7-Ahmet URFALI (DOLUNAY)

7-Ahmet URFALI (DOLUNAY)

Şair Selaattin Çoban ile bir sohbet gerçekleştirdik:"Eskişehir'de ciddi bir kültür bir alt yapısı var"

SELAAHATTİN çOBAN öZGEçMİŞİ


26.02.1962 Ardahan ili Hanak ilçesi Avcılar köyünde yedi çocuklu bir ailenin ilk çocuğu olarak doğdu. İlkokulu Avcılar Köyünde, ortaokulu Hanak’ta okudu. Hanak Lisesinde ikinci sınıfa kadar okuduktan sonra  zorunlu nedenlerden dolayı memleketinden ailesiyle  Eskişehir’e geldi.
1978/1979 öğretim Yılında Eskişehir Atatürk Lisesinde eğitim görerek mezun oldu.
öSS’de başarı sağlayıp yüksek okul bölümü kazandığı halde eğitimine devam edemedi.
 Okuma hayalleri gerçekleştiremeyeceğini gören şair, inşaatlarda çalıştı. Vatani görevini tamamladıktan sonra Eskişehir’de ticaret hayatına atıldı.
Evli olan çoban, üç kız babasıdır. Kızlarının ikisinden birer torun dedesidir. Küçük kızı Şırnak’ta öğretmenlik yapmaktadır.


Sohbet:


Selaattin Bey, şiir etkinliklerinde beyefendi duruşunuz, içli şiir okuyuşunuz, kibar ve nazik tavırlarınız ve sempatik davranışlarınızla dostlarınız arasında saygın bir yere sahipsiniz. Bu tutum ve davranışınızın şiirlerinize de yansıdığını görmekteyiz. Eskilerin;’’ üslubu beyan ayniyle insandır.’’ Sözü sizin kişiliğinizde tam da anlamını bulmaktadır. Sizdeki bu anlayışın kültürel alt yapısı nedir? Nasıl bir kültürel ortamda yetiştiniz? Kişiliğin oluşumunda çevrenin etkisi nedir?
Saygıdeğer hocam öncelikle bana bu güzel sıfatları yakıştırdığınız sizlere saygılarımı sunuyorum. Dostlarıma gelince, tabi ki insan ilmen ve fikren kendisine yakın hissettiği insanlar ile haşır neşir olurmuş, bizimki de o hesap her ne kadar şiirde yeni olsam da kırk küsur yıldır Eskişehir’de ikamet etmemden dolayı fikrime ve sosyal çevreme uygun çok kıymetli dostlarım var.
üsluba gelince biz Anadolu’da ataerkil aile yapısı içerisinde ahlaki ve edebi terbiye ile yetiştik. Mesela, biz büyüklerimiz konuşurken dinlemeyi, atalarımızın önünden geçmemeyi, konu komşuya saygıda kusur etmemeyi, sekizli onlu yaşlarda öğrendik . çevrenin de bu oluşumda çok büyük etkisi var. Yine o yaşlarda din ve ahlak bilgi kurallarının büyük kısmının ailemiz tarafından öğretildiğini,  çevre koşullarının sınıf ve mahalle arkadaşlarımızın da aynı ortam ve aynı kültürden gelmesinin üzerimizde çok büyük etkisi vardır .
Sadece anne ve babamızın değil, amca, hala, teyze ve dayılarımızın da sözünü dinlemek ve verdikleri görevi yerine getirmek bizim kültürümüz açısından birinci vazifelerimiz arsındaydı.  Onun için kişiliğimizin oluşmasında çevremizin birinci dereceden etkisi olmuştur. İyideki böyle olmuştur, sonucundan büyük memnunluk duyuyorum.

Şiir nedir? Şiir anlayışınızı söyler misiniz? Hangi konularda şiir yazıyorsunuz? Edebi yönünüzü hangi akımla bağdaştırıyorsunuz?

