1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

Sakın ola Eskişehir için bir şeyler yapmaya falan kalkmayın!

-Sakın ola, Anadolu Üniversitesi önünden Çevre yoluna bağlantıyı yapayım falan demeyin!
Çünkü...
Eskişehirlileri alıştırdınız bu eziyete!
Yapsanız da zaten kimse o bağlantıyı kullanmaz. Daha zor olan ve yıllardır alıştırdığınız karmaşık yolları kullanarak ulaşırlar çevre yoluna!
-Sakın ola, yer altına almış olduğunuz tren yolunun üzerinde meydana gelen Bulvarı düzenlemeye falan kalkmayın!
Çünkü...
Eskişehirlileri alıştırdınız artık o bölgeye araç park ettirmeye!
Zaten Bulvar olarak düzenleseniz de, Eskişehirliler hiç dinlemez, eski alışkanlıklar nedeniyle araçlarını oraya park etmeye devam eder!
-Sakın ola, Kent park içinde yapımına yıllar önce başlanılan Nikah salonu binasını bitirmeye falan kalkmayın!
Çünkü...
İnsanlar alıştı o binanın yarım vaziyette olmasına!
Maazallah bitirirsiniz falan da, insanların psikolojisi bozulur!
-Sakın ola, Alternatif çevre yolu falan yapmaya kalkmayasınız ha!
Çünkü...
İnsanlar, alternatifi olmadığı için sıkıntı çekmeye çok mu çok alıştılar.
Bozmayın insanların bu alışkanlıklarını!
-Sakın ola, Eskişehir'i Demiryolu ile bir limana bağlama sevdasına falan düşmeyin!
Çünkü...
Böyle çok çok daha iyi.
-Sakın ola, Eskişehir'in SOS veren şehir içi trafiğini rahatlatacak projeler falan düşünmeyin durduk yerde!
Çünkü...
Maazallah çözüm falan bulursunuz da trafiği rahatlatırsınız!
Durduk yere de insanların çektiği çileye son verirsiniz, iyisi mi olduğu gibi bırakın.
-Sakın ola, inşaat yapanların, mal satanların, araç park edenlerin cadde, sokak ve kaldırımları kafalarına göre kapatmasına müdahale falan edeyim demeyin!
Çünkü...
Yayalar hallerinden olabildiğince memnun.
Bozmayın bu memnun hallerini durduk yerde!
-Sakın ola!
Kalabak suyunu herkese yetecek hale getirmeyin!
Yaptığınız ulaşım zammını geri almaya falan kalkmayın!
-Sakın ola!
Yeniden uçak seferleri falan başlatmayın.
Çünkü...
Eskişehirliler alıştı...
Eskişehirlileri alıştırdınız bu şekilde yaşamaya.
Sakın ha! Sakın!
Kılınızı bile kıpırdatayım demeyin!
........

Kalabak suyu ile ilgili söylenenlere hak verdiğimiz ve vermediğimiz noktalar

Kalabak suyu sıkıntısı ile ilgili olarak Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen'in konuşmasını okuduk gazetelerdeki haberlerden.
Örneğin...
-"Kalabak suyuna Eskişehirliler sahip çıkmalı" şeklindeki sözlerine hak verdik...
-"Rakip firmalar pazara girebilmek için ortalığı karıştırıyor" şeklindeki sözlerine de hak verdik.
-"Kalabak suyu dağıtıcıları, vatandaşa dağıtması gereken suyu, daha fazla karla Bakkallara veriyor" şeklindeki sözlerini de haklı bulduk.
-"Suyun kaynağında herhangi bir sorun yok. Geçen yıl ne kadar su dağıttıysak bu yıl da aynı miktarda suyu dağıttık" sözlerini de haklı ve makul bulduk.
Ama...
-"Kalabak suyu dağıtımında bir sorun var. Dağıtım karma karışık" şeklindeki sözlerine nedense bir anlam veremedik.
Niye mi?
Eğer, Kalabak suyu dağıtımında bir sorun varsa ve sıkıntı da bu yüzden yaşanıyorsa, dağıtımdaki sıkıntıyı da neticede çözmesi gereken ESKİ Genel müdürlüğüdür, Belediyedir...
Bunu, uyararak mı? Yoksa yaptırım uygulayarak mı yapar? Bunu bilemeyiz...

.......

