Gündemde yer alan dedikodulara halen net yanıt gelmedi.
Söylentiyi biliyorsunuz, o da açık öğretim fakültesinin Eskişehir'in elinden alınacağı lafları...
Bu söylentilere halen net yanıt gelmedi.
Büyükerşen; "Bizimde kulağımıza bu türden söylentiler geliyor" dedi.
Yeni rektör Davut Aydın ise; "Açık öğretim hiçbir yere gitmez" diyor.
Nasrettin Hoca hesabı;
Ya giderse!

Gitmemesi için bir yasal engel yok.
Çünkü Açıköğretim Üniversitesi'nin kurulmaması için bir neden bulunmuyor.
Açıköğretim Fakültesi'ni Anadolu Üniversitesi'nden almak isteyenler bunu kolayca başarabilir.
Bu yüzden iş alanda değil, açık öğretimi elinde tutandadır.
Yani almak isteyene bakmadan, elindekini kaptırmamaktadır.
Tıpkı;
Üniversitesinin 500 Milyonuna el konulması gibi.
Siz o parayla yıllarca yatırım yapmazsanız, kentin ve üniversitenin geleceği yönünde projeler geliştirip, hayata geçirmezseniz, yemeyenin malını da işte böyle yerler.
Gerçekten de bir kent adına üzücü bir gelişme bunlar...

Tekrar Açıköğretim Fakültesi işine dönelim.
Eğer elinizdeki hazır para gibi, açık öğretimi de kaptırmak istemiyorsanız, bir şeyler yapmalısınız.
Bir proje, Ankara'ya bir kanca, ne bileyim, bu işi hatta söylentilerini bile kesecek bir adım...
Ne olacak bu adım bilemiyoruz.
Ne olması gerektiğini de artık üniversitenin öğretim üyeleri çözsün.
Bilim insanı kolay yetişmiyor.
Fakültelerini, üniversite bünyesinde tutacak bir şeyler düşünmeliler.
Yoksa ağzımızı açarken, 500 milyon gibi altın yumurtlayan tavuğu, fakültemizi de elimizden aldıklarını görürüz...
Sonra da çıkar, birde üzerine 'fakültemizi aldılar' diye şikayet ederiz iyi mi?!