Şiir, yoğun duygulanmaların özlü anlatımıdır. Şiir, güzel sanatlar içinde çok önemli sanat dallarından birisidir. Şiir, duyuşun deyiş haline gelmesidir. Şiir, insanoğlunun  duygularını ifade edebildiği ilk sanattır diyebiliriz.
Ben genellikle büyük Türk milletinin çoğunluğu tarafından benimsenen geçmişimizi irdeliyerek önemli tarihi ve kültürel konuları şiir diliyle gelecek nesillere aktarmaya çalışıyorum . Türk’ün örf- adet ve ananelerini en önemlisi Türklüğün yaşatılması için gayret ediyorum. Bunun yanı sıra güncel olayları da şiir ile anlatmaya emek veriyorum. Akımcılık denince; Mehmet Akif,  Necip Fazıl Kısakürek, Arif  Nihat Asya ile  yakın zaman şairlerimizden Abdürrahim Karakoç ve Ozan Arif (Arif Şirin) gibi üstatların tarzını çok seviyorum. Tabir yerinde olursa, şiirlerimin büyük çoğunluğu vatan, millet konuludur. Tasavvufi, dini temaların yanında sevda muhtevalı şiirlerim mevcuttur.
Yergi şiirlerimden bir örnek vermek isterim:

İCRAATIN İLE

Zalimlere karşı dik tutacaksın başını
Bölüşeceksin fakirler ile ekmek aşını
Zayıfa güçsüze çatmayacaksın kaşını
İnsan olduğun belli olsun icraatın ile

Mazlumlardan yana tavır alacaksın
Veren el  olacaksın huzur bulacaksın
İnsani sınırların içerisinde kalacaksın
İnsan olduğun belli olsun icraatın ile

İstesen de kaderi kendin seçemezsin
Komşuda yangın varsa es geçemezsin
Oruçlunun gözüne bakıp su içemezsin
İnsan olduğun belli olsun icraatın ile

Rabbimden kolaylık yaşlıya hastaya
Açın yanında saldırma sakın pastaya
Amellerin verilecek bir gün postaya
İnsan olduğun belli olsun icraatın ile

Biliyoruz kul hakkının hesabı zordur
Haram insanın imanını yakan kordur
Dizginle öfkeni kibrini bastır durdur
İnsan olduğun belli olsun icraatın ile

Menfaat için eşini dostunu karalama
Beş metre bez için kendini paralama
Ne yaparsan yap vicdanları yaralama
İnsan olduğun belli olsun icraatın ile

Şimdiye kadar hangi şiir etkinliklerine katıldınız? Şiir yarışmaları hakkında ne düşünüyorsunuz?

Şiir, benim her ne kadar orta okullu yıllardan itibaren ilgi alanımda olsa da hayat şartları, dünya telaşı ve geçimin getirmiş olduğu sıkıntılardan dolayı şiir çevreleri ile tanışmam biraz geç oldu. Dolaysıyla sizlerin de katılmış olduğunuz Ankara’da düzenlenen  ‘’İLESAM ŞİİR ŞöLENİ’’ benim ilk il dışı etkinliğim oldu.
Oradan dönerken Eskişehir hızlı treninde sizlerle şiir üzerine yapmış olduğum istişareler sonucunda şiir konusunda doğru istikamette olduğuma daha çok inanmaya ve kendime daha çok güvenmeye başladım.
Bu arada EŞAD Eskişehir Şairler Derneğine üye olduğum için hafta sonları şiir etkinliklerine katılmaya devam ettim.  Yine her on beş günde bir Odunpazarı Kent Konseyi binasında EŞAD tarafından düzenlenen etkinlikler katılıyorum. Birkaç programının sunumunu ve benim için önemli bir tecrübe oldu.
Eskişehir’in şiir konusunda medarı iftiharlarından biri olan Sayın Rasim Köroğlu’nu anma programını sunmak bana nasip oldu.  Bu konuda d a ayrıca mutluluk duydum.  öğretmenevi’nde düzenlenen sizlerin de bulunduğunuz bir çok şiir etkinliğine katıldım. Yine Bursa’da Şairler ve Ozanlar Derneğinin daveti ile güzel bir etkinliğe icabet ettik. Eskişehir’den on arkadaşımız ile son olarak sanatçı bestekâr Neziha İnan Hanımefendinin daveti üzerine İzmir Selçuk’ta kırka yakın şair yazar bestekâr dostlar ile iki günlük güzel bir etkinliğe katıldık. Böyle devam ediyoruz .sonuçlardan oldukça memnunum.

Şiirlerinizi nasıl bir ortamda
yazıyorsunuz?
Kıymetli hocam ben aynı zamanda 36 yıllık esnafım. Şiirlerimin büyük bir kısmını işyerimde çalışırken yazıyorum. Daha sonra düzenlemesini, tasnifini yapıyorum. İşte bu oldu dediğim noktaya gelince, başta edebiyat , kültür,  sanat siteleri olmak üzere günümüzde sık kullanılan sosyal medya üzerinden de paylaşıyorum.

