim, Eskişehir eski Valisi Kadir Koçdemir.
MHP'nin Bursa Milletvekili Koçdemir şu sıralarda hakkında sıkça konuşulan bir isim.
Sıkça konuşulmasının nedeni ise, genel başkanı gibi düşünmeyip, anayasa değişikliği ve başkanlık sistemi oylamasında “Hayır” oyu vereceğini açıklaması.
Bu tavrını açıkça ortaya koymasından dolayı ismi bir hayli gündemde…
Parti içinde kimileri onu “doğruları söyleyen kahraman” olarak tanımlıyor.
Kimileri de, özellikle hükümete bu konuda destek veren Devlet Bahçeli gibi düşünenler ise “İhanet” ile suçluyor.
Kadir Koçdemir kahraman mı? Yoksa ihanet içinde mi bilmeyiz.
Onunla ilgili bildiğimiz tek şey dürüst ve samimi olduğudur.
Bunu nereden mi biliyoruz?
Yaşadığımız bir olayı hemen anlatalım:
Eskişehir'de Türk Dünyası Kültür Başkenti projesi başladığında, projenin başında vali olarak Kadir Koçdemir vardı.
Projenin devasa bütçesi onun eline bırakılmıştı.
O da, bu bütçeyi son derece dikkatli kullanmaya çalışıyor, projenin bütçesinden pay almak için kapısında birikenlere olabildiğince direnç gösteriyordu.
Bu birilerinin hoşuna gitmedi.
Koçdemir'i “Paranın jandarması” ilan ettiler.
-“yahu bu adam da hiç para harcamamak için uğraşıyor” diye suçlamaya başladılar.
Şikâyetler üst üste artmaya başladı kendisinden.
Yönetenlerin nazarında hatırı olan insanlar, parayı sıktığı için Kadir Koçdemir üzerine oynamaya başladı.
Bunun üzerine Kadir Koçdemir merkeze alındı.
Merkeze alınmasının tek nedeni, parayı sıkması, har vurup harman savurmaması ve hatırlı kişilere proje üzerinden iş vermek suretiyle para aktarmamasıydı.
Valiler kararnamesinde merkeze alınınca kendisine sormuştuk bunun nedenini…
-“Boş ver” demişti önce. “Devlet'te böyle şeyler olur” demişti.
Ardından da…
-“Bana ahrette 'Neden daha iyi bir şehre vali olamadın?' diye sormayacaklar. Bana ahrette 'Bu devletin parasını, tüyü bitmemiş yetim hakkını niçin birilerine peşkeş çektin?' diye soracaklar. O yüzden ben zerre kadar üzgün değilim. Eğer benim bu durumuma üzülen varsa da, söyleyin müsterih olsunlar” demişti.
çok etkilenmiştik bu sözlerinden.
İlk kez bir vali'yi giderayak tanımıştık.
O yüzden…
Bu günlerde kimilerinin “Kahraman” kimilerinin de “İhanet içinde” olarak tanımladığı Kadir Koçdemir ile ilgili bu iki tanımlama da bizi ilgilendirmiyor…
Biz onun dürüst ve samimi olduğuna gözlerimizle şahit olmuştuk…
***
Şehir her türlü kaybediyor…
Hani bir zamanlar Eskişehir'de Havaalanı pistinin doğuya mı? Yoksa batıya mı? Uzaması meselesi vardı hatırlarsınız.
Tam 2,5 yıl tartışılmış.
Bir taraf "Doğuya" demiş, diğer taraf ise" Batıya"
İnatçı keçilerin köprü üzerinde karşılaşmaları misali, hiç kimse dediğinden geri dönmek istememiş.
Ve bunun neticesinde 2,5 yıl "Neden Doğuya?" ya da "Neden batıya?" uzaması gerektiğinin gerekçeleri sıralanmış birbiri peşi sıra.
Neticede…
Dönemin maliye Bakanı devreye girmiş ve "Hem Batıya hem de Doğuya uzasın, olsun bitsin" demiş ve nihayet havaalanı pistinin inşaatı başlamış.
Tabi 2,5 yıl tartışılan meselenin yapım da bir o kadar sürmüş.
Yine hatırlarsınız…
Stadyum meselemiz var meşhur.
Neredeyse 3-4 yıl tartıştık nereye yapılması gerektiğini.
Sonunda kesin yer belirlendi ve yapımı başladı ama, yapımı da en az tartıştığımız süre kadar olacak anlaşılan.
Durun daha bitmedi…
Küçük sanayi sitesinin kaldırılması meselesini Eskişehir en az 20 yıldır tartışıyor.
Kimi "Taşınsın" diyor kimi ise "Taşınmasın"
Her gelen Belediye Başkanı ilk iş olarak bu sitenin taşınması gerektiğini ve bu taşınma işinin görev süresi içinde yapılacağını söyleyerek işe başlıyor.
Ama ne çare…
Belediye Başkanlarının görev süresi bitiyor, Site aynı yerde durup duruyor.
Az konuşmadık Tren yolunun yer altına alınma meselesini.
DSP-ANAP-MHP koalisyon hükümetinden bu yana tartışılıyor.
Nereden baksanız 6-7 yıl sürüyor yer altına alınma çalışmaları.
Sonunda çalışmalar bitiyor ama bu kez de üzerine yapılacak olan projeyi tartışıyoruz yıllarca.
Tren Gar'ı…
Eksiksiz 2 yıldır nereye yapılacağı tartışıldı.
Sonunda her yen gezen yeni Gar binası, eski binanın arkasına taşınıverdi.
Belki unuttunuz, belki de hatırlıyorsunuz…
Eskişehir'e bir üçüncü ilçe meselesi atıldı ortaya.
Destekleyenler oldu 3 ncü ilçeyi, karşı çıkanlar da.
