
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)
Seçilecek başkanların ismi, 2019 seçimlerinin muhtemel ve potansiyel aday isimleri olacak...
Şu sıralar kimi görsek aynı soruları soruyor.
-“Sanayi Odası’nda seçimi kim kazanır?”
-“Ticaret Odası’nda yarışı kim kazanır?”
“Şu ya da bu kazanır” diyemiyoruz elbette.
Herkesin eşit şansı olduğunu ifade edip, sıyrılıyoruz işin içinden.
Ancak…
Gerek Sanayi Odası gerekse Ticaret Odası seçimlerinin insanları bu denli ilgilendiriyor olabileceğine ve oda başkanlığı yarışının sıkı bir şekilde takip ediliyor oluşuna da doğrusu şaşırıyoruz.
Eskiler çok iyi hatırlar…
Bundan iki seçim öncesine kadar gerek Sanayi Odası seçimleri olsun gerekse Ticaret Odası seçimleri, her iki camianın dışında çok da ilgi görmez, bu iki oda’nın yapacağı seçimden şehrin çok da haberi olmazdı.
İki seçim öncesinden başlayarak Sanayi ve Ticaret Oda seçimleri, büyük kampanyalara sahne olmaya, dolayısıyla da şehrin ilgisini çekmeye başladı.
Bugüne gelindiğinde, her iki Oda seçimi de şehrin büyük bir kesimi tarafından ciddi ciddi takip edilir hale geldi.
öyle ki:
Şehir merkezinde, kafanızı çevirdiğiniz her yerde bir Oda başkan adayının tanıtım afişiyle karşılaşıyorsunuz.
Bilboardlar, Oda başkan adayları tarafından doldurulmuş vaziyette.
Başkan adaylarının tanıtımları için giydirdikleri araçlar trafikte sık sık önünüze çıkıyor.
Hemen her gün gazeteler ve televizyonlar oda başkan adaylarının ziyaretlerini, açıklamalarını, projelerini ve düzenlediği etkinlikleri duyuruyor.
Kısacası.
Sanayi ve Ticaret Oda seçimleri bugün için Eskişehir’in en önemli gündemi haline gelmiş vaziyette.
Halbuki…
Sanayi Odası dediğiniz 450 üyeden oluşan bir mesleki kuruluş.
Ticaret Odası dediğiniz ise 16-17 bin üyeye sahip.
Yani…
Şehirde yaşayanların sayısı düşünüldüğünde, oldukça dar birer camia her ikisi de…
Durum böyle olunca:
“900 bin nüfusun yaşadığı bir şehirde, bu iki Oda’da yapılacak seçimi bu kadar önemli kılan ne o zaman?” diye bir soru geliyor akıllara…
Bu soruya elbette verilecek birden fazla cevap bulunabilir.
Fakat bana göre bu sorunun cevabı direkt siyaset ile alakalıdır.
Şöyle ki:
Eskişehir siyasetçi yetiştiremeyen bir kent…
Partilerin çoğu zaman yeni aday çıkartmakta zorlandığı, istediği profilde aday bulamadığı da bir kent aynı zamanda.
Her seçim kapıya dayandığında ve muhtemel adaylar gündeme geldiğinde, gözlerin ister istemez Oda başkanlarına da çevrildiği bir kent halini aldı Eskişehir.
İşte bu yüzden, son yıllarda Sanayi ve Ticaret Oda seçimlerinin bu denli ilgi görmesi ve sıkı sıkıya takip edilmesinin nedeni de bu olsa gerek diye düşünüyoruz.
Sonuç itibarıyla…
Bu seçimlerde Sanayi ve Ticaret Oda Başkanı olacak isimlerin, 2019’da yapılacak olan gerek milletvekili gerekse mahalli seçimlerin “potansiyel aday” isimlerinden biri olabileceği ihtimalinin oldukça yüksek olacağını tahmin ediyoruz.
O nedenle…
önümüzdeki süreçte Sanayi ve Ticaret Odası yarışını kazanıp, koltuğa oturanlar sadece Oda başkanlığını kazanmış olmayacak.
