Referandumda Eskişehir sonuçları ortaya çıkınca, kazanan ve kaybeden tarafta tuhaf hareketler yaşanmaya başlandı.
“Hayır” cephesinde, yani kazanan tarafta başarı paylaşılamıyor.
“Evet” cephesinde, yani kaybeden tarafta ise başarısızlık üstlenilmiyor.
“Hayır” cephesinde yer alan ve öne çıkan, özellikle de CHP çevresindeki her aktör, hayır oylarının bu denli yüksek çıkmasını önce direkt kendisiyle, sonra da partisiyle eşleştiriyor…
Hemen hepsi “ben olmasaydım bu kadar hayır oyu çıkmazdı” havasında.
öte yandan…
“Evet” cephesinde yer alan ve öne çıkan, özellikle de AK Parti çevresindeki her aktör, Evet oylarının bu denli düşük çıkmasını önce “Ben daha ne yapayım” sözleriyle izah ediyor…
 Sonrasında da aynı partide yer aldığı bir başka aktörü işaret edip, suçu ona yükleme derdine düşüyor.

Sonuç olarak…
Referandumda ortaya çıkan tablo, Hayır oyu vermiş herkesin sevinip, kendine pay çıkartacağı, Evet oyu vermiş herkesin de üzülüp, kendinde kabahat bulabileceği bir ortam yaratacakken…
Birileri bu sevincin kendisi sayesinde olduğu, başka birileri de bu üzüntünün kendi kabahati olmadığı gibi bir ruh hali içinde.
çok merak ediyoruz doğrusu:
Referandum başarısını kendine endeksleyen o Hayır’cılar olmasaydı, sonuç böyle olmayacak mıydı?
Referandum başarısızlığının kendisiyle alakası olmadığını söyleyip “ben daha ne yapayım” diyerek gezen o Evet’ciler olmasaydı, Evet oyu daha mı az çıkacaktı?

.....

Eskişehir basket artık bu işi bitirir…

Nesine.com Eskişehir basket İstanbul Beylikdüzü ile oynuyor.
Maçı gazetede televizyondan izliyoruz.
Takım biraz tutuk başlıyor maça.
Ancak…
Rakibin fazla fark yapmasına da izin vermiyor.
Sürekli geriden gelen bir oyunu var.
Ne yalan söyleyelim, Eskişehir basket’in üzerindeki tutukluğa rağmen maçı kaybedeceği hiç mi hiç aklımıza gelmiyor.
Bu düşüncemizi spor servisindeki arkadaşlarımızla da paylaşıp “Bu maçı en az 3 sayı farkla alırız” diyoruz.
Son 2 dakika yaşanılan büyük bir heyecan var.
2 dakika adeta 20 dakika gibi uzun geliyor.
Sonunda maçın bitiş düdüğü ve Eskişehir basket sahadan 3 puan farkla galip ayrılıp, dörtlü turnuvaya ismini yazdıran ilk takım oluyor.
Bu, Eskişehir basket’in birinci lige çıkış mücadelesinde son derece önemli bir adım.
Nasıl ki Eskişehir basket’in bu maçı kaybedeceği hiç aklımıza gelmediyse, aynı takımın birinci lige çıkamayacağı da hiç mi hiç aklımıza gelmiyor.
Yani…
Bize göre bu iş bitti.
Mücadeleyi birinci ligin kapısına kadar getiren Eskişehir Basket, bundan sonra o kapıdan içeriye girmeden artık pes etmez.
Kısacası…
Eskişehir’deki Basketbol severler önümüzdeki sezon birinci lig takımlarını Eskişehir’de izlemeye şimdiden hazır olsun.
Tabii transferlerle güçlenip, yenilenecek olan Eskişehir basket’i de…

......

“Bu havada grip oldum” diye üzülüp, kahrolanlar. Bunu biliyor muydunuz?

Hava değişimi ile ilgili olsa gerek…
Gazetede bazı arkadaşlar grip…
çevremizde aynı şekilde hastalık nedeniyle resmen dökülen tanıdıklar var.
Sosyal medyada dolaşırken fark ettik ki, birçok insan gripten kırılıyor.
Kimi hastanede serum takılı fotoğraflarını koymuş, kimi ile evde yatak döşek yatıyor.
En son Sivrihisarlılar Vakfı başkanı Naci Şakar geldi ziyaretimize…
O da kapmış grip mikrobunu…
Sonuçta insanı perişan eden, direnci düşüren, vücuttaki tüm kemikleri sızlatan bir hastalık bu grip…
Herkese acil şifalar diliyoruz elbette.

Ancak…
Belki size tuhaf gelecektir ama “Bu havada grip oldum” diyerek üzülüp, yatak yorgan halinde olanlar aşağıdaki yazıyı mutlaka okumalı.
Okumalı ki, grip olmanın insan vücuduna sağladığı iyi tarafları da görebilmeli…
Şöyle diyor uzmanlar:
-Grip bir hastalık değildir…
-Metabolizmanın, kalp ve beyni temizlemek için vücudu kontrollü çalıştırma halidir.
-Sahip olunan enerjiyi içeriye çekerek beden temizliği yapmasıdır.
-Halsizlik yaparak vücudun enerjisini toksin yakımına yönlendirmesidir.
-İştah keserek, sindirim organlarına bakım onarım yapma halidir.
-öksürükle üst solunum yollarını, ishalle toksinleri temizleme durumudur.
-Grip aslında şifadır. O yüzden eskiler grip olanlara “Şifayı kaptın” demiştir.
Ve Grip olanlara bir uyarı!
-Sakın ola gribi durdurucu ilaçlar içmeyin. Bu ilaçlar tümör yapar. O yüzden bol bol su için, gribin vücudunuzu temizleme harekâtına su içerek siz de yardımcı olun…

.....

Odunpazarı’na emlak parası yatıramadım…

Sevdiğimiz bir dostumuz anlatıyor.
Odunpazarı Belediyesine emlak parası yatırmak istemiş ama yatıramamış.
Nasıl mı?
Kredi kartı ile internet üzerinden denemiş önce emlak vergisi yatırmayı.
Bir türlü ödemeyi yapamamış.
4-5 denemeden sonra belediye’nin İstiklal mahallesinde bulunan irtibat bürosuna gitmiş.
-“Bu banka ile anlaşmamız yok. O yüzden ödeyememişsiniz” denilmiş kendisine.
Mecbur peşin ödemek durumunda kalmış…
Belediyenin bazı bankalarla anlaşmasının olduğunu, bu bankalara ait kartları bulunanların emlak vergilerini kredi kartı ile ödeyebildiğini, anlaşma olmayan banka kartlarıyla emlak vergisi ödenemediğini söyleyen dostumuz “belediye aslında tüm bankalarla bu anlaşmayı yapamaz mı?” diye soruyor.
Biz de iletiyoruz…