
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)
SAĞLIK SİSTEMİ ÇÖKÜYOR
Kamu sağlık harcamalarının, 2002'den bu yana dört kat artarak, 36 milyar TL'ye yükseldi. Ancak sağlıkta erişilebilen hizmetlerin azaltılması gibi bir durum söz konusu olmadığına göre, Ancak hizmet sunucular açısından alınması gereken tedbirlerin olduğu da bir gerçektir. Çünkü sağlıktaki harcamalarda, özelleştirmenin büyük payı var
Bu tedbirler neler olacak, zaman içinde görülecektir. Ancak 2002'den bu yana kamunun sağlık harcamaları yaklaşık dört kat artarak 36 milyar lira civarına gelmesi, SGK için hiçte hayra alamet değildir. Bu konuda, sürdürülmesi zor bir noktaya gidilmektedir.
Yine sağlık harcamaları ile ilgili yapılan açıklamalara göre, devlet memurları için yapılan ilaç, tedavi ve diğer sağlık ödeme toplamı 2007'de 2.697 milyar TL, 2008'de 2.877 milyar TL olurken 2009 için bu rakamın 2.975 milyar TL olacağı tahmin ediliyor. 2008'de devlet memurları için yapılan ilaç ödemeleri 1.085 milyar TL olurken, 2009 itibariyle bu rakamın 1.145 milyar TL'ye çıkması öngörülüyor.
Devlet memurları 2008 itibariyle 671 milyon TL olan devlet hastanesi ödemelerinin 2009 yılı için 680 milyar TL olması bekleniyor. 2008 yılı için 685 milyon TL olan üniversite hastaneleri ödemelerinin 2009 itibariyle 708'e çıkması öngörülüyor. Özel hastaneler içinse 2008'de 436 milyon TL olan ödemelerin 2009'da 442'ye çıkması bekleniyor. Yeşil Kart ödemeleri 2007'de 3.913 milyar TL, 2008'de 3.969 milyar TL olurken, 2009'da 4.109 milyar TL olması bekleniyor.
2008'de 1.284 milyar TL olarak gerçekleşen ilaç ödemelerinin 2009 itibariyle 1.366 TL olacağı tahmin ediliyor. Geçen yıl 2.666 milyar TL olarak yapılan tedavi ödemelerininse 2009'da 2.722 milyar TL'ye çıkması bekleniyor. 2008'de 2.206 milyar TL olan devlet hastanesi tedavi ödemesinin 2009 itibariyle 2.292 milyar TL olması öngörülüyor. 2008 yılında 460 milyon TL olan üniversite hastanesi ödemesininse 2009 yılı için 430 milyon TL'ye inmesi bekleniyor.
Elbette Kamu sağlık harcamalarının, artışının sebep/sebepleri var. En önemli sebep, ülkemizde, "KORUYUCU HEKİMLİK" göz ardı edilerek, tedavi edici hekimliğe önem verilmesidir. Nitekim Türk Tabipleri Başkanı Prof. Dr. Gencay GÜRSOY, Sağlık Bakanlığı'nın uyguladığı yeni sağlık sistemi nedeniyle, kamu sağlık harcamalarındaki artışın kaçınılmaz olduğunu belirterek, "Koruyucu hekimlik yerine tedavi hizmetlerine öncelik veren yeni sistemin masraflı olacağını söylemiştik. Koruyucu hekimliği ön plana çıkarmadıkları takdirde, bu masraflar, her yıl daha fazla katlanarak artacak" tespitine katılmamak mümkün müdür?
Öte yandan 2007 yılında 22 Temmuz seçimleri öncesi, sevk zincirinin ortadan kaldırılmasıyla birlikte, hastanelerdeki tetkik ve tedavilerde artış olmuş, buna bağlı olarak sağlık harcamalarında yükselme görülmüştür. Bu arada SGK' ya, tabi olan hastaların üçte ikisi devlet hastanelerini tercih ederken, üçte birlik kısım özel sağlık kuruluşlarında muayene ve tedavi oluyor. Özel hastanelerdeki aşırı denetimsizlik ise faturaları yükseltmiştir.
Sağlık Güvenlik Kurumu, insanımızın varlığını sürdürmesinde olmazsa olmaz konumdadır. Bu kurumu yaşatmak, devlete yük olmamasını sağlamak, siyasi iktidarlar kadar, bu kurumdan istifade eden kişi/kişiler için de bir görev ve ödev olduğu kadar, bir haktır da. Kimse bu hususta, "BANA NE" diyemez.; dememelidir de.
Sosyal güvenlik hakkı, kural olarak mesleki faaliyet ölçütüne bağlı olmaktadır. Kişilerin bağımlı, ya da bağımsız çalışma statülerine bağlı olarak, sosyal güvenlik sisteminin kapsamına alınmaları söz konusudur. Sistemin finansman kaynağı ise, esas olarak kazanç esasına dayalı sigorta primleridir. Hal böyle iken ülkemizde işveren ve çalışanlar prim ödememek için, gayret ve caba gösterirler veya tahakkuk eden primleri ödememek için her yola başvururlar.
Ve nihayet! Günlerdir aranan yöntem için azda olsa bir ışık belirdi. Hükümet ilaç şirketleri ile masaya oturdu. Gündemde muadil ilaca ödenen yüzde 15'lik farkın kısılması var. En ucuz muadili 100 lira olan ilaca 115 liraya kadar ödeme yapan devlet bu farkı azaltmayı düşünüyor. Sadece bu değil; gündemde akıllı ilaç kullanımını sağlamak amacıyla hem doktorlara hem de sigortalılara dönük yapılacak kampanya da var. Bir de hastanın, daha tasarruflu ilaç kullanmasını sağlamak amacıyla doktorlara eğitim verilecek.
Şu bir gerçek ki bu tedbirler, yeterli değildir. Ülkemizde, pirimler yeteri kadar toplanmıyor. Özelikle de KORUYUCU HEKİMLİK ", ön planda tutulmadığı gibi hastaların, tedavi masraflarında, ilaç kullanımlarında, gerekli özeni gösterilmiyor. Denetimlerde gerektiği şekilde yapılmıyor. Tablo bu olunca da Sosyal Güvenlik Kurumu' nun, zararlarına çözüm bulunamadığı gibi, her geçen günde artacaktır.