Uzun soluklu bir tartışma başladı şehirde.
Sonuçta; üçüncü ilçenin kurulmasına ve kurulacak olan üçüncü ilçenin de "Yunus Emre" ismi almasına karar verildi.
Neredeyse 3 yıl süren bir tartışma neticesinde ne oldu biliyor musunuz?
Eskişehir'e üçüncü ilçe kurulmasından vaz geçildi.
Sonuç olarak…
Biz Eskişehir'de nereye ne yapılacağını yıllarca konuşup, tartıştık.
Bunun sonucunda halkın çoğunluğunun istediği olsa, kaybedilen zamana acımayacağız.
Ama o da olmadı.
Her defasında halkın çoğunluğunun istediği değil de, Ankara'da bulunanların istedikleri gibi oldu.
Bu arada biz yıllarca boşuna tartışmış olduk.
Boşuna, değerli olan zaman'ı hoyratça harcadık.
Hadi yukarıda saydığımız konuları tartıştık ve zaman kaybettik.
Bir de, hepinizin bileceği üzere, ortada tartışma falan olmadan yapılamayan ve yıllardır bekleyen konular var…
Hiçbir tartışma olmamasına, herkesin üzerinde hemfikir olmasına rağmen aylardır ve yıllardır yapılamayan işler var Eskişehir'de.
örneğin:
Eskişehir'in Demiryolu ile liman bağlantısı yıllardır yapılamıyor.
üstelik, herkesin üzerinde hemfikir olmasına ve “Bu Eskişehir'e lazım” demesine rağmen…
Keza…
Alternatif çevre yollarına ihtiyaç olduğu konusunda herkesin fikir birliği içinde olmasına rağmen bir türlü yeni çevre yolları açılamıyor.
Yıllardır söylenilen üçüncü üniversite bir türlü gerçekleşmiyor.
Sonuç olarak…
Eskişehir'de bazen, aylar ve yıllar süren tartışmalar neticesinde yapılamıyor işler.
Bazen de…
Ortada tartışma bile olmadan, üstelik herkesin üzerinde hemfikir olduğu işler bir türlü yapılamıyor.
Her iki halde de hem şehir kaybediyor, hem de bu şehirde yaşayanlar…
***
Eskişehirli erkekler!
İnternet üzerinde ki bir sitede gördük.
Eskişehirli erkeklerin özelliklerini sıralamış.
Hoşumuza gitti.
Şöyleymiş Eskişehirli erkeklerin özellikleri:
- Eskişehirspor'dan başka takım tutmazlar. öyle böyle değildir takıma duydukları aşk… Yeri gelir kavgalara sebep olur. Kimse tutamaz onları konu ESES olunca.
- Gurbette yapamazlar. Başka şehirden kızla evlenirler ama Eskişehir'den başka şehirde rahat hissetmezler.
- Tatilde çok fazla güneş altında yatmaktan hoşlanmazlar. Daha çok gölgede soğuk bir şeyler içip uzanmayı tercih ederler.
- Kalabak su olmadığı zamanlarda başka su içmek yerine maden suyu içmeyi tercih ederler.
- Yemek konusunda hassastırlar. Her yemeği yemezler. çibörek yerken saymazlar. Toplam sayıdan yedikleri sayı hesaplanır ve derin bir sessizlik yaşanır.
- Yakışıklılıklarını Eskişehir'in havasına bağlarlar. Soğuk havanın enerji verdiğini düşünürler, ki bunda gerçekten haklıdırlar
- Eskişehir'in soğuk havasından etkilenmezler. Karda araba kullanma konusunda uzmanlaşmışlardır.
- Genellikle birbirlerine hacım, hacız, hacı şeklinde hitap ederler.
- çok gezerler, çok bilirler, çok eğlenirler, çok severler.
- özetle helal olsun kişileridir, ADAMLARDIR.
***
BİRAZ DA GüLMEK LAZIM...
Temel, Vatikan'da gezerken upuzun bir kuyruk görür.
"Nedir bu kuyruk?".. diye sorduğunda;
Kuyruğun diğer ucunun kiliseye uzandığını ve Vatikan kilisesi tarafından cennetin parça parça satıldığını, her 1000 dolar verenin de, cennetden bir parça satın alabildiğini öğrenir.
Kuyruğu takip edip kiliseye ulaşır, kapıdaki görevlilere:
"Ben cehennemi satın almak istiyorum".. der.
"Olmaaz ! Burada cehennem satışımız yok, cennetden bir parça almak istiyorsan da sıraya gir" derler..
Temel cehennemi almakda kararlıdır ve ısrarını da sürdürür..
Kapıda Temel'i ikna edemeyen görevliler, içerde Papa'ya durumu anlatırlar. Papa gülerek;
"Gidin sorun bakalım.. Cehennemin tümüne ne kadar veriyormuş bu akılsız adam.." der.
Kapıya inip Temel'e sorarlar:
"10.000 dolar veririm".. demiş.
Papa Temeli içeri çağırtır, hazırlattığı evrakı da Temel'e imzalatıp 10.000 dolarını da aldıktan sonra, arkasından gülerek uğurlarlar.
Dışarı çıkan Temel, kapıda günlerdir cennetten bir parça satın almak için bekleyen binlerce kişiye elindeki belgeyi gösterip;
"Eyyyy uşaklar !...
Cehennemin tümünü ben satın aldım, artık cennet için
uğraşmanıza gerek kalmadı, dağılabilirsiniz..."
Sonra ne oldu dersiniz?...
Cennet satışları sıfırlanan Papa ve ekibi, 10.000 dolara sattığı cehennemi Temel'den geri alabilmek için, hâlâ pazarlık etmekte...
Son durum; Temel, 10 milyon dolarda ısrarcı !.