Kasımpaşa maçı ile birlikte bir sezonu daha bitirdik. Dört gollü bir galibiyet ile en azından kapanışı iyi yaptık. Paşa'lı dostlarımızı güzel bir şekilde uğurlarken stada gelen taraftarlar içinde keyifli bir gün oldu. Geriye dönüp baktığımızda oldukça çalkantılı bir sezon geçirdiğimizi söyleyebiliriz. Sportif başarı anlamında ligi yedinci bitirmek dışında elimizde somut bir şey yok. Ama ligin başında alınan kötü sonuçlar, Rıza Hoca'nın yerine Bülent Hoca'nın sorunlu bir şekilde göreve getirilmesi, Buca'lıların bizi Etik Kuruluna şikayet etmeleri, menajerlik faaliyetinde bulunmak sebebiyle hem Hoca'ya hem Kaptan'a verilen cezalar, devre arasında takviye yapılmaması gibi unsurları göz önüne aldığımızda ligdeki yedincilik önemli bir başarı olarak görülebilir. Bende öyle görüyorum. Ama aklımdan da biraz sıksaydık Avrupa'ya giderdik düşüncesini hala atabilmiş değilim.
Ligde şampiyonluk mücadelesi son haftaya kadar sürdü. Fikstür gereği yarışın içindeki iki takımda aynı rakiplerle iki hafta arayla oynamak zorunda kaldılar. Bir ara liderliği kaptıran Trabzon, Fener'in Bursa ile berabere kalması ile yarışta tekrar öne geçmişti. "Bize her yer Trabzon" coşkusuyla şampiyonluğa koşan Bordo Mavililere "Burası her yer değil" diyerek çelmeyi biz taktık. Golsüz berabere kaldığımız Trabzon, Fener'in kalan bütün maçları kazanması ile şampiyonluğu kıl payı kaybetti. O maçtan sonra cep telefonumda sayısız mesaj birikti. Pazar akşamı bu mesajlara yenileri eklendi. Sadri Başkan, Türkiye'nin dörtte üçü Trabzon'un şampiyon olmasını istiyor diyordu. İşte bu mesajlar onlardan geldi. Sitem dolu mesajlarda içerik olarak Fener için oynamakla suçlandığımızı söyleyebilirim. Bana mesaj atmak için hiç üşünmeyenlere buradan bir daha yazıyorum. İlk yarı bittiğinde Trabzon 42 puanla lider, Fener ise Trabzon'un 9 puan gerisinde 33 puanla üçüncü sırada idi. Herkes golcü lazım derken yapılan transferlerin yetersizliği ortada. Üstelik birde Kadıköy'de iki farklı yenilerek ikili averajda üstünlüğü Fener'e kaptırdınız. Bülent Hoca'nın dediği gibi bu Fener, Beşiktaş ve G.Saray ile de oynamadı mı? Ne yapalım şampiyonu belirlemek bize kısmetmiş. Bu komplo teorilerine yanlış sonuçlara neden olmadan biran önce son verilmesi herkes için iyi olacak.
Bu arada bir çok taraftarımızın gerek telefon gerekse mail yoluyla ilettikleri bir konudan bahsetmek istiyorum. Anlaşılan taraftarlarımız Ümit Karan'ın sportif direktör yapılmasına tepki gösteriyorlar. Özellikle geçtiğimiz sezon taraftara küserek takımı tribünlere götürmemesi, giden futbolcuları geri çağırması unutulmamış. Camiayı tanımaması, menajerlik faaliyetinde bulunması nedeniyle ceza alması, bazı futbolcuların takımdan ayrılmasında etkisi olduğu dedikoduları taraftarımızı oldukça rahatsız etmiş. Genel kanaat orta bir yolun bulunarak yolların ayrılması yönünde. Sportif direktör için camiayı bilen, taraftarla, şehrin dinamikleri ile ilişkileri kuvvetli, gerektiğinde kulübeye girerek takımı götürecek hocalık belgesi ve kapasitesine sahip bir ismin tercih edilmesinden yanalar.
Sezgin, Serdar, Koray ve Doğa her zaman benim için ayrı bir değer ve anlam taşımışlardır. Eskişehirspor ruhunu karakterleri, ahlakları ve sahada gösterdikleri mücadeleleri ile en güzel şekilde temsil ettiğini düşündüğüm bu futbolcu kardeşlerimizden Doğa gelecek sezon başka bir takımda olacak. Doğa'ya emekleri için teşekkür ederken kendisine bundan sonraki futbolculuk yaşamında başarılar diliyorum.