2-Sedat AYDOĞAN (DETAY)

2-Sedat AYDOĞAN (DETAY)

ŞEHİR MERKEZİNİ TRAFİĞE KAPATMA DÖNEMİ Mİ GELİYOR?

Şehrin ana ve ara caddelerinde yaşanan sıkıntılara dair neredeyse hemen hergün haberler yapılıyor.
Haberlerin içeriği daha çok park sorununa dair!
Trafik sıkışıklığı da büyük sorun ama;
Park etme meselesi galiba çilenin en büyüğü...
***

Eskişehir artık eskisi gibi küçük bir "Anadolu kasabası" değil!
Şehir büyüdü, halen büyüyor.
Eskiden neredeyse pek çok yer yürüme mesafesindeyken, artık araçlarla bile belirli bir mesafeyi kat etmek durumundasınız.
Batıkent örneğin!
Binlerce kişi her gün araçları ile şehir merkezine geliyor.
Sultandere ha keza.
71 Evler, Büyükdere, Orhangazi, Sazova...
Fevzi Çakmak, Şirintepe, Zincirlikuyu.
Bu mahallelerde yaşayan on binlerce insan var artık.
Küçük ve kenar mahalle olmaktan çoktan çıktılar.
Ve herkesin evinin önünde bir otomobil var.
HHH
Yani 10 yıl önceki Eskişehir ile bugünkü Eskişehir'i kıyaslamak mümkün değil!
"Özel otomobil yerine toplu taşımayı kullanın" çağrısı da nafile.
Zaten tramvaylar tıka basa dolu.
Nefes almak adeta imkansız!
O yüzden küçük bir merkezde toplanan şehrin ticari ve sosyal hayatı için binlerce otomobilin birkaç kilometre karelik alana hücum ettiğini görebiliriz.
Bu nedenle de işte her gün gazete sütunlarına haber olan görüntüler çıkıyor.
Çift sıra parklar, kaldırımlara çıkan araçlar, dubaları ezip geçenler, geçit vermeyen sokaklar...
HHH
Dahası var;
Bazı caddeler park için ayrılmış.
Ama esnaf paralı park edilen cadde kenarlarına ne var ne yoksa yığmış.
Dubalar, sandalyeler, masalar, taş, toprak, vazo...
Eline ne geçerse "Dükkânımın önüne park edilmesin!" diye koymuş.
Eee denetim olmayınca da insanlar park edecek yer aramaya başlamış.
Elbette yok!
Olmayınca da bahsettiğimiz çile başlıyor...
***
O çile öyle bir hal alıyor ki, bazen kabusa dönüşüyor.
Aracınızı park edecek yer bulmak için dakikalarca dolaşıp duruyorsunuz.
Kapalı otoparkların çoğu dolu!
Boş yer bulsanız bile aracınızı bırakacağınız otopark ile gideceğiniz yer arasındaki mesafe hayli uzak.
Yani aracınızla şehir merkezine geldiğinizde hangi yönteme başvursanız nafile.
Aracı bırakıp toplu taşıma deseniz o da sorun!
***

Öyleyse artık daha kalıcı çözümler gerek.
Büyükerşen geçtiğimiz yıllarda Avrupa'daki bazı şehirlerin kent merkezlerine ilişkin örnekler vermişti.
Bu kentlerde şehir merkezine hiçbir aracın sokulmadığını dile getirip;
"Artık bu yönde kararlar alabiliriz" demişti.
Geldiğimiz nokta da ise iş böylesi kararlar almaya doğru gidiyor sanki.
Yani;
Ya şehir merkezini tamamen trafiğe kapatıp, toplu taşıma araçlarını bollaştıracaksınız;
Ya da şehri bu haliyle bırakıp, vatandaşa saç baş yolduracaksınız.
Bütün şehir merkezini yıkıp yeni caddeler yapamayacağınıza göre, galiba Eskişehir'in önünde bu iki seçenekten başka çare kalmadı...

Önceki ve Sonraki Yazılar
2-Sedat AYDOĞAN (DETAY) Arşivi