
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)
Robotlar bile kendi aralarında konuşuyor iyi mi?
Yapay zeka…
Hayatın hemen her alanında kullanılacak olan robotlardan bahsediyoruz.
Mesele uzun yıllardır tartışılıyor “İnsanoğlu’nun yarattığı robotlar gelecekte insanoğlunun başına bela olur mu?” diye.
Bu konuda…
“Olur. Hem de insanoğlunun sonunu getirir” diyen de var, “Hiçbir şey olmaz. İnsanoğlunun yaşamını kolaylaştırır” diyen de…
Her neyse…
Yapay zekâya, yani robotlara büyük yatırım yapan Facebook büyük ve pahalı bir araştırma başlatmış.
Yapay zekâya sahip robotlar üretmiş.
Ancak…
Ne olduysa olmuş ve üretilen robotlar kendi aralarında yeni bir dil kullanmaya başlamışlar…
Yani…
Kendileri için programlanan İngilizce dilini bir kenara bırakıp, yeryüzünde olmayan ve tamamen kendi yapay zekaları ile yarattıkları bir dili kullanmaya başlamışlar.
İşin ilginç yanı…
Kendi aralarında yarattıkları dil ile konuşan robotlar, bu konuşmalarını eyleme de dökmeye başlamışlar.
Bunun üzerine Facebook araştırmanın fişini çekmek zorunda kalmış.
Zira robotların kendi aralarında yeni bir dil yaratması ve birbirleriyle bu dil aracılığıyla haberleşmeleri, ilerde doğabilecek bazı tehlikeleri akla getirmiş.
***
Bu meseleyi bu köşede aktarmamızın elbette bir gayesi var.
İnsanların yaratmış olduğu robotlar, kendi yarattıkları dil ile birbirleriyle konuşmayı başarırken, aynı dili bilmelerine ve ortak çıkarları aynı olmalarına rağmen biz insanlar çeşitli nedenler yüzünden birbirimizle konuşamıyoruz.
Bakın Eskişehir’e?
Bir düğün, bir cenaze ya da Büyükerşen’e yapılan saldırı misali büyük bir olay meydana gelmedikçe, bu şehrin seçilmişleri, atanmışları ve önde gelen isimleri bir araya gelip konuşma ihtiyacı duymuyor.
Hatta.
İçlerinde birbirleri ile konuşmamaya özen bile gösterenler oluyor.
Eskişehir gibi hepsinin ortak bir çıkarı olmasına rağmen bunu bir türlü gerçekleştiremiyor bu şehri yönetenler.
Yazının başına dönecek olursak…
İnsanın yarattığı robotlar o yapay zekâlarıyla bile kendi dilini yaratıp birbirleriyle konuşma imkanı bulurken, bizler, gerçek zekamızla bir araya gelip, kendi aramızda konuşamıyoruz iyi mi?
.....
Elinizi-kolunuzu tutan mı var?
Yapacaksınız yapın arkadaş!=
önceki gün bu köşede “30 yıldır Eskişehir’de üretmediğimiz Hızlı Tren, Tank, Uçak kalmadı” diye bir yazı kaleme aldık.
Fakat…
30 yıldır da “yapacağız” denilen hiçbir şeyin yapılmadığını görüp, her zaman olduğu gibi hüsrana uğradığımızı belirttik.
-“30 yıldır bu türkü ve şarkıları dinledik bu şehirde.
30 yıldır bu türkü ve şarkılarla avutuldu Eskişehir.
Ne bir Tank gördük yapılan ne de bir Helikopter…
Ne bir Hızlı Tren yapıldığına şahit olduk ne de bir uçak motoruna.
Fakat bol bol türküsü ve şarkısını dinledik “yaparız-ederiz’in”
Bol bol vaadini duyduk “yapılacak-edilecek” lerin.
En çok da iktidarlar ve siyasiler söyledi bu türkü ve şarkıyı…
Kendileri söyledi kendileri dinledi.
Biz de şehir halkı olarak o türkü ve şarkılara tempo tuttuk oturduğumuz yerden.