CHP'nin 91 yılda geldiği nokta!
-CHP, Anadolu ve Rumeli Müdafa-i Hukuk Cemiyetinin devamıdır.
-Büyük önder Mustafa Kemal Atatürk öncülüğünde "Halk Fırkası" adı ile 9 Eylül 1923 de kurulmuştur.
-Sonra "Cumhuriyet Halk Fırkası", 1935 yılında da "Cumhuriyet Halk Partisi" ismini almıştır.
-Cumhuriyetçilik, Milliyetçilik, Halkçılık, Devletçilik, Laiklik ve Devrimcilik ilkeleridir.
-Ambleminde bulunan 6 Ok bunu temsil eder.
-CHP Sola açılmış, kendisini Ortanın Solu olarak konumlandırmış bir partidir.
-Öncelikleri ise: insan, Demokrasi, İnsan hakları, Hoşgörü, Katılımcılık, Onurlu çalışma hakkı, Dengeli kalkınma, Herkese Eğitim, Herkese Sağlık, Çağdaş kültür'dür.
-Yoksullukla mücadele, Cinsiyet eşitliği, yenilikçilik ve Çevre duyarlılığı vazgeçilmezidir.
-Sosyal Demokrasi'nin evrensel ilkelerini benimsemiştir.
-Sosyal Demokrasi ise: kapitalizmin neden olduğu eşitsizlik ve adaletsizlikleri demokratik sistem içinde kabul edilebilir düzeye indirmeyi amaçlayan siyasi bir ideolojidir.
-Toplumsal ve siyasal yaşamda erdemli olmak, erdemliliği savunmak, korumak ve gerçekleştirmek Cumhuriyet Halk Partili olmanın ön koşuludur.
-CHP olmak demek herkesin zor dediğine kolay demektir.
- Herkesin imkansız dediğini mümkündür, olabilir demektir.
-CHP demek devlet kurmak demektir.
-CHP birlik iradesi, kardeşlik andıdır. Kimseyi ayırmadan kucaklamak, ayırmadan sevmektir.
-CHP demek, Özgürlük ve bağımsızlık benim karakterimdir demektir.
-CHP demek kısaca Mustafa Kemal Atatürk demektir.
HHH

Şimdi, durup dururken niçin CHP'nin tanımını yaptığımızı merak ediyorsunuz değil mi?
Hemen söyleyelim.
CHP'nin geçtiğimiz hafta sonu kurultayı yapıldı.
Hemen ardından dün de, 91 nci yıldönümü kutlanıldı.
91 yıl sonra gelinen noktada:
Yıllarını Sağ'daki partilerde geçirenler Parti Meclisine girdi CHP'de.
Hayatlarında CHP binasının önünden geçmeyenler, CHP'yi dizayn etmeye başladılar.
CHP'den aday olması için davet edilenler, bir tek partinin tapusunu istemedikleri kaldı.
Başta meclisler olmak üzere, temsil edilen hemen her yerde CHP'li görmek neredeyse imkansız hale geldi.
Geçmişte CHP'ye sövenler baş tacı edildi, "Hani bizim dik duruşumuz? Hani omurgamız?" diye soranlar tasfiye oldu.
İşte yeni CHP'lilere bir faydamız olsun diye yazdık tüm bunları...
Hiç olmazsa...
- CHP'yi anlatabilecekleri, sorulduğunda mahcup olmayacak şekilde cevap verebilecekleri, küçük de olsa basit bilgiler içeren bir kopya vermek istedik.
İstedik ki, zora düşmesinler, üyesi ve temsilcisi oldukları partide yabancılık ve eziklik yaşamasınlar.
Tabii okurlarsa...
Tabii öğrenmeye ihtiyaç duyarlarsa.

.......

BİRAZ DA GÜLMEK LAZIM
Üniversitede okuyan bir öğrenci yıl sonu sınavlarına girmiş ve arkadaşına:
- Ben memleketime gidiyorum, sınavlar belli olduktan sonra bana sonuçları
bildir, ancak telefona ben çıkarsam bana söylersin.
Telefona annem çıkarsa zayıfım olmaz da, eğer bir tane olursa Ebubekir' in selâmı var,dersin.
...İki zayıf imkansız da eğer olursa Ebubekir' in Ömer' in selâmı var, dersin.
Üç zayıf hiç olmaz da eğer olursa Ebubekir' in, Ömer' in, Osman' ın selâmı var dersin.
Dört zayıf imkansız da eğer olursa, Ebubekir' in, Ömer' in, Osman' ın, Ali' nin selâmı var dersin,
şeklinde konuşup memleketine gelir. Bir zaman sonra sınavlar belli olur, arkadaşı sınav sonuçlarını bildirmek için telefona sarılır, telefona öğrencinin annesi çıkar.
-"Teyze, oğlunuza söyle, Ümmet-i Muhammedin selâmı var"

Önceki ve Sonraki Yazılar
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ) Arşivi