
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)
PETROL YASASI
Petrolle ilgili yazımızdan sonra, bir okuyucumuzun, "İyi ki cumhurbaşkanı sezer vardı. Sezer, 5574 sayılı "Türk Petrol Kanunu'nun 2, 4, 19 ve geçici 1'inci maddelerinin, bir kez daha görüşülmesi için, TBMM'ye, geri gönderdi ama AKP iktidarı, çok az değişiklikler yaparak, yasayı, tekrar kabul etmişti..." Sözleri dikkat çekti.
Cumhurbaşkanı Sayın SEZER, gerekçe olarak da, günümüzde petrol için, savaşlar çıktığına dikkat çekerek, Türkiye'nin, Kıbrıs Barış Harekâtı' nda karşılaştığı ambargo nedeniyle, bu konuda, ek önlemler aldığını anımsattı. Ve "Stratejik öneme sahip bir ürün konusunda, yabancı devletlerin belirleyici olmasının, önündeki engeller kaldırıldığı için, ulusal güvenlik yönünden, yaratılan risk daha da artmaktadır" dedi.
Ayrıca Anayasa'nın 11'inci maddesinde, Anayasa kurallarının yasama, yürütme, yargı organlarını, yönetimi, diğer kuruluş ve kişileri bağlayan üstün kurallar olduğu açıklandığına dikkat çeken Sayın Sezer, "üstünlük ve bağlayıcılık özelliği, tüm anayasal kuralların, bu bağlamda ulusal çıkarların, uygulamada yürütme organı ve yönetimce, öncelikle ve özenle gözetilmesi gerekeceğini göstermektedir. Başka bir anlatımla, ulusal çıkarların korunacağının Yasa'da açıkça düzenlenmemiş olmasının, devlet organlarının, kamu kurum ve kuruluşlarının ve kamu görevlilerinin, Anayasa'dan kaynaklanan yükümlülüklerini ve görevlerini ortadan kaldırmayacağı açıktır" demişti.
Kamu kurum/kuruluş ve görevlilerin, Anayasa tüm eylem ve işlemlerinde, ulusal çıkarları ve kamu yararın, önde tutmak, koruyup güçlendirmek, yükümlülüğünde olduğunu belirten Sayın SEZER, "Petrol ve doğalgaz gibi stratejik önemi çok yüksek ürünler söz konusu olduğunda, bu yükümlülüğün daha da artacağı kuşkusuzdur" değerlendirmesini yaptı. Sezer, incelenen yasanın amacını düzenleyen 1'inci maddesi ile başvuruların değerlendirilmesine ilişkin kurallar içeren 3'üncü maddesinde, ulusal çıkarların korunacağına ilişkin açık kural bulunmamasının, bu konuda yapılacak uygulamalarda, ulusal çıkar ve kamu yararının gözetilmesi zorunluluğunu ortadan kaldırdığını da vurguladı.
Öte yandan üretilen petrol ve doğalgaz ürünlerinin, ne kadarının ülke gereksinimi için kullanılacağı, ne kadarının dışsatım konusu yapılabileceğinin yasada düzenlenmemişti.
Sayın SEZER' in belirttiği gibi, yasa'da, ülkemizde üretilen petrol ve doğalgazın, bir bölümünün, ulusal güvenlik ve ulusal çıkarlar gereği ülke gereksinimi için ayrılmasını zorunlu kılan, bir kurala yer verilmemiştir. Bu hükme, yer verilmemesinin de Anayasa'ya aykırı olduğunu kaydeden Sezer, "İncelenen yasada, devletin petrol ve doğalgaz arama ve işletme hakkından vazgeçerek, bunu yerli, ya da yabancı, gerçek ya da tüzelkişiler eliyle yapma amacında olduğu anlaşılmaktadır. Durum böyle olunca, ülkemizde üretilen petrol ve doğalgazın, bir kısmının, ülke gereksinimi için, ayrılmasının, ulusal çıkarlar yönünden önemi daha da belirginlik kazanmaktadır" değerlendirmesini yapmıştı.
Yasada, yabancı bir devlet için, ya da yabancı bir devlet adına hareket eden kişilerin, Türkiye'de petrol etkinliklerinde bulunmaları, mülk edinmeleri ve tesis kurmalarının yasaklanmamıştır. Böylece, stratejik bir madde olan petrol ve doğalgazın, yabancı devlet ve şirketlerin belirleyici olması sağlanmıştır.
Yasada, "elde edilen devlet hissesinin, yüzde 50'si işletme ruhsatının, bulunduğu ilin il özel idaresinin açtıracakları hesaba aktarılır." hükmüne de karşı çıkan Sayın SEZER, "Düzenleme, doğal kaynaklar üzerindeki bölgecilik akımlarını besleyecek ve tekil devlet yapısına, zarar verecektir." demiştir.
Halkımız da aynı görüştedir. Nitekim o günlerdeki "Ceviz Kabuğu" programında, izleyicilere, "Diyarbakır Belediye Başkanı'nın Bölgedeki petrol bizim olsun isteği, federasyona götürür mü?" sorusu yöneltildi. Yaklaşık 5 bin kişinin katıldığı oylamada, izleyicilerin %96'sı, "Evet, götürür" derken, geri kalan %4'ü "Hayır götürmez" cevabı verdi.
5574 sayılı "Türk Petrol Kanunu ile eski yasadaki,"Yabancı devletlerin doğrudan doğruya veya dolayısıyla idaresinde etkili olabilecekleri şirketlerin petrol faaliyetinde bulunamayacakları, mülk edinemeyecekleri, tesis kuramayacakları' hükmü yeni kanunda kaldırıldı. Yeni kanunla da 'Bu Kanundaki esaslara uygun olmak şartıyla, sermaye şirketlerine veya yabancı devletler mevzuatına göre sermaye şirketi niteliğinde bulunan özel hukuk tüzel kişilerine araştırma izni, arama ruhsatı ve işletme ruhsatı verilir' cümlesi getirildi.
1970'li yıllarda, dünyanın dev petrol şirketleri, Türkiye üzerinde uzaydan uydu ile petrol araştırması yapmışlar (genelkurmayın izni ile). Hazırlanan raporda, Türkiye'nin, 5000-5500 metre derinliklerinde, çok zengin petrol yataklarının olduğu ortaya çıkmıştır" tespiti, yer almıştı.
Bugün, yabancı 17 şirket, ya da şirket grubuna, petrol işletme veya arama ruhsatı verilerek, rapor doğrulaşmış oldu.