Dışişleri Bakanı Sayın DAVUTOĞLU," Britanya'nın eski kolonileri ile yaptığı gibi, Türkiye de, bir milletler birliğine dönüşebilir... Bana hatırlattı ki Britanya eski kolonileri ile bir ortak refah bölgesine sahip. Neden Türkiye Liderliğini Balkanlardaki eski Osmanlı topraklarında, Ortadoğu'da ve Orta Asya'da yeniden inşa etmesin?" (Jackson Diehl'in Ahmet Davutoğlu ile yaptığı söyleşi, Washington Post, 5 Aralık 2010) " demişti.
Bu düşünce, literatürde, "YENİ OSMANCILIK" olarak geçti.
Elbette her Türk, bu hayali benimser. Ancak çağımızda, Britanya'nın eski kolonileri ile yaptığı gibi, Türkiye' yi, bir milletler birliğine dönüştürmezler. Nitekim Türkiye' nin, Suriye'deki Kürt hareketine müdahale kararı karşısında, ABD, 'Türkiye'nin, kendi ulusal güvenlik çıkarlarını da açıkça anlıyoruz ama şu anda, daha fazla askerileştirmenin ilerlenecek yol olduğunu düşünmüyoruz. " diyerek, Türkiye'yi uyardı.
Prof. Norman Stone, TBMM'den geçen tezkereyi ve tezkere sonrasında yapılan açıklamaları, "Türk siyasetinde, bir devrim" diye niteliyor ve "Eski Osmanlı topraklarına beyaz at üzerinde akın etme fikri, ne kadar heyecan verirse versin, Türkiye'nin bu işe karışması bir hataydı." diyor.
Siyasi iktidarın, Arap Baharı ve Suriye politikalarının hedefi, Yeni Osmancılık hareketi gereği mi bilinmez ama ahlak ve stratejik menfaat arasında, nasıl denge sağlanır?" başlığı altında Economist dergisi, konu Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad olunca, bu sorunun, Türk Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun aklını kurcaladığını yazdı.
Ayrıca Economist dergisi, Suriyeli mülteciye kapıları açarak, Suriye Ulusal Konseyi'nin kurulmasına liderlik ederek, Özgür Suriye Ordusu'na sığınak sağlayarak ve gizlice askeri müdahale için, Amerika'da lobi faaliyetleri yürüterek, hiçbir ülkenin, Esad'ı devirmek için, Türkiye kadar çalışmadığının kanıtlandığını belirtiyor.
Siyasi iktidar, Economist dergisi' nin belirttiği gibi, ESAD' i devirmek için bu kadar neden ısrarcı bilinmez ama şayet İktidarın Suriye ile ısrarın gerekçesi, ölen insanlar ve insan hakları ise, 2002-2011 yılları arasında, ülke genelinde meydana gelen terör olaylarında 81 polis, 734 asker şehit, yaralanan, 2 bin 960 polis ile 2 bin 134 askerin insan hakları yok mu?
Niçin aynı duyarlılık, PKK ve Kuzey Irak' taki kukla hükümet için gösterilmiyor?
Suriye krizi derinleştikçe, komşu ülke siyasi ve askeri liderlerinin, Türkiye'nin bölge politikası hakkındaki eleştirileri ve uyarıları sertleşiyor. İran Genelkurmay Başkanı Tümgeneral Seyyid Hasan Firuzabadi, Suriye'den sonra sıranın, Türkiye, Suudi Arabistan ve Katar gibi ülkelere geleceğini söyledi. Bu ifadelerle, neyi kastetti bilinmez ama İran' ın PKK'yı, desteklediği söyleniyor.
Şu bir gerçek ki, ABD ve AB tarafından, Ortadoğu yeniden şekillendirilmek isteniyor. Örtülü hedef ise doğal kaynaklardır. Nitekim Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, her gittiği toplantıda, Arap Baharı diye bilinen Orta Doğu'da yaşanan savaşın, söz konusu ülkelere demokrasi götürmek bahanesiyle aslında ülkelerin elindeki enerji kaynaklarının batılı ülkeler tarafından paylaşılması olduğunu söylemeye devam ediyor.
İsrail Başbakanı İzak Rabin'in dış politika danışmanlarından olan emekli istihbarat subayı Jacques Neriah tarafından kaleme alınan raporda, Ortadoğu'da yaşanan koşulların Kürtlerin kendi kaderini tayin hakkına zemin hazırladığı ifade edildi. Kürt çabalarının Irak'tan sonra şimdi Suriye'ye odaklandığını belirten Neriah, İsrail'in her ülkedeki Kürt meselesi konusunda dikkatli olması gerektiğini, tarihi adaletin, 22 Arap ülkesinde bulunan Ortadoğu'daki 35 milyon Kürt'ün, en az bir devleti hak etmesini dikte etmesi ve Kuzey Irak'ta Kürt Devleti İsrail'in çıkarına'' sözleri ile baklayı ağzından çıkardı.
Şu bir gerçek ki Ortadoğu ve Suriye'de gelişen ve Türkiye'yi de çok ilgilendiren olaylara bakarak, Sovyetler Birliği'nin, çökmesiyle bitti zannedilen Soğuk Savaşın, hala süregeldiğinin bir işaretidir. Çünkü ABD' in, Ortadoğu' da varlığından rahatsız olan Rusya Federasyonu'nun, Suriye'deki tutumu, süper güç olma iddiasından vazgeçmediğinin de bir göstergesidir.
Askeri açıdan, Türkiye ile boy ölçüşemeyecek düzeyde zayıf olan Suriye'nin, son çıkışlarının ve uçak düşürmesinin arkasında, hiç şüphesiz Rusya'nın desteği olduğu da açık. Çünkü Rusya Ortadoğu'daki son kalesi olan Suriye'yi kaybetmek istemiyor. ABD ise Rusya' nın son kalesi olan Suriye' yi, elde etmek istiyor.
Suriye'de, yaşanan iç çatışmalar, Ortadoğu'da suların iyice ısınmasına neden oldu. Türkiye, bu gelişmelerin ve soğuk savaşın dışında kalacak mı bekleyip göreceğiz.