(ANALİZ) Behçet ALBAYRAK

(ANALİZ) Behçet ALBAYRAK

ŞAMPİYONLUĞUN YOL ARKADAŞLARI...


Yeni Atatürk Stadı'nı, ilk gece maçında futbol selamladı. Tribünlerdeki atmosfer Sivas'ta ki yenilgiye inattı sanki!
Maçı yaşayan ve yaşatan bir taraftar grubu vardı.
Maçın başında ki tezahürat başarının şifresiydi aslında;
"Şampiyonluk çok uzak değil Eskişehir, Yeter ki sen yürekten oyna Eskişehir"
Ülkede TFF 1.Ligi izleyen belki de herkes Eskişehirspor'un zirveden kopmamasını istiyordu!
Yani sürprize yer yoktu.
Eskişehirsporlu futbolcular da taraftarının isteğini kırmayarak aslında bir bakıma kendilerini affettirdi.
***
1-0'dan sonra bir 10 dakikalık bölüm vardı ki, gerekli dersleri çıkartarak heybemize koyalım.
Mersin'in bu bölümde kurduğu baskıdan çıkamayan Eskişehirspor gerçeğini yabana atmayalım.
Teknik heyetin özellikle maçın geneli ve sonucundan çok bu süreci iyi irdelemesi takımın geleceği için önemli.
En azından Samsun'da da Sivas'ta karşılaştığımız manzaraya maruz kalmamız için!
***
Böylesine bir maçta dahi sahada bir hakem vardı ki, evlere şenlik.
Adı Süleyman Abay!
Verdikleri ve veremedikleri olay...
Çaldığı penaltı ise kolay!
Ne yazık ki, Süleyman Abay gibi hakemlerden geçilmiyor ülkede ki futbol sahaları!
***
Penaltıdan sonra maçın bütününe Eskişehirspor düşünce olarak da egemendi, fizik olarak da.
Cesaretin futbol rengi Siyah-Kırmızıydı da.
Çaresizliğin ki Lacivert-Kırmızı oldu.
Rakip 10 kişi kaldıktan sonra Eskişehirspor'un seyir zevkine ve sonuca yönelik harika bindirmeleri çıktı sahneye...
Tarihi bir fark soluyan takım, soğuk havada taraftarını en güzel şekilde ısıttı.
Ama ne olursa olsun dünkü futbol hala kafamızda ki soru işaretlerini yok etmedi. Gelecek ile ilgili kaygılarımızın giderilmesi için sonuçtan çok bu kaliteli kadronun oyun olarak daha olgun işlere imza atmasını bekliyoruz. Hele ki şampiyonluğa oynayan bir takımın her hafta farklı performanslar sergileme lüksü yoksa!
***
Cuma gecesinin özel gösterimi aslında Erkan Zengin'e aitti. Özgüveni de yüksekti, mücadele gücü de.
Kulübüne ve taraftarına olan sadakatinin her hali yine sahaya yansıdı.
Gol sevinçlerinde ki verdiği mesaj ise O'nun insani yanının da ne kadar kaliteli olduğunu gösterir cinstendi.
Pozisyonları topladı, rakibi sildi süpürdü. Oyundan hiç düşmedi.
Kendisini "sadece tutmak için" sahaya sürülmüş Güven Varol'un futboldan soğuma sebebi olurken gecenin de kralı oldu.
***
Yokluğu hissedilmeyenler bir kenara, varlıklarıyla dikkat çeken isimler vardı.
Ramazan Övüç, dinamizmi ile Eskişehirspor orta alanında farklılığı yaratan isimdi.
Top onun ayağına geldiğinde tribünlerde bir heyecan uyandı.
Eskişehirspor'un rakip alana geçiş hızını artırırken, dişe diş mücadelenin de yıkılmayan adamı oldu. Bruno Mzenga çok çalışmasının karşılığını iki golle aldı.
Hasan Hüseyin mutlu olmamızın ilk sebebi... Sahada ki varlığı dahi gururlanmamız için yeterli. Her geçen hafta oyununu olgunlaştırması ve çizgisini bozmaması tek isteğimiz. Çünkü şuanda görülenden çok daha fazlasının O'nda var olduğunu çok iyi biliyorum.
***
Zaten yıldızlarıyla parlamaz mı bu tip geceler?
Cuma gecesi Eskişehirspor adeta samanyolu gibiydi.
Onları yeri geldiğinde yermek, yeri geldiğinde zamanlamalı olarak göklere çıkarmak da bizim görevimiz.
Sadece günü değil, belki de bir kulübün geleceği kurtaracakları için bu futbolcu grubu ile taraftarın birlikteliğinin adını "Şampiyonluğun yol arkadaşları" koydum.
Çünkü bazen bir gol sevincinde gördüklerimiz gelecekle ilgili umutlarınızın yeşermesine vesile olabilir...
Benim Eskişehirspor'da görebildiklerim; sorununun kalite ve arkadaşlık bağıyla alakalı olmadığı!
Ne olduğunu söylememe de gerek yok zaten...


Önceki ve Sonraki Yazılar
(ANALİZ) Behçet ALBAYRAK Arşivi