1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

Şalvarlı Başkanın Bakan'a sitemi ( Aslında fırçası)

Sarıcakaya ve Mihalgazi ilçeleri...
Birbirine 15 kilometre mesafesi olan iki ilçe.
Yani, bir anlamda iç içe olan iki ilçe.
Ancak, bu denli yakınlık iki ilçenin iyi bir komşuluk ilişkisi içinde olduğunu doğurmuyor.
Aksine...
İki i ilçe birbiriyle hiç mi hiç anlaşamıyor.
Aradaki kötü ilişki öyle bir hale gelmiş ki, birbirlerinden kız almamaya kadar varmış.
İki ilçe arasındaki ilişkilerin bu denli kötü hale gelmesinde şüphesiz, geçmişte yaşanan olaylar son derece etkili olmuş.
Ve bu iki ilçemizin birbirleriyle olan ilişkilerinin bu kadar kötü duruma gelmesinde, her iki ilçenin de haklı ve haksız olduğu yönler var.
Her neyse...
Biz bu konulara girip, geçmişi sorgulamaya falan kalkmayacağız.
Bildiğimiz tek şey, bu iki komşu ilçemizin birbiriyle bir türlü anlaşamıyor olması.
Bunu bizim bildiğimiz kadar tüm siyasetçiler de bilir.
Bildikleri için de dengeyi gözetme adına her iki ilçeye karşı hassas davranır.
Örneğin:
Hiçbir siyasetçi Sarıcakaya'ya gittikten sonra Mihalgazi'ye geçmez.
Ya da tam tersi...
Hiçbir siyasetçi seçim çalışması boyunca Mihalgazi'ye gittikten sonra Sarıcakaya'ya gitmez.

