4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

PARTİLERDE DEĞİŞEN HİÇBİR ŞEY YOK

Yıllardır siyasi partiler ve politikacılar halkın ve sivil toplum örgütlerinin önerilerini dikkate almadılar. Kendi bildiklerini de hep doğru sandılar. Sonuçta da Türkiye' yi bugünkü sorunlara mahkûm ettiler.
Dün öyle idi, bugünde öyledir.
Türkiye'de gerilimin yatışması için yedi sivil toplum örgütü, 81 ildeki eşzamanlı basın toplantısıyla siyasilere sağduyu çağrısı yaptı. Başbakan Erdoğan: "İçeriğe katılıyorum, öncülük yapmaya da hazırız." Meclis Başkanı Toptan: "Yürekten destekliyorum." Derken, CHP'li özyürek: "İyi niyetli, ama teşhis yanlış." MHP'li Vural ise "Muhatabı olmayan mektup, adresine ulaşmaz" diyerek düşüncelerini ortaya koydular. Oysa 7 STK' nın, ""Türkiye zor bir demokrasi ve hukuk sınavından geçmektedir. Ülkemizin bu kritik dönemden yara almadan çıkması, hepimizin ortak dileğidir. Uluslararası finansal krizin dalgalarını hissetmeye başladığımız bugünlerde, iktisadi tedbir arayacağımıza sağduyu arıyor olmamız talihsizliktir. Türkiye Cumhuriyeti, Anayasa'nın başlangıç ilkelerine dayalı, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir. Bu ilkelerin varlığı dışında her mesele, siyasetin konusu olabilir ve özgürce tartışılabilir. Yaşanan politik süreç, toplumda umutsuzluğu ve karamsarlığı artırmaktadır." Görüşlerine katılmamak mümkün mü?
Siyasi iktidar, sivil toplum örgütlerinin önerilerine, olumlu bakarken, muhalefet temkinli yaklaştı. Bu gelişme gösteriyor ki hala siyasi çıkar ön planda tutuluyor Muhalefet gerilimin düşmesini istemez bir tavır içinde. Bu gelişmeler gösteriyor ki siyasi cephede değişen hiçbir şey yok
Öte yandan parti liderleri, hala çağın gerisinde ve geçmişteki yöntemlerini tesiri altındalar. Ucuz ve çağ dışı yöntemlerle de, gündemde kalmak istiyorlar. Hâlbuki XXI. Yüzyılda bırakın liderliği, İçinde bulunduğumuz çağda dünyada lider dönemi de bitti. Liderin tanımı da değişti.
XXI. yüzyılda, bir kadro hareketi öne çıktı. Ama liderlerimiz hala dünyadaki bu gelişmenin ya farkında değiller, ya da geçmişteki alışkanlıklarının ve özlemlerinin tutsağı halindeler.
Aslında çok da görmemek lazımdır. Çünkü yıllarca partiler ve ülke,"Cumhuriyet Padişahları" ile yönetildi. Partilere, "TEK ADAM" felsefesi hakim oldu. " SE-BEN " kavgası ise gündemden düşmedi. Gerginlikler ise gündemi sürekli işgal etti. Bunun toplum ve insanımız için bir "EĞITIM" olduğu da, sürekli göz ardı edildi.
Elbette geçmişteki liderlerden, bu eğitimi alan, bugünkü liderler de aynı yoldan yürüyecekler onların tutum ve davranışlarını benimseyerek de, siyasi hayatlarına hakim kılacaklardır. Dikkat ediyoruz. Bugünkü liderler, ceviz kabuğunu doldurmayan sözlerle, gündemi meşgul ediyorlar. Toplumu da geriyorlar. Karşılıklı olarak da, halkı tedirgin eden, hiçte hoş olmayan sözler söylüyorlar. Suçlamalarda bulunuyorlar. En kötüsü ise, geleceğimiz olan çocuk ve gençlerimize kötü örnek oluyorlar. Türkiye' de, siyasi parti liderleri, Yönetirken yenilik yapmıyor, geçmişteki liderlerin misyon vizyonlarını adeta tekrar ediyor. Belli kesim ve ideolojilerin, lideri görünümündeler. Uzun vadeli düşünmüyorlar, günü kurtarmayı da büyük bir başarı olarak görüyor veya gösterme çaba ve gayreti içinde oluyorlar.
Ayrıca da yazar Uğur Mumcu' nun, " tartışma yerine kavga, dinleme yerine suçlama, yanıtlama yerine saldırı... Bizim yaptığımız bu işte! " görüşünü de doğruluyorlar.
Tüm dünyada parti liderleri, yönetirken yenilik yapar. Kısır çekişmelerden uzak durur ve gerginlik yaratmaktan da kaçınır. Kısa vadeli değil, uzun vadeli düşünür. Kendine özgü bir kişiliği vardır. Karşılaştığı olay, fikir ve mevcut koşulları oturtabilir ve onlara yeni bir bakış açısı kazandırabilir. Olaylar ve gelişmeler karşısında pozitif olur, geleceği görür, stratejik ortaklıklar ve güç birlikleri oluştururlar. Zamanı iyi kullanırlar. Baskı altında bile kontrolü kaybetmezler. Kendi kedilerini de disipline ederler. Hatalarını tekrar etmezler. Tutarlı bir kişilik yapısı vardır. Herkese aynı oranda saygılıdır. Ufku geniştir. Ekip çalışması ön plandadır.
Türkiye'deki Liderler öyle mi?

Önceki ve Sonraki Yazılar
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM) Arşivi