Artık seçimlere birkaç gün kaldı.
Hafta sonu sandıkta olacağız.
Yoğun bir dönem geride kalmış bulunuyor.
Kuşkusuz adaylar için hayli zor bir dönem geçti.
Pek çoğu ancak birkaç saatlik uyku ile çalışmak zorunda kaldı.
Hele hele seçilecek yerde olmayanlar için tam anlamıyla "bitsin artık şu günler!" denilen bir dönem oldu.
+++
Sadece siyasetçiler değil...
Aslında biz gazeteciler de bu yoğun dönemde hayli yorulduk.
Her gün oluşan gündem içerisinde yorumlar yapmaya çalıştık.
Kimin şanslı olduğu, kimlerin seçilmeye yakın olduğu ya da kimlerin daha çok çalışması gerektiğini anlatmaya çalıştık.
Zaman zaman destek, zaman zaman eleştiriler gördük.
O yüzden bizim içinde tempolu bir süreç geride kaldı.
Bundan sonrası artık halkın kararına kalmış durumda.
Bizlerde artık seçim gündeminden sıyrılıp şehrin sorularına dönelim istiyoruz.
Tıpkı işin sonuna gelen siyasetçiler gibi...
+++
'O zaman şehrin gündemi ne?' diye soracak olursanız;
Kuşkusuz 'Eskişehirspor' diyeceğiz...
Sezon sona ermesine rağmen çok hareketli günler geçirdi Eskişehirspor.
Özellikle kongre sürecinde kentteki herkesin dilinde bu mesele vardı.
Sonuçta Mesut Hoşcan kazandı.
Kazandı kazanmasına fakat kendisinden beklentiler azalmadı.
Aksine daha da arttı!
+++
Bunun nedeni geride bıraktığımız sezondan kaynaklanıyor.
Son dönemece girerken ancak kurtulmuştuk kümle düşme hattından.
O günlerde neredeyse pek çok taraftar kara kara düşünüyordu.
"Eyvah gidiyoruz" falan derken, teknik kadro ve futbolcular bu işi temizlemeyi başardı.
Ancak kuşkular bitmedi.
Çünkü herkesin aklında bugün de aynı soru var;
"Kulübün ekonomisi malum...
Yeni sezon da yine midemize kramplar girerek mi geçecek?" sorusu hakim...
+++
Bu nedenle Hoşcan'ın omzundaki yük hayli artmış durumda.
Bir tarafta bitmek bilmeyen borçlar var.
Diğer tarafta kaliteli kadro kurulmasını isteyen bir camia!
Her iki tarafta haklı...
Yönetim maliyetleri düşürmenin peşinde!
Taraftar ise heyecan yaratacak kadro kurulmasını bekliyor.
Her iki tarafında gönlünün olacağı bir model nasıl oluşur, işte o Mesut Hoşcan ve ekibinin işi.
Sonuçta yöneticilik sıradan bir sıfat değil.
"yönetebilen" kişiler ya da kurumlar için yakıştırılmış bir tanım.
O nedenle Hoşcan'dan bu dönemde hem iyi transfer hem ucuz transfer bekliyoruz.
'Bu nasıl olacak?' diye sorarsanız.
İşte yöneticilik vasfı da burada ortaya çıkacak.
Biz bu işin mevcut yönetim tarafından başarıyla uygulanacağını da bekliyoruz.
Çünkü;
Daha önce de söylediğimiz gibi;
Artık tecrübeli bir başkan var.
Dahası işini kolaylaştıran bir de hoca...
O halde kolay gelsin diyoruz.
Transfer sezonunda yaşanacakları da takip edeceğimizi de belirtiyoruz...