Bunlardan biri yapıldığında,diğer ilçe son derece incilir.
Dahası...
Bunlardan birini yaparsa,bunu yapan kişi kim olursa olsun ikinci gittiği ilçede önce sitemi, ardından da lafı ve fırçayı bir güzel yer.
Tıpkı önceki gün Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı'nın Mihalgazi Belediye Başkanı Zeynep Akgün'den yediği sitem ve fırça gibi.
ÖNCE SARICAKAYA SONRA MİHALGAZİ OLURSA...
Olayı bir hatırlatalım isterseniz...
Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, beraberindeki AK parti Eskişehir Milletvekilleriyle birlikte Sarıcakaya'ya gidiyor.
Burada Toplu açılış ve temel atma törenine katılıyorlar.
Törenler biraz uzuyor.
Sonrasında da Tübitak bilim Fuarı açılışını gerçekleştirmek için Mihalgazi'ye geçiyor Bakan ve Milletvekilleri.
Mihalgazi'nin Şalvarlı Belediye Başkanı olarak ün yapan Zeynep Akgün açılış töreninin başında önce sitem ediyor....
Ardından da...
-"Bugün ilçemizde bir cenazemiz ve bir de düğünümüz var. Ama burada bulunan kardeşlerim saat 14.00'den beri sizin gelmenizi bekliyor" diye lafı koyuyor.
Mesele geç kalmak değildir bu iki ilçede...
Mesele, beklemek de değildir.
Zira, gelen misafiri saatlerce de bekleseler de ses çıkartmaz her iki ilçe halkı.
Mesele, o ilçeden bu ilçeye gelinmesinden doğan gücenme halidir.
Yukarıda söylediğimiz gibi bunu siyaset yapan herkes bilir.
Umarız Bakan ve Vekiller de bunu öğrenmiştir...
----------------------------------
Ölüyü haber veriyonuz da diriyi neden haber vermiyonuz...
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu geçtiğimiz Pazar günü Eskişehir'deydi.
"Engel tanımayanlar buluşuyor" etkinliğine bizzat katıldı.
Genel Başkan geliyor diye 1200 kişilik Büyükşehir Belediyesinin Atatürk Kültür Merkezi hazırlandı.
Büyükşehir, Odunpazarı ve Tepebaşı Belediyeleri tarafından Genel başkan Kılıçdaroğlu'nun Eskişehir'e gelişi ile ilgili cep telefonu mesajları atıldı.
Eskişehirlilerin bu toplantıya katılmaları için davette bulunuldu.
Sonuç olarak...
Genel Başkan Kılıçdaroğlu'nun katıldığı toplantıda salonun koltukları boş kaldı.
Katılım çok olur düşüncesiyle Atatürk Kültür Merkezi'nde yapılan toplantıda, salonun yarısının boş olması, Büyükşehir belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen'i çok kızdırmış.
Genel başkan Kılıçdaroğlu'nun gelişinin yeterince duyurulmadığı Grekçesiyle il başkanı Nihat Çuhadar'a patlamış.
Anlatılanlara bakılırsa...
Vefat edenleri cep telefonu mesajıyla duyuran CHP Eskişehir yönetiminin, Genel başkanın geliş duyurusunu niçin yapmadığını soran Büyükerşen İl başkanı Çuhadar'a "Ölenleri duyuruyorsunuz da dirileri niçin duyurmuyorsunuz?" diye bir hayli çıkışmış.
----------------------------------
Küçük Millet meclislerini küçük görüyorlar demek ki...
Bundan bir süre önce, sivil Toplum ve Meslek örgütleri temsilcilerinin Ayda bir kez bir Araya gelerek Türkiye'nin Genel ve illerinin yerel sorunlarını milletvekilleri ve Belediye başkanlarıyla Birlikte konuştukları Diyalog grupları oluşturuldu.
İsmine de "Türkiye Küçük Millet Meclisi" denildi.
Hemen her ilde, Eskişehir'de dahil olmak üzere oluştu bu diyalog grupları.
Toplantı yapılacak salonun girişine de "Ön yargılar giremez!. Her görüşe eşit yakınlıktayız!" sözleri yazıldı.
Belirlenen gündem maddesi çerçevesinde her ay yapılan toplantılar, yapıldığı şehirlerde olumlu sonuç da verdi.
Nedendir bilinmez, Küçük millet meclisleri Eskişehir'de bir türlü Milletvekilleri ve Belediye Başkanlarının ilgisini çekmedi.
Her ay yapılan toplantıda koltukları hazır olmasına rağmen ne vekiller ne de Belediye başkanları bu toplantılara katılmadı.
Bunun sonucunda...
Eskişehir Küçük Millet Meclisi belki de diğer illerin meclislerinin çok gerisinde kaldı.
Ne diyelim?
Milletvekilleri ve Belediye Başkanları, herhalde Küçük millet Meclisi'ni küçük görüyor olsa gerek...
---------------------------------------
BİRAZ DA GÜLMEK LAZIM
Şehirlerarası sefer yapan bir yolcu otobüsünün muavini, yolculuk esnasında gece bir yolcunun horlama sesi üzerine diğer yolcuların rahatsız olmaması için horlayan yolcuyu uyandırır ve "horluyorsun insanlar rahatsız oluyor uyuma" der.
Bir süre sonra adam tekrar uyur ve horlama sesi devam eder.
Bunun üzerine muavin sinirlenir ve adamla tartışmaya başlar. Tartışma büyür ve muavin adamı otobüsten indirmeye karar verir.
Bunun üzerine horlayan adam muavini bir güzel döver, otobüs şoförü gelir adam şoförü de döver, yedek şoför gelir adam onu da döver ve gitmeye karar verir, otobüsten inerken kendisinin boksör olduğunu söyler.
Ayni otobüste sefer yapan muavin bir gün yine bir yolculuk esnasında yolculardan birinin yine horladığını duyar ve gider yolcunun yanına.
Kibar bir şekilde yolcuyu uyandırdıktan sonra sorar;
-gardas boksör misen?
-hayir...
-karateci misen?
-hayirr...
-tekvandocu misen?
-hayirrr...
-kungfucu misen?
-adam sasirir ve yine hayir der.
Bunun üzerine muavin merakla sorar; "peki neyine güvenip horlisen"

Önceki ve Sonraki Yazılar
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ) Arşivi