1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

Para yok, başkan da yok...

Futbol işlerinden pek anlamayız ama...
Olup bitenlerle ilgili az çok bir yorumumuz olabiliyor.
Örneğin:
-Halil Ünal'ın başkanlığındaki yönetim zamanında kulübün şahsiyetine zarar veren hareketler içinde olunmasaydı, başkan ve yöneticiler ve teknik direktörün olumsuz hareket ve davranışları her gün sayfa sayfa yayınlanmasaydı, "Önce Güven" sloganıyla bir ekip çıkmaz, Mesut Hoşcan da başkan falan olamazdı.
-"Önce Güven" ve "Şeffaflık" sloganı ile işbaşına gelen Mesut Hoşcan ve yönetimi, beceriksiz bir yönetim anlayışı ortaya koyup, takımı süper ligden düşürmeseydi, şehrin Valisi kulübe el koymak durumunda kalmayacaktı.
Gelinen noktada...
Eskişehirspor PTT ligine düştü ve şu anda kulübe başkan bulunamıyor.
Kimse başkanlığa yanaşmıyor.
Eskişehir halkı da "Yazıklar olsun! Koskoca Eskişehirspor'a başkan olabilecek bir tek adam yok mu?" diye soruyor.
Biz söyleyelim: Yok!
Niye yok?
Çünkü Eskişehirspor küme düşmüş bir takım.
Çünkü Eskişehirspor'un 100 milyon TL civarında borcu var.
Çünkü Bu borçla bu takımın PTT liginde başarılı olması kolay gözükmüyor.
Böyle bir tablo orta yerde dururken kim çıkıp başkan olmak ister?
Hangi delikanlı böyle olumsuz bir borç tablosu karşısında cebinden 30-40 milyon lira harcamayı göze alır?
Biz söyleyelim: Hiç kimse!
Tüm olumsuz koşullara rağmen kulübe başkan olmak isteyenin de zaten tek bir şartı olur.
O şart da "Bulun 30-40 milyon lirayı kulübün yönetimini üstleneyim" şartı olur.
O yüzden...
Problem kulübe başkan bulunamamasında değil bence...
Problem, kulübün ilk etapta sahip olması gereken 30-40 milyon lira parada.
Başkandan önce para bulunsa, adaylar sıra sıra dizilir zaten kongre salonunda...
.......

Bu şehir yaşıyor...
-Porsuk'ta kano yarışları var, insanlar porsuğun her iki yanında onları izliyor, fotoğraf çekiyor.
-Adalar'da Migros'un önünde gençlerden oluşan bir müzik grubu Karadeniz şarkıları çalıyor, insanlar el ele tutuşmuş Horon tepiyor.
-Doktorlar Caddesi'nin sonunda Güzel sanatlar Fakültesi öğrencileri elektrik trafosunun üzerine resim yapıyor, insanlar fotoğraflarını çekiyor.
-Biraz ilerde biri kız-diğeri erkek iki genç, kıvırcık saçları, kulaklarında küpeleri ve ellerindeki gitarları ile şarkı söylüyor, insanlar onların çevresinde.
-Hangi AVM'ye girerseniz girin, bir-iki tane sergi muhakkak var. İnsanlar sergide yer alan eserlerin çevresine birikmiş durumda.
-Gençler porsuk sahilinin her iki tarafında bulunan çimenlik alana sıra sıra oturmuş sohbet ediyor.
-Odunpazarı'na çıkıyorsunuz, mahşer yeri gibi. İnsan kaynıyor.
-Adalar'da kafelerin tümü dolu. Sahil yolu insandan geçilmiyor.
-Espark önünde gençlerin bazıları paten kayıyor, bazıları bisikletle geziyor.
Kısacası...
Birbirine girmiş trafiği, sağa sola atılmış ve toplanmayan çöpleri, esnafın koyduğu mallarıyla kapattığı yolları ve bunun gibi bazı olumsuz olayları görmezden geldiğiniz müddetçe, bu şehir yaşıyor arkadaş.
.......

Tuğba Özay Eskişehir'den evleniyor...
Tuğba Özay Türkiye'nin en ünlü mankenlerinden birisi.
Modelliğinin yanı sıra pek çok dizide rol almış bir oyuncu aynı zamanda.
Özellikle son birkaç yıldır da sahnelerde gördüğümüz bir sanatçı.
Survivor yarışmasıyla yeniden gündeme gelen Tuğba Özay geçtiğimiz günlerde Başak Konut tarafından İsmet İnönü Caddesi'nde yapılan İBA Deluxia konutlarının tanıtım törenine katıldı.
Sempatikliği ve sesi ile tanıtım kokteyline katılan davetlilere önemli dakikalar yaşattı.
Sahneden inip davetlilerle sohbet ettiği sırada ise "Size bir haber vereceğim. Eskişehir'den evleniyorum" dedi.
Hemen her davetli, ünlü manken ve oyuncunun Eskişehir'den bir damat adayı bulduğunu zannetti.
Ancak...
Tuğba Özay'ın "Başak firmasının yaptığı bu konutları çok sevdim. Benim için güzel de bir yatırım olur bu. Bir de bu konutlardan alanlar arasından kura ile bir konut sahibine Mercedes otomobil hediye edilecekmiş. Bakarsınız o da bana çıkar, ben de bu işten bir hayli karlı çıkarım. O yüzden buradan bir konut almayı düşünüyorum. Yani sizin anlayacağınız Eskişehir'den ev'lenmeye karar verdim" demesiyle mesele anlaşılmış oldu.
.......

Artık Sivrihisarlı...
Nasreddin Hoca'yı Konyalılar sahiplendi.
Akşehir'de mezarının olduğunu söylediler.
İyi de bir PR çalışması yaptılar geçmişte.
Mezarını restore edip, bir anlamda Nasreddin Hoca'nın mirasını sahipleniverdiler.
Bu aslında Konyalıların başarısı değil, Eskişehirlilerin pasifliği ve başarısızlığıydı.
Sahip çıkılmadı Nasreddin Hoca'ya.
Eskişehirli bir türlü "Hoca burada doğdu, burada öldü ve burada gömüldü" diyemedi süreç içinde.
Sahiplenemedi bir türlü.
Ta ki önceki güne kadar.
Sivrihisar belediyesi bu konuda ciddi bir çalışma üstlendi.
Nasreddin Hoca'nın Sivrihisar'daki mezarı ortaya çıkartıldı.
Mezarın üzerine güzel bir anıt dikildi.
Sivrihisar belediyesi böylelikle Nasreddin Hoca'nın Sivrihisar'da doğup,Sivrihisar'da yaşayıp,Sivrihisar'da gömülü olduğunu da tescillemiş oldu

Önceki ve Sonraki Yazılar
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ) Arşivi