Belki de…
O koltukla birlikte siyaset yaşamının ilk basamağını tırmanmış olacak.
Bu nedenle…
Oda seçimleri yarışının bu denli önemsenmesi ve yarışı kimlerin kazanacağının bu kadar merak edilmesinin altında, büyük ihtimalle bu konu yatıyor olsa gerek…
.....
çark edilen bir uygulama daha…
Temel Eğitimden Orta öğretime Geçiş Sistemi, yani (TEOG), Türkiye Cumhuriyeti Milli Eğitim Bakanlığının 2013-2014 Eğitim öğretim yılından itibaren uygulamaya başladığı geçiş sınavıydı.
Haliyle, bu uygulamayı hayata geçiren de, halen iktidarda bulunan AK Parti hükümetiydi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, okulların açılmasına 2 gün kala 'Ben TEOG olayını istemiyorum ve bunu da artık yanlış buluyorum. TEOG'un kaldırılması lazım' dedi.
Sonuç olarak…
TEOG sınavlarının kaldırılmasının altında yatan neden İmam Hatip Liselerinin başarısızlığının üzerini örtmek mi?, yoksa söz konusu sınavlardan yakınan ailelerin sempatisini toplamak mı bilemiyoruz?
Ancak…
Bir nedeni olmalı ki Erdoğan 'Ben TEOG olayını istemiyorum ve bunu da artık yanlış buluyorum. TEOG'un kaldırılması lazım' dedi.
Bu sözün ardından TEOG uygulamasının kaldırılmasına kesin gözle bakabilirsiniz.
Zira…
Erdoğan’ın bu sözlerini emir telakki eden Milli Eğitim bakanlığının ilk işi, TEOG uygulamasını kaldırmak ve eski sisteme biran önce dönmek olacaktır.
Böylece…
AK parti hükümetinin, kendi başlattığı uygulamalardan vaz geçmesine ve kendi söylemlerinden çark etmesine bir yenisi daha eklenmiş oldu.
İşin komik tarafı, Erdoğan’ın “TEOG kaldırılsın” açıklamasına iktidar yanlısı basın’ın “Devrim” nitelendirmesi yapması.
Aynı basın, TEOG uygulaması başladığında da aynı nitelendirmeyi yapmıştı…
.....
Kaldırımların ideal olması yetmiyor işte!
Eskişehir'in belki pek çok olumsuz yönü var.
Ama…
Olumlu yönleri de mevcut.
Bunlardan biri de Kaldırımlar.
"Kentlerin modernliği, kaldırım yüksekliği ile ölçülür" diye bir söz var.
Bu aslında son derece doğru söylenilmiş bir söz.
Türk Standartları Enstitüsü (TSE) tarafından yayımlanan 'Şehiriçi Yollar - Yaya Kaldırımı Koruyucu Engelleri - Tasarım Kuralları' el kitabına göre, ideal kaldırımlarda aranacak nitelikler şöyle belirlenmiş:
· Yayanın ayağının takılacağı beton veya demir baba veya diğer herhangi bir çıkıntı, bitmiş kaplama taşında topukların girebileceği genişlikteki delikli yüzeylerden kaçınılmalıdır.
· Kaldırımların genişliği, elverişsiz hallerde üç metreye kadar inebilir. Ancak bir metreden az olmamalıdır.
· Kaldırımlar üzerinde yürümeye engel olarak çiçeklik, taş, demir, trafik işareti, ilan levhası, ağaç gibi elemanlar, yayaların takılabileceği çıkıntı ve delikler bulunmamalıdır. Bordür taşı üst seviyesi, taşıt üst yolu kaplamasından en fazla 15 santimetre yüksek olmalı. Kaldırımların üzeri sökülüp takılır malzemeyle kaplanmalıdır.
Bu kriterlere baktığınız zaman Eskişehir'in merkezinde ki kaldırımların fena olmadığını söylemek mümkün galiba…
Ancak…
Fena olmayan kaldırımların üzerleri için aynı şeyi söylemek mümkün değil.
çünkü…
Hepsinin üzeri ya tezgah, ya mal, ya buzdolabı, ya da bisiklet ve motosikletlerle dolu…