
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)
Piyasalarda durum tam da böyle işte...
Bir adam bir otele gidiyor. Cebinden 100 TL çıkartıyor. Resepsiyona bırakıyor. Diyor ki "ben bu otele daha önce gelmedim, bir bakayım, bahçenizi ve odalarınızı gezeyim. Hoşlanırsam 100 TL sizde kalır. Beğenmezsem 100 TL 'mi isterim. bir saat izin verin bana .."
Otel sahibi seviniyor. Zaten ekonomik kriz falan işler bozuk. "Tamam " diyor.
· Adamcağız, odaları gezmeye başlıyor. Otel sahibi, 100 TL 'i alıyor, hemen çırağını kasaba gönderiyor. Kasaba olan 100 TL borcunu ödüyor.
· Kasap 100 TL 'i alıyor, hemen bakkala gidiyor. Bakkal'a olan 100 TL borcunu veriyor.
· Bakkal hemen lokantaya koşuyor. Lokantaya olan 100 TL borcunu ödüyor. Lokantacı hemen koşuyor, köşedeki hayat kadınına borcunu veriyor. Önceki gecenin hesabını kapatıyor.
·Hayat kadını, koşuyor otele geliyor. Otele olan 100 TL borcunu veriyor.
Bu arada müşteri adayı, odaları geziyor. Resepsiyona geliyor. "odalardan hoşlanmadım. Ben burada kalmayayım" diyor. Bıraktığı 100 TL i geri alıyor, gidiyor.
Hmm. şimdi ne oldu ? Ekonomik açıdan bakalım.
·Dünyada ekonomik kriz var. Bu küçük kasabada da işler çok kötü. Sabah kasaba esnafı borç içinde yüzüyordu.
·Otel'in Kasaba borcu 100 TL,Kasabın bakkala borcu 100 TL,Bakkalın lokantaya borcu 100 TL , lokantanın köşedeki kadına borcu 100 TL,Kadıncağızın otele borcu 100 TL
·Küçük kasabamızda bu sabah 500 TL borç vardı.
·Aradan bir kaç saat geçti ve tüm borçlar kapandı.
· Herkes mutlu, haftaya daha güçlü başlıyorlar. Eski borçlarını kapattıkları için yeni mal alabilecekler ve iş yapabilecekler.
Tabii bu anlattığımızın ancak fıkralarda olacağını düşünüyorsunuz değil mi?
İşte, şu sıralar piyasalarda durum tam da böyle.
Ortada para yok ama herkes olmayan para ile borç kapatıyor.
Ya da, borç kapattığını zannediyor.
"Alacağımı tahsil edip borcumu öderim" diye düşünüyor.
Söylenenlere bakılırsa, bayram sonrasında, tatil bitiminde, Eylül kapıya dayandığında gerçek ortaya çıkacak.
Umarız bu süreci, yukarıda anlattığımız fıkraya güldüğümüz gibi gülüp atlatırız.
Aks takdirde...
İş dünyasını çok da iyi günler beklemeyecek gibi...
.....
Bilgi ve tecrübe sahibiyle birlikte mezara gitmemeli
Belediyecilik zor bir iş.
Sadece seçim kazanıp Belediye Başkanlığı koltuğuna oturmakla iş bitmiyor.
Her işten anlamak zorundasınız.
Anlamıyorsanız da anlamayı en kısa sürede öğrenmek ve her işe hakim olmak durumundasınız.
Belediyeciliğin, insanın doğumundan ölümüne kadar hemen her süreçte var olduğu düşünüldüğünde, belediye başkanlarının ne kadar çok konu hakkında bilgi ve donanım sahibi olmak zorunda kaldıklarını siz düşünün.
Bütçeden imara, park bahçelerden ihale işlerine, meclisi yönetmekten satın almalara,zabıtaya,fen işlerine, yatırımlara,yani aklınıza gelen her türlü belediye hizmetine kadar her türlü bilgi ve beceriye sahip olmak durumunda Belediye Başkanları.
Belediyecilik ile ilgili tüm bu bilgi ve donanım şüphesiz koltuğa oturur oturmaz olmuyor.
Belediye başkanlarına belediyeciliği kesinlikle görevde kaldığı süreç öğretiyor.
Bir dönem, yani 5 yılın sonunda, belediye başkanları belediye işleyişiyle ilgili hemen her türlü konuya tam anlamıyla vakıf oluyor.
"Belediye başkanları için en az iki dönem gerekiyor" sözü işte bu yüzden sıkça söyleniyor.
Zira...
İlk dönemde belediyecilikle ilgili hemen her konuda tecrübe,bilgi ve donanım sahibi olan belediye başkanlarının ikinci dönemde hizmet ve yatırımları ortaya çıkmış oluyor.
Sonuç olarak...
Bir dönem dahi yapmış olsa,belediye başkanları görevlerinde bulunanların koltuğa yeni oturan başkanlara nazaran müthiş bir tecrübeleri oluyor ve bu tecrübelerin de bir şekilde değerlendirilmesi gerekiyor.
Görev süresi dolan eski belediye başkanlarının bu tecrübelerinden yararlanmak gerektiğini hep söyledik.
Eskilerin yenilere belirli konularda danışmanlık yapmaları gerektiği düşüncesini de hep desdekledik.
Örneğin, Tepebaşı eski belediye başkanı Tacettin Sarıoğlu'nun İnönü Belediye başkanına danışmanlık yapma kararı sevindiriciydi.
Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt'un seçim öncesi söylemiş olduğu ve her ne kadar gerçekleşmemiş olsa da "Eski Belediye başkanlarından bir danışma kurulu oluşturacağım" sözlerine de sevinmiştik.
Dün öğrendik ki, Odunpazarı eski belediye başkanı Burhan Sakallı da Bilecik Pazaryeri Belediye Başkanına Kültür ve Turiz danışmanı olmuş.
Belki çoğu kişi bu duruma burun kıvıracaktır.
Belki çoğu kişi bu duruma "Koca belediye başkanlığı yapmış biri nasıl olur da küçücük ilçenin belediye başkanına danışmanlık yapar?" yorumunda bulunacaktır.
Belki de, çoğu kişi "Sanki ihtiyacı var" falan diye de düşünecektir.
Kim ne derse, nasıl düşünürse düşünsün.
Burhan Sakallı bize göre doğru olanı yapmış.
Çünkü.
Bilgi ve tecrübenin paylaşılması halinde önemli olduğunu düşünüyoruz.
Sahibi ile birlikte mezara gittiğinde değil...