
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)
Sanki Büyükerşen'in seçimi...
Yayınlanma:
Cumhuriyet Halk Partisi'nde 23 isim milletvekili aday adayı oldu.
Aday adayı olanların içinde:
-"Ben Yılmaz Büyükerşen'in desteğini aldım" deyip gezenler var.
Yine aday adayları içinde:
-"Ben Yılmaz Büyükerşen'den söz aldım" deyip gezenler de var...
Dahası...
Aday adayları içinde "Ben yılmaz Büyükerşen'e rağmen aday oldum" diyenler de var...
Tabi bunların yanı sıra...
Aday adayları arasında "Ben Büyükerşen falan bilmem. Milletvekili olabileceğime kanaat getirdim ve partim olan CHP'ye müracaatta bulundum" diyenler de var.
Sonuç olarak...
Aday adaylarının öyle ya da böyle, içinde "Büyükerşen" geçen sözleri mutlaka var.
İşin komik tarafı...
-"Ben Yılmaz Büyükerşen'in desteğini aldım" ya da "Ben Yılmaz Büyükerşen'den söz aldım" deyip gezenler, eğer listede yer alamazlarsa, bu defa "Büyükerşen'in kazığını yedik" diyerek gezecek...
Aday ve sonrasında Milletvekili olurlarsa da, kamuoyunda bu kez "Büyükerşen istedi ve oldular" algısı ortaya çıkacak.
Benzeri bir durum "Ben yılmaz Büyükerşen'e rağmen aday oldum" diyenler için de geçerli...
Aday ve ardından milletvekili olurlarsa "Büyükerşen bile engelleyemedi" diyerek gezecekler.
Olamazlarsa, "Zaten Büyükerşen varken bizi aday yapmazlardı" diyecek hepsi...
Netice itibarıyla...
Büyükerşen ile hiç alakası olmayan bir seçime gidiliyor.
Fakat, Eskişehir'de gittiğimiz seçim sanki Büyükerşen'in belirleyici olduğu bir seçim havasına giriverdi...
Bu süreçte belki...
Büyükerşen bazı aday adaylarına "Elimden geleni yaparım" demiştir
Belki...
Bazılarına "Ben karışmıyorum. Sorarlarsa fikrimi söylerim" demiş de olabilir.
Hatta...
Birçoğuna "İyi düşündün mü?" diye uyarıda da bulunmuş olabilir...
Fakat...
Aday adaylarının neredeyse yarısına yakın bir kısmına destek sözünü kesinlikle vermiş olamaz...
O yüzden...
Galiba, CHP'deki aday adaylarının bir kısmı, Büyükerşen'in kendisine destek olduğunu kapı kapı anlatmak suretiyle, partide olmayan konumlarını avantaja çevirmek istiyor.
Kim bilir?
Belki de, bu yolla, Büyükerşen'in sonunda kendisi için devreye gireceğini planlıyor.
Bu plan, bu strateji tutar mı?
Bekleyecek ve göreceğiz...
......
Bir önceki seçim iki partinin milletvekili listeleri tıpatıp aynıydı...
2011 seçimleri öncesinde özellikle AKP ve CHP listeleri aynı elden çıkmış gibiydi.
Sanki...
Erdoğan ile Kılıçdaroğlu bir araya gelip "Gel Eskişehir listelerimizi birlikte yapalım" deseler, ancak birbirine bu kadar benzer bir liste çıkartırlardı.
Şöyle ki:
Erdoğan, liste başına en güvendiği isimlerden biri olan Nabi Avcı'yı tepeden indirmiş, Kılıçdaroğlu da o dönem yardımcısı olan Süheyl Batum'u Eskişehir listesinin başına tepeden inme göndermişti.
Yani...
İlk sıralar, Eskişehirli olmayan ama genel başkanların isteyip, paraşütle liste başına gönderdiği isimlerdi.
İki partinin ikinci sıralarında da büyük benzerlik vardı.
AKP eski il başkanı Salih Koca'yı, CHP de eski il başkanı Kazım Kurt'u koymuştu ikinci sıraya.
