
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)
Rektörün öğrenciye verdiği cevap.
Anadolu Üniversitesi'nin kampuslarında sık sık öğrenci olayları yaşanıyor.
Bu yüzden, son günlerde, kampusta çıkan olaylarla gündeme geliyor Anadolu Üniversitesi.
Bu durum soruldu Rektör Naci Gündoğan'a.
-"Bu Üniversitede 30 bin öğrenci öğrenim görüyor ama o söylediğiniz olayları çıkartan öğrenci sayısı 30'u geçmez" dedi.
Rektör, kişiliğinde demokratlık olan da bir isim.
-"Her ne kadar sayıları 30'u geçmiyor olsa da, sonuçta bunlar da bizim öğrencilerimiz ve taleplerinin ne olduğu önemli. En azından taleplerinin dinlenmesini hak ediyorlar" diyerek konuya yaklaşımı da zaten kişiliğindeki demokratlığı ortaya koyuyor.
İşte bu yaklaşım çerçevesinde, olayların çıkmasına neden olan bu sayıları 30'u geçmeyen öğrencilerle bir araya gelmiş Naci Gündoğan.
Olabilir taleplerin tümüne "Evet" demiş.
Fakat sözünde durmamış öğrenciler.
Örneğin: kadına şiddete hayır günü ile ilgili pankart asacaklarını söyleyip, siyasi içerikli pankartlar asmışlar.
Kampusun her yerine afiş asılmaması için, özel bir afiş asılma yeri dahi yapılmasına rağmen, burayı da terör örgütü militanlarının fotoğrafları ile doldurmuşlar.
Son görüşmelerinde nasihat vermek istemiş Rektör Gündoğan söz konusu bu öğrencilere.
-"Niçin böyle yapıyorsunuz? Bakın, bugün okuduğunuz okulları bitirip, yarın bu Üniversiteyi sizler yöneteceksiniz" demiş.
O sırada bir kız öğrenci öne çıkıp "Oturduğunuz koltuktan bir türlü kalkmıyorsunuz ki, yönetmek için bize sıra gelsin" demez mi?
Herkes şaşırmış tabii...
Gündoğan "Böylesine de bir özgüven var gördüğünüz gibi" diyor.
Rektör Naci Gündoğan'a "Öğrencinin bu çıkışına siz ne şekilde cevap verdiniz? Diye sorduk...
-"Ben niye koltuktan kalkayım ki? Ben koltuğa daha yeni oturdum" cevabını verdiğini söyledi...
***
Prof Dr Hikmet Hassa...
Eskişehir'in şüphesiz en iyi Kadın doğum uzmanlarının başında gelen bir isimdi Prof Dr Hikmet Hassa.
Bugün 21 yaşında olan oğlumun doğumu öncesinde takipli hastası olmuş ve eşimin kontrolleri nedeniyle sık görüşme ve sohbet etme fırsatı bulmuştum.
Meslek yaşamım boyunca "İyi ki tanımışım" dediğim ender insanlardan biriydi kendisi.
Öncelikle mesleğine aşıktı.
Binlere varan çocuğun doğumunda bulunmuş, binlerce ailenin o sevincine ortak olmuştu.
-"Dünyada paha biçilemeyen tek şey çocuktur" demişti bir sohbette.
-"Eksikliğini trilyonlar da verseniz gideremezsiniz" diye de ekleyip "Kalabalık bir odanın ortasına bir bebek koyun, herkesin gözü o bebeğin üzerinde olur" diye de örnek vermişti.
O yıllarda çok da bilinmeyen Tüp bebek yöntemi ile ilgilenmeye başladı.
Belki uzmanlık alanı olan işlere vaktini ayırmış olsa kat be kat daha fazla geliri olacaktı.
Ama o vaktini de nakdini de Tüp Bebek için harcadı.
Uzun uğraşları sonucu Osmangazi Üniversitesi, Tıp Fakültesi bünyesinde bir Tüp bebek merkezinin oluşmasını sağladı.
Sonradan, Üniversite tarafından kendi isminin verildiği bu merkezde, çocukları olmayan yüzlerce ailenin çocuk sahibi olmasına büyük katkı sağladı.
Çocuk hasreti çeken ailelerin tüp bebek yöntemiyle bebek sahibi olma sevincini ez az o aileler kadar yaşadı.
Sayısız dua aldı, sayısız öğrenci yetiştirdi.
Eskişehir'de Tüp bebek konusunda çığır açtı resmen Prof Dr Hikmet Hassa.
İşte bu değerli isim önceki gün büyük emekler verdiği, hastalarıyla sevinip, hastalarıyla üzüldüğü Üniversite'deki görevinden emekli oldu.
Yıllarını verdiği kurumdan hak ettiği şekilde güzel bir törenle uğurlandı.
Böyle insanlar kolay yetişmiyor.
Umarız, memuriyet yaşamı emeklilikle sonuçlamam Prof Dr Hikmet Hassa, mesleki bilgi,deneyim ve becerilerini bundan sonra da bir şekilde Eskişehirlilerden esirgemez.
Çünkü...
Emekli de olsa Eskişehir'in Prof Dr Hikmet Hassa ve onun gibi fedakar insanlara bundan sonra da sık sık ihtiyacı olacak...
***
"Manşet" yayında...
Esgazete'nin sahipliğini yapan Mustafa ile Şenay yıldırım çifti, "Elektronik habercilikte kendimizi Eskişehir'e ispat ettik. Buna bir de baskılı haberciliği ekleyelim" kararı vermişler.
Çalışma arkadaşlarıyla oturup, "Manşet" adını verdikleri bir gazete hazırlamışlar.
Dergi boyutundaki gazete "Manşet" i, önce aylık, ardından haftalık, belki de sonrasında günlük hale getirmenin niyetiyle çıkmışlar yola.
Hazırladıkları "Manşet"i önceki gün elimize alıp inceleme fırsatı bulduk.
İlk sayı olmasına, ileriki sayılarda daha nitelik ve nicelik kazanacağı hesap edildiğinde, dizaynı ve içeriği ile "Manşet" i bir hayli beğendiğimizi söylesek, yanlış bir şey söylemiş olmayız.
Yayın hayatında başarılar diliyoruz "Manşet"e.
Eskişehir basınındaki Aylık ve Haftalık yayın eksikliğini de kapatacağı dileğiyle...
***
BİRAZ DA GÜLMEK LAZIM
Temel köyünden ayrılıp, zengin olmak için düşmüş yollara. Aradan yıllar geçmiş ve çok zengin olarak dönmüş köyüne. En samimim arkadaşı olan Dursun bu serveti nasıl yaptığını sormuş. Temel hiç kimseye söylememek şartı ile sırrını açıklamış:
- Hacan pen Afrika diye pir yere cittim. Orada Nil nehri dedikleri bir yerden timsah avladım ve zengin oldum.
Deyince Dursun daha çok şaşırmış.
-Ula uşağım ne ettin o timsah denen hayvanları?
Temel:
- Usagum hacan en değerli çantalar timsahlardan cikayi- deyince Dursun tarlayı takkeyi satıp düşmüş yollara. Aradan yıllar geçmiş ama geri dönmemiş. Merak eden Temel atlamış özel uçağına ve Nil nehri kıyılarına gelmiş. Oradaki yerlilere arkadaşı Dursun'u tarif edip nerede olduğu sormuş. Yerini öğrenip yanına gittiğinde Dursun'un elinde bir olta ve yanında dağ gibi yığılı olu timsahları görmüş. Dursun timsahı yakalayıp ağzını açıp içine bakıyor ve söyleniyormuş;
-Tuh be bundan da canta cikmadu da...