
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)
ÖSS' DE SUÇLU ÖĞRENCİ DEĞİL SİSTEMDİR
Dün, Vali Yardımcısı Sayın Ekrem BALLI ile Eğitim sorunları yanında, ÖSS ile ilgili sorunları da konuştuk. ÖSS sonuçları ile ilgili değerlendirme toplantısına olumlu baktı. Gerçekleşip, gerçekleşmediğini, önümüzdeki günlerde göreceğiz. Ancak toplantının gerçekleştirilmesinde Eskişehir'in, ÖSS' deki başarısı açısından büyük fayda vardır.
YÖK' de, katsayı puanı uygulamasını kaldırma kararı aldı, Yeni sistem, 2010 yılından itibaren uygulanmaya başlanacak. Ancak bu karar eğitimde, özellikle de sistemdeki sorunları çözmediği gibi, gençlerin gelecekle ilgili kaygılarında çare olmayacaktır.
Diğer yandan ÖSS, sonuçları incelendikçe, insanın içi kararıyor. ÖSS' de, Türkiye ortalanmasına baktığınız da eğitim, sınav ve dershane sisteminin, tümüyle çöktüğünü görüyorsunuz. Ayrıca ÖSS, eğitim sistemini esir aldı. Öğrenciler, yıllardır çalışıyor, veliler en zaruri ihtiyaçlarında tasarruf ederek, dershanelere, milyarlarca lira akıtılıyor ama alınan sonuç ortadadır.
ÖSS'deki Türkiye ortalamalarına baktığınızda, 30 fen sorusundan, sadece 4'ü cevaplanıyor. Görünen o ki Türkiye'de, en başarılı olanlar, sadece yabancı dil öğretmenleri. Dil öğrencileri, her iki sorudan birisini doğru olarak yapmışlar. Diğer derslerde, durum daha da vahimdir.
ÖSS sonuçlarının, ortaya koyduğu vahim tablo eğitim camiasında tartışılıyor. Çünkü katsayı artırılmasına karşın, barajı geçen öğrenci sayısı düştü; 30 bin öğrenci sınavda 'sıfır' puan aldı; öğrencilerin yüzde 60'ı fen sorularına dokunmadı bile, 251 bini matematikten tek bir soru çözmedi. Elbette bu tablo öğrencilerin değil, eğitim sisteminin başarısızlığıdır. Okulda verilen eğitim yeterli olmuyor, müfredat programlarıyla, ÖSS'de sorulan sorular örtüşmüyor. Ayrıca, okul, öğretmen, derslik açığı büyük bir sorun olarak ortada duruyor. Üstelik hemen her yıl, değişen veya değişikliğe uğrayan eğitim sitemi ve öğretim programları da çabasıdır.
Peki, bunun sorumlusu kim veya kimlerdir?
Milli Eğitim Bakanlığı mı, Okul müdürleri mi, öğretmenlere mi, YÖK mü, ÖSYM mi, dershaneler mi, veliler mi, öğrenciler mi, politikacılar mı, siyasi iktidarlar mıdır? Yoksa hepsi birden midir?
Elbette tüm bu kesimlerin, az veya çok bu tabloda sorumluluğu vardır. Bu kesimleri eleştirmek, ÖSS' deki başarısızlıkla ilgili yorum yapmak, önyargılı davranmak veya yargısız infaz yapmak dün ve bugün çözüm olmadı, gelecekte de çözüm olmaz.
Hiç şüphesiz ki ÖSS'deki, başarısızlığın, pek çok nedeni vardır. Ancak eğitimde, fırsat eşitliği olmaması, okullar ve bölgeler arası dengesizlik, Sınav sisteminin sık sık değiştirilmesi, Ortaöğretim, başarı puanının etkisi, ÖSS'de soru ağırlığı müfredatla uyumlu hale getirilmemesi. Maddi durumu iyi olan ailelerin çocukları dershanelere yararlanırken, yoksul ailelerin çocuklarının, bu imkândan mahrum kalması en önemli sebeplerdir.
Artık herkes, gerçekleri görmek zorundadır. Eğitim sistemi çöktü, Neden çöktü veya çöktürüldü bilinmez ama Türkiye, Eğitim alanındaki sorunların, bir an önce çözmek ve başarılı olmak zorundadır. Aslında bugünkü tablo, geliyorum demişti.
Hatırlıyorum da Milliyet Gazetesi' nin, 25 Ekim 1992 tarihli sayısında, "LİSELER İFLASTA" başlıklı bir yazı okumuştum. Zamanın, Milli Eğitim Bakanı Sayın Köksal Toptan' ın isteği üzerine, lise müdürlerin hazırladıkları raporlarda özetle:
Liseler eğitim vermiyor, gençleri bir çatı altında toplayarak sokak anarşisini önlüyor. Bu gerçeği görmek zorundayız.
Artık lise açılmasın, bütün okullar sınavla öğrenci alırken hiçbir yeri kazanamayan öğrencilerin toplandığı liseler, eğitim vermiyor. Sokak anarşisini önlüyoruz." MESLEK LİSELERİ" açılsın. Üniversite önlerindeki yığılmalar azaltılsın.
Öğretmen atamaları ve öğrenci kayıtları, eğitim-öğretim yılı başlamadan önce tamamlansın. Öğretmen atamalarında ve ders araç-gereç dağıtımında, tüm okullara adil dağıtım yapılsın. Kayırmalar önlensin. Bazı öğretmelerin ısrarla gözde okulları istemelerinin nedeni boş gün bulup ders verme isteğidir.
Öte yandan bu ve benzer öneriler, ilk defa ortaya atılmadı. Eğitimin geçmişi analiz edildiğinde görülecek ki bu önerilerden önce de birçok eğitim şuraları toplanmış, çok değerli kararlar alınmıştı. Fakat büyük çoğunluğu, hayata geçirilemedi. Eğitim ve ÖSS'deki vahim tabloda, katsayı puanı uygulamasını kaldırmak da çözüm değil. Çünkü eğitim ve öğretim, bir veya birkaç kişinin yapabileceği iş değildir. Bir sitem ve kadro organize işidir. İdari kadro, ne kadar ehli elemanlardan donatılırsa, öğretmenler de ne kadar nitelikli olursa, sonuçta o denli başarılı olacaktır.