Konya'daki final maçı gösterdi ki, Eskişehirspor bu tip finalleri, bu tip maçları daha sık oynamalı, yıllar süren aralar vermemeli. Çünkü yenilsek de, kupayı alamasak da, finalin, şehre bir hava, bir heyecan kattığını gördük. Üzerimizdeki ölü toprağını attık, silkelendik, resmen kendimize geldik. Bu şehrin nasıl bir taraftara ve futbol kültürüne sahip olduğunu herkese gösterdik.
Final maçının heyecanı artık geride kaldı. Lig mücadelesi de Konya maçıyla bu hafta bitiyor. Aslında bu maçın puan cetvelinde bir sıra yukarı çıkıp çıkmayacağımızı belirlemesi dışında herhangi bir önemi yok. Zaten Eskişehirspor lig defterini çok önceden kapatmıştı. Her ne kadar her iki kulvarda da başarılı olmak istiyoruz şeklinde açıklamalar yapılsa da, lige yeterince asılmadığımızı söylersek yanlış olmaz. Birçok maçta boş yere puanlar kaybettiğimiz gibi bizi yukarı taşıyacak kırılma maçlarının da hiçbirini kazanamadık. Neyse, bu maçların ve sezonun genel bir değerlendirmesini daha sonra yapacağız. Ama kendi adıma Konya maçının sonucu ne olursa olsun, ligi hangi sırada tamamlarsak tamamlayalım, Eskişehirspor'un bu sezon beklentilerimi karşıladığını söylemek isterim. Daha iyisi olabilir miydi? Tabii ki olabilirdi. Finali kupa ile taçlandırabilirdik. Ama olmadı. Aslında doğruları konuşmak gerekirse sezon öncesi şartlar öyle gelişti ki, bu sezona "kayıp sezon" gözüyle bakıyordum. Seçimli Genel Kuruldan sonra ortaya çıkan aşırı borç yükü ve bozuk mali yapı, yapılamayan transferler yüzünden alternatifsiz futbolcu kadrosu, Veysel ve Tarık problemi, Diego'nun sakatlığı derken beklentilerim iyice dibe vurmuştu. Bu kara tablodan çıkarılan bir kupa finali hiç de fena olmadı. Kupayı kazanabilseydik her şey çok daha güzel olacaktı ama en azından bu final sayesinde Avrupa Kupalarına katılmayı hak ettik. Bu arada Pazartesi günü TFF'nin açıkladığı UEFA lisansı alan kulüpler içinde Eskişehirspor'un da adının olması içimize su serpti.
Artık Avrupa'dayız. Bu bizi ne kadar sevindirse de özellikle ikinci yarının Eskişehirspor için çıkarılması gereken derslerle dolu olduğunu da söylemek zorundayız. Süper ligde en ufak hataya yer olmadığını gördük. Kayseri, Antalya gibi takımların düşmesi, bu ligin ne kadar zorlu geçtiğinin bir göstergesi... Gelecek sezona ön eleme turu maçı yüzünden erken başlamak zorundayız. Bu da demek oluyor ki, yeni sezonun planlamasına biran önce başlamak gerekiyor. Sorunlar çok ama üstesinden gelinmeyecek şeyler değil. Yönetimin geçen seneden iki büyük kazancı oldu. Tecrübe ve sabır... Bu ikisinin yeni sezonda çok işimize yarayacağını düşünüyorum.
Cuma akşamı Konya maçıyla sezonun perdesi kapanıyor. Kazasız ve belasız bir sezonu daha geride bıraktık. Hepimize geçmiş olsun.