İki partinin üçüncü sıralarının benzer özelliği, her ikisinde de kadın adayı olmasıydı.
AKP Ülker Can'ı, CHP ise Gaye Usluer'i koymuştu listelerinin üçüncü sıralarına...
Dördüncü sıralar ise, şaşırtıcı şekilde Emirdağ kökenli adaylardan oluşuyordu.
AKP Cemal Çavdarlı'yı, CHP ise Azli Kerman'ı koymuş, aynı benzerlik listelerin 5 nci sıralarına da iki partinin teşkilat tarafından tanınan isimleri konulmuştu.
Sözün kısası...
2011seçimlerinde AKP ve CHP listeleri yan yana konulduğunda, adayların özelliklerinden kaynaklanan acayip bir benzerlik sergiliyordu.
Bakalım bu seçimde, iki partinin oluşturacağı listeler ne gibi bir benzerlik gösterecek?
......
Siyasette nasip işi aslında...
Şu günlerde, partilerde aday adaylığı süreci işliyor
Her partide aday olmak için müracaatlarını yapmış isimler yarışa başladı.
Bu isimler, partilerinden milletvekili olabilmek için bu günden başlayarak uzunca bir yola çıkıyor.
Milletvekilliğine uzanan yol, öylesine kolay bir yol değil.
Öncelikle zaman, para ve özveri gerektiren bir yol.
Bu yolun sonunda hedefe ulaşmak da var, hüsran olmak da...
İşin tuhaf tarafı...
Hedefe ulaşanların sayısı her defasında olduğu gibi çok az, hüsrana uğrayanların sayısı ise bir hayli fazla olacak bu yolda.
Milletvekilliğine ulaşmak için elbette ki büyük çaba gerekiyor.
Ama şöyle bir gerçek de var ki; ne yaparsanız yapın siyasette de iş dönüp dolaşıp nasibe dayanıyor.
Nasip olmadan olmuyor...
Bir bakıyorsunuz, milletvekili olmasının önünde hiçbir engel olmayan insanlar, milletvekili olamıyor...
Dahası...
Milletvekilliğini hedef yapmış isimler, varını yoğunu ortaya koymasına, hatta aday bile gösterilmelerine rağmen, milletvekili olmayı başaramıyor.
Öte yandan.
Hiç hesapta olmayan isimler, tepeden inercesine gelip, bir anda milletvekili olabiliyor.
O yüzden...
Siyasette nasip oldukça önemli..
Yukarıda da söylediğimiz gibi...
Milletvekili olmak için yola çıkanlar para ve zaman harcayacaklar.
Bu çabaları sonucunda belki aday olmayı da başaracaklar
Aralarından belki hedefine ulaşıp milletvekili seçilenler olacak.
Bunun yanı sıra, pek çoğu ya listeye giremeyerek, ya da listenin seçilemeyecek yerlerinde olarak büyük hayal kırıklığı yaşayacak.
O nedenle...
Bu seçimde nasip kimlere gülecek, kimlere uğramayacak? Hep birlikte göreceğiz...
.......
Biraz da gülmek lazım
Kadının birinin gördüğü her rüya gerçeğe dönüşüyormuş. Kadının oğlu ise hava kuvvetlerindeymiş. Kadın ölmeden bir hafta önce rüyasında oğlunun uçaktan atladıktan sonra paraşütünün açılmadığını görüyor. Bunu oğluna ölmeden önce anlatıyor ve kadın ölüyor. Kadının oğlu haftalar sonra tatbikata gidiyor havada bütün askerler atlıyor bizim asker korkudan atlayamıyor. Komutan askere neden atlamıyorsun diye sorduğunda ise durumu anlatıyor. Komutan ise gülerek oğlum bu paraşütler test edildi istersen gel benimkiyle değiştirelim. Tamam dedi asker ve asker komutanın paraşütüyle atladı. Askerin paraşütü açıldı ve asker yavaş yavaş yere süzülürken paraşütü açılmayan komutan, önünde hızla aşağı doğru düşerken asker bağırır:
- Komutanım nereye?
Komutan :
- Ananın yanınaaaaaaaaaaaaaaa