
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)
SANSASYONEL EYLEMLER...
AKP, özellikle de MHP ve CHP nin, Güneydoğu'ya yönelik yapmayı planladığı açılımlar, terör örgütü PKK ve DTP' yi rahatsız etti.. Emniyet raporlarına göre, sansasyonel eylem peşinde koşan, örgüt, tamir ve bakım için, servislere bırakılan resmî araçlara bomba yükleyerek, askeri birlikleri ve tesisleri hedef alırken, PKK' nın, bir hedefi de bölücübaşı Abdullah Öcalan'a İmralı'da kötü muamele yapıldığı propagandasıyla yandaşlarını sokağa dökmekmiş...
Tespitler, ne kadar doğru zaman için de görülecektir. Ancak Yunanistan' da polis kurşunu ile hayatını kaybeden 16 yaşındaki Aleksis Grigoropulos'un ölümünden sonra çıkan olaylar, PKK terör örgütü ve yandaşlarına, örnek teşkil edecektir. Nitekim İstihbarat raporunda, başkaldırılarda, gençlerin ve çocukları kullanılacağının yer alması bunun sinyalleridir.
Ayrıca Batı Avrupa Birliği, Avrupa Güvenlik ve Savunma Meclisi, " Türkiye zor bir döneme doğru gidiyor. Halk, gittikçe bölünüyor. Durum, PKK'nın terör ve propaganda eylemlerinin yükselmesiyle, daha da kötüleşiyor. PKK'nın, eylemlerde öldürülen üyelerinin Kürt köylerindeki genç kadın ve erkeklerden oluştuğu, göz önünde bulundurulduğunda, burada gördüğümüz olay, adı konulmamış bir iç savaş. " tespitini yapıyor ama Siyasi iktidar ve muhalefet, hala bu tehlikeli gelişmeyi göz ardı ediyorlar.
Yunanistan'daki olaylar, Türkiye' nin yönetimden sorumlu politikacılara ve bürokratların aklını başına getiri mi bilinmez ama bu olayların Yunanistan' a, faturası çok ağır olmuştur. Olaylarda, bir kişi öldü, 200'e yakın kişi tutuklandı ve onlarca kişi de yaralandı. Göstericiler, 10 kentin altını üstüne getirirdi. Olaylar ülke dışına da sırçadır. Hükümet zor durumda kaldı.
Ayrıca Yunanistan' daki olaylar, bu ülke ile sınırlı kalmayacak, diğer ülkelere de sıçrayacaktır. Nitekim de sıçramıştır. Türkiye' de bu alanda risk altındadır. Emniyet güçlerinin bu tür gelişmeler karşısında, bir (B) planı var mı bilinmez ama Yunanistan'daki olaylar göstermiştir ki zamanın da tedbir alınmaz, emniyet güçlerinin de bir (B) planı yoksa fatura çok ağır oluyor.
Dikkat ettik Yunanistan'daki olaylardan sonra bazı köşe yazarları, bu ülkedeki gelişmeleri bahane ederek, ülkemizde de benzer olayları adeta körüklüyor. Nitekim bir köşe yazarı, " Yunanistan'daki olayları izlerken değişik yorumlar yapmak, değişik duygulara kapılmak mümkün. Birincisi polisin ateş ederek yurttaşını öldürmesi ve buna gösterilen tepkiler açısından ülkemizle Yunanistan arasında bir karşılaştırma yapabiliriz. Türkiye'de de son dönemde polis silahından çıkan kurşunlarla çok sayıda gencimiz yaşamını yitirdi. Görebildiğim kadarıyla bu polislerin hiçbiri tutuklanmadı. Devletin diğer kurumları da bu polislere sahip çıkmak için yarışa girmiş durumdalar. "diyerek, bilerek veya bilmeyerek, polisi hedef gösterirken, bu tür olayların çıkmasına da zemin hazırlıyorlar.
Elbette polisin, insanları suçlu veya suçsuz yere öldürmesi kabul edilemez. Ancak birkaç polisin yaptığı, bu tür hatalar nedeniyle, emniyet güçlerini töhmet altında bırakmak veya ülkeyi kargaşaya sürükleyecek ortam yaratmak, ne ülkeye, ne de bu eleştiriyi yapanlara yarar getirir. Ayrıca Yunanistan da, her gün düzenlenen protesto gösterilerinde esas sorun, öğrencinin polis tarafından öldürülmesi değildir. Ekonomik ve istihdamdır. Nitekim Yunanistan' da son 1 yılda yolsuzluk skandallarıyla çalkalanan hükümette, kimse cezalandırılmamasını halkın sabrın taşırdığı söyleniyor. Ekonomi Bakanının, "Bütçede 7 milyar açığımız var" diyerek vergileri arttırmasının ardından, devletin bankalara 28 milyar Euro'luk destekte bulunması halkı iyice kışkırttı. Ayrıca bankalara toplam 3 milyar borcu olan halkın paralarıyla ileride evlerini haciz edecek bankalara maddi destek verilmesi "hükümet bizi soyuyor" olarak algılandı. "Polis, yolsuzluk yapanları tutuklamak yerine çocuklarımızı öldürüyor" sesleri ve ülke çapında büyük ölçüde hissedilen işsizlik, fitili ateşledi. Türkiye'de de aynı iddiaların, gündemde olması nedeniyle, risk altındadır.
Türkiye' de, Yunanistan benzeri olayları, PKK, dış ve iç şer odakları, körükleyebilir veya bu tür olaylara destek verebilirler. İyi niyetli olayları bile sabote edebilirler. Dikkatli olmak, aklıselim davranmak, sorunları da demokratik yöntemle çözmek gerekir. Ancak siyasi irade de, Yunanistan'daki olayların nedenlerini, çok iyi değerlendirmeli, özellikle de geçliğin beklentilerini dikkate almalı, ekonomik ve istihdam alanında, gerekli önlemleri bir an önce alıp, hayata geçirmelidir. Aksi halde ülkemizde de sansasyonel eylemler kaçınılmaz olur.