Aynı türkü ve şarkıyı yıllarca söylemekten ne onlar bıktı, ne de biz dinlemekten usandık.” Diye sürdürdüğümüz yazımızın muhatabı, yazımızda da belirtildiği üzere sürekli “yaparız-ederiz” diyen siyasetçiler ve hükümetlerdi.
Fakat…
Tülomsaş üstüne alınmış.
Bir yazı göndermiş…
-“Bizim şirketimizin bir motor fabrikası var” diye başlamış…
Ardından, üretimi yapılan motorların ismi sayılmış
Devamında “Tank motoru da yaparız” denilmiş.
Son olarak da “ülkemiz ve şehrimiz için stratejik öneme haiz milli tank motoru yapımının tüm kesimler tarafından desteklenmesi gerektiğine inanmaktayız” gibi bir cümle ile sona ermiş.
Biz: “30 yıldır bize hikayeler anlatılıyor. Biz de her defasında buna inanıp, destek veriyoruz ama sonunda hayal kırıklığına uğruyoruz. Yeter artık ne yapacaksanız yapın artık” diyoruz…
Tülomsaş’ın bize cevap yazan yöneticileri: “Biz Tank motoru üretiriz. Niye desteklemiyorsun?”
Bizim, 30 yılda gelmiş geçmiş tüm iktidarlar ile sürekli “yapacağız-edeceğiz” diyen siyasetçilere yazdığımız yazıya madem Tülomsaş’tan ses geldi…
O halde daha açık söyleyelim o zaman.
Tülomsaş devletin kurumu…
Devleti yöneten hükümet…
Tank motoru yapılacaksa, bunun yapılıp yapılmayacağına karar verecek olan da hükümet.
Bu motorun nerede üretileceğine karar verecek olan da hükümet.
O halde…
Elinizi tutan mı var?
Verin kararı, yapın motoru da bitsin bu ızdırap…
Biz yıllarca “Eskişehir’de o da yapılacak-bu da yapılacak”, “Eskişehir onu da yapar-bunu da yapar” hikayelerini “Müjde” adı altında dinlemek ve her defasında da hüsrana uğramak zorunda mıyız?
.....
Bakın bu
çok ciddi!
Geçtiğimiz çarşamba günü Sonhaber gazetesinden Meltem Karakaş’ın haberiydi.
Yeşiltepe Mahallesi Muhtarı Meryem Kuş Açıkgöz’ü konuşturmuş Meltem.
Söylediklerini de gazetesi manşete taşımış.
Son derece güzel bir haber olmuş.
Muhtar Açıkgöz söz konusu haberde önemli bir ihbarda bulunuyor.
Diyor ki:
-“Mahallemizde düğünler yapılıyor. Birileri bu düğünlere fena halde dadandı. Düğün sahiplerini buluyor ve onlardan Toprak Bastı parası adı altında para talep ediyorlar. Talep ettikleri para 700-800 lira civarı. İki kez bunun yapıldığına şahit oldum. Para vermek istemeyen düğün sahiplerini de ‘Ya parayı verirsiniz ya da bu düğünü dağıtırız’ diyorlar. Emniyet görevlilerine sesleniyorum. Ne olur düğün sezonunda bizim mahalleyi boş bırakmasınlar”
Muhtarın söyledikleri oldukça ciddi.
Birileri mahallede düğünleri haraca bağlamış…
Durum anlattığı gibiyse bu bununla da kalmaz.
Arkasından işyerlerini tehditler başlar.
Haraç istemeler, adam dövmeler ve işyeri tahripleri gelir arkasından.
Bun bu haberi çok önemsedim.
Hele hele Yılmaz Büyükerşen’e sokak ortasında yapılan aleni saldırı sonrasında bu haber bana son derece ciddi ve üzerinde titizlikle durulması gereken bir haber gibi geldi.
Umarım…
Bu şehrin güvenliğinden sorumlu olanlara da aynı şekilde ciddi ve ele alınması gereken bir konu gibi gelmiştir…