1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

Ortada büyük bir adaletsizlik var...

Dün duydum, bir hayli de şaşırdım…


Sigortalılık süresini, hem de sürenin büyük bir bölümünde pirimi tavandan yatmış olmasına rağmen emekli olan birine 900 lira civarında maaş bağlanmış.


Aynı şekilde, pirimi tabandan yatarak emekli olan başka bir kişiye ise bağlanan maaş 800 lira civarında.


Aynı süre zarfında çalışan fakat 2000’li yılların başında emekli olanlar şu anda 1.300 ila 1.600 lira arasında maaş alıyor.


2005 yılından sonra emekli olanların ise aldıkları maaş 1000 ila 1.200 lira arasında.


Anlayacağınız…


çalışma süreleri aynı olmasına rağmen yeni emekli olanlara bağlanan maaş her sene yüzde 5 düşüyor.


Emeklilere bağlanan maaşlar düşe düşe 800 liralara kadar gelmiş.


önümüzdeki birkaç yıl içinde bu maaşlar 400-500’lere kadar düşecek.


Aynı işi yapıp, aynı süreyi dolduran ve aynı şekilde emekli olanlardan, önceki yıllarda emekli olanlar, yeni emekli olanların neredeyse iki katı maaş alıyor.


Ortada büyük bir adaletsizlik var.


Bu adaletsizlik bir türlü ortadan kaldırılamıyor.


Anlayacağınız…


Ortada “Eskiden emekli olanlar bunun kıymetini bilsin” gibi bir durum yaratılmış ülkede…


Bu hoş bir durum değil.


İşin ilginç tarafı…


Bu hoş olmayan durumun hiç dillendirilmiyor olması…


Hatta…


Adaletsizliğe uğrayan insanların haklarının görmezden geliniyor olması…


Yazık ama…


***


İnsanların mülkiyet hakları teslim edilmeli…


 


1999 depremi sonrasında Eskişehir’deki bazı mahallelerde kat sınırlaması ve hatta kat indirimi devreye sokuldu.


Bu, o dönemin hassasiyetleri göz önüne alındığında belki de doğru bir hareketti.


Ancak…


Kat sınırlaması ve indiriminin tespit edildiği mahalleler, çok da bilimsel bir tabanı olmadığı söylenen deprem fay hattı raporu üzerinden belirlendi.


Süreç içinde çoğu mahallede kat sınırlaması ve indirimi kararı kaldırıldı.


Bu mahallelerde eski planlar, yapılan tadilatlarla birlikte yürürlüğe girdi.


Ancak…


Yeşiltepe’nin de içinde olduğu birkaç mahallede bu yapılmadı.


Yapılmadığı için de ortaya çeşitli garabet durumlar çıkmaya başladı.


Yani…


Sokağın bir tarafında başka bir mahalle sınırında olduğu için 8 katlı binalar yapılırken, diğer tarafında 2 katlı binalara onarım dahi yapılamaz oldu.


Tepebaşı Belediye Meclisinde 2015 yılında alınan bir karar ile Yeşiltepe’nin de içinde olduğu 3 mahalleye kat artırımı kararı alındı.


Bu aslında bir kat artırımı değil, mahallelerin 99 depremi öncesinde sahip oldukları planın az buçuk değişikliğiyle geri getirilmesi kararıydı.


Ancak…


Tepebaşı meclisinde alınan kararın geçerli olup yürürlüğe girebilmesi için Büyükşehir belediyesinden de onay alması gerekiyor, büyükşehir meclisinde de kabulü gerekiyordu.


İşte bu bugüne kadar olmadı.


Büyükşehir Belediyesi, Tepebaşı Belediye meclisinde kabul edilen 3 mahalleye yönelik planların 2011 yılı verileriyle hazırlandığını, dolayısıyla iptidai kaldığı ve yeni planlama yapma ihtiyacı bulunduğu gerekçesiyle, bu mahallelere, 1/25 Binlik planlarla uyumlu yeni plan hazırlı içinde olduğunu duyurdu.


