Savunma Sanayi İçin Araştırmacı Yetiştirme Programı (SAYP) kapsamında, TUSAŞ Motor Sanayi'nin de, aralarında bulunduğu, 6 savunma sanayi şirketi ve Atılım Üniversitesi arasında bir protokol imzaladı.
Törende konuşan, TEI Genel Müdürü Sayın Mahmut F. AKŞİT, sanayi - üniversite işbirliklerine, önem verdiklerini belirterek," sektörün ihtiyacı doğrultusunda, nitelikli personel yetiştirme amacıyla imzalanan bu mutabakatın, Türkiye'nin, savunma sanayi hedeflerine ulaşmasında, önemli rol oynayacaktır" sözleri, umut vericidir.
Savunma Sanayi İçin, Araştırmacı Yetiştirme Programı (SAYP), 2011 yılında, hayata geçirildi. Ayrıca TEI'nin de, aralarında bulunduğu, 6 savunma sanayi ve Atılım Üniversitesi arasında, imzalanan, protokol ile TEI, Atılım Üniversitesi ile hâlihazırda yürüttüğü projeleri, SAYP ile pekiştirdiği söyleniyor.
SAYP kapsamında, lisansüstü eğitim alan öğrenciler, işbirliği yapılan savunma sanayi kuruluşları tarafından, istihdam edilecek, sanayi kuruluşunda, görev yaparken, üniversitelerde eğitimlerini sürdürebileceklerdir. Araştırmacıların lisansüstü tez konuları, üniversite öğretim üyeleri ve ilgili kuruluşların, yetkilileri tarafından, ortaklaşa belirlenecek ve yönetilecektir. .
SAYP ' la, savunma sanayi şirketleri ile üniversiteler arasındaki bilgi transferi, daha sistematik hale getirilecek, sektörde çalışanlar tarafından, üniversitelerde, yapılan lisansüstü tezlerin, şirketlerin Ar-Ge ihtiyaçlarına göre yapılandırılacak, savunma sanayi şirketleri tarafından, sağlanan olanaklarla, savunma alanında nitelikli, Ar-Ge elemanı yetiştirilecektir.
Ayrıca TEI ve savunma sanayi şirketleri, Anadolu ve ESOGÜ üniversiteleri, arasında, nitelikli personel yetiştirme amacıyla yapılacak bir işbirliği, hem TEI, hem de nitelikli personel yetiştirilmesi açısından, daha yaralı olacaktır. Çünkü nitelikli personel yetiştirme de teorik bilgi yanında, uygulamada önemlidir. Ayrıca Eskişehir' in, hassas mekanik alanında da, ciddi alt yapı bilgi birikimi var.
TEI ve Savunma sanayi şirketlerinin, üniversitelerle, nitelikli eleman, özellikle de Ar-Ge alanında, yapılacak işbirliği, sektör açısında önemlidir. Çünkü üniversiteler, bilgi ve teknoloji üreten, ülke sorunlarına da çözüm bulan kurumlardır.
Nitekim protokolle, savunma sanayi şirketler ile üniversiteler arasındaki bilgi transferinin, daha sistematik hale getirilmesi, savunma sanayi şirketlerinde çalışanlar tarafından üniversitelerde, yapılan lisansüstü tezlerin, şirketlerin, Ar-Ge ihtiyaçlarına yönelik olacak şekilde, yapılandırılması yer almıştır.
Araştırmacı Yetiştirme Programının, belli üniversite ile sınırlı tutulmamalıdır. Çalışmalara daha çok üniversitenin katılması, sektörün geleceği açısından, daha yaralı olacaktır. O nedenle de bu alandaki çalışmalar, belli üniversite ile sınırlı tutulmamalı, dileyen her üniversite, bu alanda çalışma ve işbirliği yapabilmelidir.
Aslında Atatürk döneminde, Türkiye uçak sanayide, ciddi mesafe almıştı. Rahmetli Nuri DEMİRDAĞ tarafından yapılan, çift motorlu, yolcu uçağı, savaşta istenildiği zaman eksiksiz bir bombardıman uçağı görevini yerine getiriyordu. Türklerin, kendi uçaklarını, kendilerinin yapması, dünyada, belli başlı uçak fabrikalarını, endişelendiriyordu. İngiliz ve Almanlara göre, Amerika'nın, endişeleri, daha da büyüktü.
Bu endişe üzerine, ABD, 95 milyon dolarlık savaş malzemesi vermiş, bu girişim uçak sanayisizinde, sonu olmuştu. Nitekim 1949'un, Hava Kuvvetleri Komutanı: "Amerikan yardımından, bedava uçak almak dururken, uçak fabrikanıza, sipariş verirsem, yarın bu millet beni asar." Vahim sözleri söylemişti.
Oysa Rahmetli Nuri DEMİRAĞ, "Avrupa'dan, Amerika'dan lisanslar alıp tayyare yapmak, kopyacılıktan ibarettir. Demode tipler için, lisans verilmektedir. Yeni icat edilenler ise bir sır gibi, büyük bir kıskançlıkla saklanmaktadır. Binaenaleyh kopyacılıkla, devam edilirse, demode şeylerle beyhude yere vakit geçilecektir. Şu halde Avrupa ve Amerika'nın son sistem tayyarelerine, mukabil, yepyeni bir Türk tipi vücuda getirilmelidir ." sözleri, dün olduğu gibi, bugünde ve gelecekte de geçerli bir uyarıdır.
Rahmetli Nuri DEMİRAĞ' ın, bu tespit ve uyarısına rağmen, 1930'lu yıllarda, büyük fedakârlıklarla elde edilen savunma sanayi, Atatürk' ün ölümünden sonra, kan kaybedilmeye başlanmış ve yurtiçi siparişleri azalmış ve yapılan yanlışlıklarla da uçak sanayi, 15 Mart 1950'de, bir kanunla kapatılmıştır.
Ülkemizde, havacılık Sanayinin gelişimdeki en önemli engellerden en önemlisi " Ulusal Kararlılıktır".O nedenle de havacılık alanda, alınan her karar, sürekli, kalıcı ve sonuç alıcı olmalıdır. Diğer önemli sebepte, ülkemizin havacılık alanındaki eğitim eksikliğidir. Eğitimde, bu eksikliğin giderilmesi içinde, Türkiye, havacılık alanında, düşünen ve tasarlayan, mühendisler yetiştirmek zorundadır. SAYP, bu alanda önemli bir projedir.
