Eskişehir-Bilecik Tabipler Odası tarafından düzenlenen, şehir hastaneleri ile ilgili panele, TTB Merkez Konsey Başkanı, Sayın Prof. Dr. Raşit TüKEL, Uludağ üniversitesi öğretim üyesi,, Sayın Prof. Dr. Kayıhan PALA ve TTB Merkez Konsey üyesi Dr. Sayın Şeyhmuz GöKALP,  konuşmacı olarak katıldılar.
             Panelin başında, EBTO Başkanı Sayın Dr. Hamit Güçlüer, “Eskişehir deki şehir hastanesi’ nin,  2018 yılında hizmete açılacağını,. Şehir hastanelerinde, çok ciddi sorunların yaşandığını belirtikten sonra,” Şehir hastaneleri, devlet hastanesi değil, devletin kiracı olduğu hastaneler statüsünde faaliyet gösterecek, ciddi kayıplar da bekleniyor. Hem çalışanlar, hem de hastalar açısından, sorunlar yaşanacak. Şimdiden karşılaşacağımız sorunların çözümü için, üzerimize düşen görevi yapacağız” dedi.
               özellikle de Sağlıkta Kamu özel Ortaklığı’nın, Birleşik Krallıktan ithal edilen bir sistem olduğunu belirten, Ayrıca anlaşmalara da “Ticari Sır” diye ulaşılamadığını söyleyen, TTB Merkez Konsey Başkanı Sayın Prof. Dr. Raşit TüKEL, “Türkiye'deki model,  temel olarak, Birleşik Krallıktan alındı. Sağlık Bakanlığı ve İngiliz Hazinesi Kamu özel Ortaklığı Tanıtım Biriminin yaptığı toplantılar sonrası uygulamaya başlandı.” Sözleri dikkat çekti.
               Oysa İngiltere,  şehir hastaneleri uygulamasından vazgeçti. Nitekim şehir hastaneleri ile ilgili, çifte Standart başlıklı bir rapor yayımlandı.. Rapor, Türkiye’de,  şehir hastanesi denilen kamu özel ortaklığı modelinin,  İngiltere’de şirketlere nasıl para kazandırdığını, kamuya da  nasıl borç yıktığını, bu arada 23 ülkeye, yine İngiliz hükümeti tarafından, nasıl pazarlandığını, tüm ayrıntılarıyla anlatıyor.
              Türkiye, Kamu özel Ortaklığını, en aktif şekilde uygulayan ve aynı zamanda da İngiliz hükümetinin, en aktif biçimde iş yaptığı ülkelerden, birisi olarak tanımlanıyor. İngiliz şirketleri, bu iş için, Türkiye’de ofisler açıyor. Türk yetkililer, şehir hastanelerini, yerinde incelemek üzere İngiltere’ye, ziyaretler gerçekleştiriyorlar.
               İngiltere ile Türkiye arasındaki şehir hastaneleri ile ilgili, resmi ilişkiler, 2014 başında başlıyor. Şubat 2017’de İngiltere Büyükelçiliği, Stratejik Sağlık Bakımı Planlaması isimli İngiliz şirketini,  sağlık bakanlığına yönelik ikişer günlük bir seri workshop organize etmesi için fonluyor. İlk workshop, Yozgat şehir hastanesine, satılıyor. Bu toplantılarda, şehir hastanelerinin, İngiltere’de yarattığı sorunlar, hiçbir şekilde ortaya konulmuyor.
            Kamunun arazisi üzerine, özel şirketlerce yapılan şehir hastanelerinin gerek yapım, gerekse de hizmet sunumu maliyeti çok yüksek. 2016 yılı sonunda 11 milyon 788 bin m2 kapalı alanda ve 41.091 yatak kapasiteli 29 şehir hastanesi için, yatırım bedeli toplam 10 milyar USD. Hazineden; yani bizim ödediğimiz vergilerden şirketlere dolar üzerinden para 32 milyarb ödenecek. Dolar arttıkça da şirketlere borç daha da büyüyecek.
              Gelişmiş ülkelerde, yeni yapılan hastanelerde yatak başına kapalı alan 150-200 m2 iken şehir hastanelerinde bu alan 287 m2. Böylece maliyeti yükseltmek için, en uygun yöntem bulunmuş görülüyor.   Bu alan, Türkiye’de, yatak başına düşen kapalı alan, son yıllarda yapılan modern hastanelerden %40 daha fazla. Bu daha fazla enerji tüketimi, temizlik giderinin artması, bakım/onarım giderlerinin artması demektir.
            Sözleşmenin, 25 yıllık yapıldığı göz önüne alındığında, bu süre içinde şirkete çok büyük kira bedelleri ödeneceği açıktır. Ayrıca yüklenici firma ile devlet arasında yapılan sözleşme gereği, Devlet, Türkiye ortalamasında doluluk oranı %62 iken, yüklenici firmaya %70 doluluk oranı taahhüt etmektedir.
             Bu durumda ister istemez, hastanede “ ihtiyaç dışı hasta yatışımı mı yapılacak?” sorusunu, akıllara getirmektedir. Şirketlere ödenecek para, sadece kira bedeli değildir. Hastanelerdeki görüntüleme, laboratuar, bilgi işlem, güvenlik, temizlik, yemekhane, otopark vs gibi bütün hizmetler şirkete bırakılmaktadır.
              Sağlık Bakanlığına göre, şehir hastanelerinin 1 metrekaresinin 848 ABD Dolarına, mal olacağı, bu tutarların, Şehir hastanelerinin, 1 metrekaresinin 3.222 TL’ye mal olacağının öngörüldüğü anlaşılıyor. Dolar kuru, yükseldikçe de şehir hastanelerinin maliyetleri de buna bağlı olarak artacaktır.
              öte yandan şehir hastaneleri, büyük olasılıkla kendi döner sermayelerinden, kiralarını ve harcamalarını ödeyemeyecekler. Hazine, bu borçları da ödemeyi şirketlere garanti ediyor.
              Ayrıca bilimsel verilere göre de yatak sayısı, 100 den az, 600 den fazla olan hastaneler verimlilik açısından sorun yaşarlar. Şehir hastanelerine,  yatak sayısı ortalaması 1417’ dir. Ayrıca şirketler, yeteri kadar kazansın, yeterli hasta sayısını sağlayabilsin diye, devlet hastaneleri kapatılıyor.
             Panelde, şehir hastaneleri ile ilgili, gündeme getirilen uygulamalar, kamu, hastalar hasta yakınları ve çalışanlar açısından,  ciddi sorunlar, getirecektir. Bu sorunların, ortadan kalkması, şehir hastanelerinin kamulaştırılması, özellikle de mevcut devlet hastanelerinin, kapatılmaması için de sağlık çalışanlarına, halkımıza, sivil toplum örgütlerine ve basına ciddi görevler düşüyor.