4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

PKK MEŞRULAŞTI

PKK, OSLO ve İMRALI görüşmeleri ile amacına ulaştı. Bu görüşmelerle de PKK' muhatap alınarak, varlığı, Türk milleti tarafından, kabul görmese de siyasi iktidar tarafından, kabul edilmiş ve istekleri de yerine getirilmeye başlanarak, PKK meşrulaştı.
Nitekim KCK' lıların, ölüm orucu sonucu, Başbakan Sayın Erdoğan, anadilde savunma hakkı adı altında, PKK isteklerini yerine getirdi. Şimdi sıra 4. yargı paketiyle, KCK'lıların serbest bırakılmasına geldi. Bütün bunlar, PKK için, bir zafer, Türkiye Cumhuriyeti için de hiçte olumlu bir gelişme değildir.
AKP, Kürtler pek çok hak verdi. Ancak istekleri bitmedi. Nitekim Başbakan Sayın ERDOĞAN, ""Şu olağanüstü hali kaldırın biz başka bir şey istemiyoruz dediler. Olağanüstü hali kaldırdık unutuldu gitti. Şimdi yeni başka şeyler ortaya çıkmaya başlamış." dedi. "Ne istiyorlar" sorusuna da " bitmiyor istedikleri" diyerek de bir gerçeği dile getir ama PKK ile görüşmekte, ısrar ediyor.
Öte yandan siyasi iktidar, geçmişteki olaylarda, muhalefet de, bugün olumsuzluklarda, sürekli devleti, suçlu gösteriyorlar. Oysa "DEVLET", bir kavramdır. O nedenle de devlet yönetiminde, bir suç unsuru görülüyorsa, bunun sorumlusu, "DEVLET" değil, devlet kavramını kalkan yaparak icraat yapan, "SİYASİ İKTİDAR" veya iktidarlardır.
PKK ile yapılan OSLO ve İMARALI görüşmelerinde sorumluluk Ak Parti iktidarındır.
Elbette ülkemizde, terörün durması ve "BARIŞIN " gelmesi, her kesimin ortak arzusudur. Ancak PKK, taşeron bir terör örgütüdür. Arkasındaki güç ise, ABD ve AB ülkeleri yanında komşu ülkelerdir. Kürt sorunu da amaç değil araçtır. Çünkü etnik yapı, PKK terörü için bir gerekçedir. Esas gerekçe ise Batı ülkelerinin, bölgedeki çıkarlarına hizmettir.
PKK, TBMM, Cumhurbaşkanı ve Başbakana, gönderdiği Türk halkı tarafından asla kabul görmeyecek mektuptaki" Anadilimiz olan Kürtçeyi, her yerde özgürce konuşmak, öğrenmek, geliştirmek ve tarihi değerlerimizi, kültürümüzü ve coğrafyamızı anadilimizde yaşatmak. "ifadelerinde esas amaç "Kürt Devleti"dir. Çünkü bir toplumun, devlet olması için,"DİL" en önemli unsurdur.
Kürt kökenli vatandaşlarımız, ülkenin aslı insanları olmasına rağmen, PKK azınlık veya başka bir topluluk olarak görüyor. Çünkü Kopenhag Kriterleri"nde: "Ulusal azınlıklar, etnik, kültürel, dilsel ve dinsel kimliklerini, her türlü asimilasyon girişiminden, ayrı olarak, koruma ve geliştirme hakkına sahiptir.
Ayrıca PKK ve KCK' nın, "ANADİLLE SAVUNMA" ve " EĞİTİM" istemesinin arkasındaki hedef, açık ve nettir. Türkiye'yi, bölmektir. Nitekim AKP milletvekili ve TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu, "Kürtlerin talebi olan ana dilde eğitim şeytana uymaktır, çünkü ülkeyi böler" demiştir.
Yine Kopenhag Kriterleri"nde "...dilsel ayrılığı olan etnik topluluklar, azınlık sayılacak, kendi dillerinde serbestçe eğitim öğretim ve yayın hakkına sahip olacaklardır." hükmünü, kullanılarak, ABD ve AB, ülkelerinin, desteği ile PKK, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne, yüz sene önce dayatılan, SEVR sömürgeciliğini, yeniden hayata geçirmek istiyor.
PKK ve yandaşlarının, amacı bellidir. Etnik milliyetçiliğe dayanan bir ayrışmadır. O nedenle de Türkiye, ÜNİTER yapıyı korumak için mücadele etmek zorundadır. PKK ile yapılacak görüşme, aldatmacadır. Şayet ÜNİTER yapıdan taviz verilecekse, yıllardır, PKK ile boşuna mı mücadele edildi?
Türkiye yaşayan herkes, özellikle de DTP ve diğer siyasiler, bilmelidir ki Ulus devlet içinde, pek çok unsur yer almıştır. Çerkezler, Lazlar, Türkmenler, Gürcüler, Yörükler, Boşnaklar, Arnavutlar, Makedonlar, Kürtler, Bunların hepsi Türkiye Cumhuriyetine oluşturmuşlardır. Hepsi de birinci sınıf vatandaştır. Devlet hiçbirini diğerinde yeğ tutmamıştır. Herkese de eşit davranmıştır.
Elbette vatandaşlarımızın hepsinin, sorunu vardır. Bu sorunları bahane ederek, teröre zemin yaratmak veya terör örgütü PKK'yı, siyasallaştırmak, muhatap almak hiç kimseye yarar getirmez. Bilakis, PKK ve yandaşlarını daha da umutlandırır.
TÜRK HALKI, artık gerçekleri görmelidir. Amerika'nın resmi haritasında, Güneydoğu, Türkiye' nin değildir. Çünkü ABD, Ortadoğu' yu, yeniden şekillendirmek, Servi de yeniden hortlatmak istiyor. PKK ile yapılan Oslo ve İmralı görüşmeleri, bu amaca hizmet olduğu gibi, devlette ciddi güven ve itibar kaybettirdi.
MHP Lideri Sayın BAHÇELİ' nin, " Bu karanlık gidişe, dur denilemez ve bir son verilemez ise, ülkemiz önce iki dilli ve iki ortaklı, gelişmelere göre, çok dilli ve çok ortaklı bir federal devlet yapılanmasına, doğru hızla sürüklenmektedir. İşin üzücü tarafı, yıkıcı ve bölücü taleplerin, kendilerini aydın ilan eden çevrelerce, çağdaşlaşmanın ve Avrupalı olmanın bir gereği olarak algılanması ve bu dayatmaların bilimsel ve akademik gelişme şeklinde, kamuoyuna sunulmaya çalışılmasıdır." görüşüne, katılmamak mümkün mü?

Önceki ve Sonraki Yazılar
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM) Arşivi