Şiirlerinizde halk edebiyatı nazım şekillerinden koşmayı vezin olarak da hece ölçüsünü tercih ediyorsunuz. Bunun sizde özel bir anlamı var mı?

örnek aldığım şairler bölümde de belirttiğim gibi hece vezni ile kafiyeli yazdığım şiirler bana daha makul, daha şiirsel geldiği için böyle yazıyorum. İkincisi, biraz da koşma ve hiciv tarzı yazmamın altında sanki toplumun eksik ya da ezilmiş yanını anlatmak daha oturaklı, daha mantıklı geliyor bana.
Eskişehir kültür ve sanat ortamını nasıl değerlendiriyorsunuz? Eskişehir’in bir kültür ve sanat kenti olma özelliğine katılıyor musunuz?

 Eskişehir’de kültür, sanat anlamında ciddi bir alt yapı var. Şairi, yazarı, edebiyatçısı kültürü ile orantılı olarak şehrimizde fevkalade  yüksek bir seviyede bulunmaktadır.Gerek belediyelerin gerekse resmi ve özel kuruluşların salon ve alt yapıları iyi durumdadır. Şairler ve yazarlar işini ciddiye alıyorlar, burada bir tek sıkıntı bir çok programın ve etkinliğinde ücretsiz olmasına rağmen bir türlü istenilen seyirci kapasitesine ulaşılamıyor.  Bunu çok manidar buluyorum.

Gelecekte yapmayı düşündüğünüz, planladığınız,  tasarladığınız edebi çalışmalar nelerdir?

Saygıdeğer hocam, geç kalmama rağmen ilk etapta kayıtlarımda bulunan 755 adet şiirimi tasnif edip, düzenleyip bir- iki tane şiir kitabı çıkarmayı düşünüyorum.  Benim biraz da edebiyata olan merakımdan dolayı çalışma şartlarımı düzenleyebilirsem ilk olarak bunu planlıyorum. Gerçek anılar ve gerçek olaylar ile 60 yıllık hayatımı yazmayı düşünüyorum .Hani derler ya; ‘’hayatımı yazsam roman olur.’’ İşte ben de gerçek hayatımı acıları, tatlıları,varlıkları ve yoklukları ile roman olarak yazmayı düşünüyorum.

  Bizimle bir şiirinizi paylaşır mısınız?

TüRK’üM  BEN
Ateş yakarak erittik dağları dövdük demiri
Adaletli olun diyor Türk komutanın emiri
Osman Paşa Balkanların  Plevne’nin amiri
Balkanlara adaleti getiren ilk Türk’üm ben

Oğuzlar’dan Selçuklular’dan geliyor soyum
Kıpçaklar Kınık ile örtüşüyor aynıdır huyum
Beyim Kayı tarafından sert verilmiş suyum
Orta Asya bozkırlarından gelen Türk’üm ben

Dört yüzyıl Balkanlar Bosna Malazgirt arası
Binlerce yılda kapanmadı Haçlıların yarası
Türkler’de yoktur soykırım gibi yüz karası
ötüken’den Anadolu’ya kadar Türk’üm ben

Savaştık kimsenin namusuna el sürmedik
Haksız yere kimsenin defterini dürmedik
Kandaşlarımız ağlar iken bizler gülmedik
Altaylar’dan Akdeniz’e bakan Türk’üm ben

Kavimler Türk olmadan tarihini yazamaz
Dürüst olan hiçbir kavim Türk’e kızamaz
İstese de dünya bizim tarihimizi bozamaz
Asil bir millettin onurlu ferdi Türk’üm ben

Altı binyıl Türk Kürt Laz ayrımı yapmadık
Malazgirt’te ve çanakkale’de asla kopmadık
Rehberimiz Kur’an'dı yan yollara sapmadık
Haçlı karşısında İslam’ın kılıcı Türk’üm ben

Selahattin Eyyubi, Haçlı’ya cihat ilan etmişti
Mısır Suriye ve Yemen’e adaleti ile gitmişti
1138’de Musul Türklerine imdada yetmişti
Kerküklü Musulluyum öz
be öz Türk’üm ben

çoban’ım hainlerden
başkasına kızmıyorum
Kurtuluş Savaşım yoksa
o tarihi yazmıyorum
Yalan konuşup Mustafa
 Kemal'i üzmüyorum
Atatürk’üm Cumhuriyet
mimarı Türk’üm ben

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
7-Ahmet URFALI (DOLUNAY) Arşivi