Kısacası mesele bundan ibaret…


Yani…


Yeşiltepe’nin de içinde bulunduğu 3 mahallenin sıkıntısı kat artırımı falan değil.
Sıkıntı…


Bu mahallelerin, üzerinden 18 yıl geçmesine rağmen hala kat indirimine tabi tutulan planlarının bugüne kadar değişmemiş olması.


Ve bu yüzden bu 3 mahallede ikamet edenlerin mağduriyet yaşamaları.


Umarız bu mahallelerin planlamaları, tıpkı süreç içinde düzeltilen diğer mahalleler gibi biran önce yapılır ve yürürlüğe girer.


Zira…


Bu mahallelerde bulunan insanların mülkiyet hakları yeniden kendilerine teslim edilmiş olur…


***


Bakın bu çok önemli…


 


Dünya üzerinde özgür ve özgür olmayan toplumlar var…


özgür toplumlarda yönetilenler, yöneticilerin dangalak olduğunu söyler dururmuş…


Yönetenler ise, yönetilenlerin dangalak olduğunu asla söylemez, ama bunun olduğuna inanırlarmış.


özgür olmayan toplumlarda ise kimse yöneticilere dangalak diyemezmiş.


Bunun böyle olduğunu sadece kendileri bilirmiş…


Enteresan geldi bize.


Sizce de öyle değil mi?


***


Büyükşehir’e “Tramvayların bazı oturma yerlerini sökün” önerisi…


 


Kadem Karaağaç şehir plancısı…


önceki dönem belediye meclis üyeliği görevinde de bulundu.


Geçenlerde, sosyal medya hesabından Büyükşehir belediyesine bir öneride bulundu.


özellikle Tramvay ile ulaşımda büyük sıkışıklıklar yaşanmasını hafifletecek bir öneriydi bu.


Bize son derece mantıklı geldi…


Dilerseniz Kadem Karaağaç’ın aşağıda yer vereceğimiz önerisini bir de siz okuyun.


Siz de bizim gibi mantıklı bulacak mısınız?


“Eskişehir Kent içi Ulaşımının hemen hemen tek aracı olan Tramvaylar yolcu yükünü taşımada yetersizlikler göstermekte, tabiri caizse izdiham yaşanmaktadır.


Hareket sıklığının artırılması ve ilave vagon eklenmesi mali ve bazı trafik sorunları yaratabileceği malumdur. Ancak, kısa süre içinde bir çözüm yolu bulunması da kaçınılmazdır.
Kısa vadede ve çok düşük maliyetle bir çözüm vardır. Mevcut araçların özellikle kapı önlerindeki oturma yerleri kaldırılarak bu alanlar rahatlatılmalı, diğer koltuklar da azaltılarak ayakta yolcu sayısı artırılmalıdır. Eskişehir’deki yolculuk süreleri dikkate alındığında ayakta yolculuk rahatsız edici bir uygulama olmayacaktır. Böylece mevcut araçlarla en az %20 bir kapasite artışı sağlayacaktır. Ki bu azımsanacak ve göz ardı edilecek bir çözüm önerisi değildir.”


***


Biraz da gülmek lazım


Bir gazeteci, ülkenin en zenginlerinden, 65 yaşlarında bir işadamıyla röportaj yapmaktadır. Sorar:



– Efendim, bize bugünlere nasıl geldiğinizi, bu serveti nasıl oluşturduğunuzu anlatır mısınız?”



– Zevkle… 1920`lerin sonuydu. 1. Dünya Savaşı`nın etkileri yeni yeni siliniyordu, benimse cebimde birkaç sentten başka bir şey yoktu. Cebimdeki 5 sentimle, bir elma aldım.



Akşama kadar onu parlatıp, 10 sente sattım. O gece sabahı zor ettim. Ertesi sabah, 10 sentimle 2 elma aldım ve onları da sattım.



Böyle çalışarak, bir ay sonunda, 10 dolardan fazla para kazanmış oldum. Sonraki ayın başında, karımın halası öldü ve bize 20 milyon dolar miras bıraktı…




 


 

Önceki ve Sonraki Yazılar
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ) Arşivi