4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

ŞEHİT GAZİ VE AİLELERİNE ŞÜKRAN BORÇLUYUZ

Hakkâri 'den gelen acı haber, tüm yurdu sokağa döktü, " hepimiz, Türküz, hepimiz Mehmet'iz." " sesleri yükseldi. Kentimizde de, Harp Malulü Gaziler Şehit Dul ve Yetimleri Derneği'nin, organize ettiği ve birçok siyasi parti ile sivil toplum örgütünün desteklediği, Terörü Protesto Mitingi'nde, yaklaşık 10 bin kişi, Türk bayraklarıyla Vilayet Meydanı'nda toplanarak terörü protesto etti. Şehit aileleri, gözyaşlarına boğuldu.
Vatanları uğruna, mücadele eden şehit, gazi ve ailelerine, şükran borçluyuz. Sadece bugün yaşayan kuşaklar değil, bu topraklarda yaşayacak olanlar da, bu topraklar için canını esirgemeden veren insanların, yüzü suyu hürmetine yaşayacaklardır.
Her şeye rağmen, "ATEŞ, DÜŞTÜĞÜ YERİ YAKIYOR"
Bayramlarda, sabahın ilk ışıklarıyla birlikte mezarlıklara koşan, şehit yakınları gözyaşı döküp, evlatları, eşleri, babaları için dua ettiklerine, tanık olanlar veya onlarla sohbet edenler, bu sözün, ne anlam taşıdığını çok iyi bilirler.
Pazartesi günkü, terör mitingden sonra, 2 yıl önce şehit olan Rahmetli İsmail Tetik' in, babası Sayın Şakir Tetik'le bir araya geldik. Gurur ve acıyı birlikte yaşıyordu. Ancak terör karşısında iktidarın ve ilgilerin, sesiz kalmasına da tepkili idi. ": "Ecdadımız, vatanımızı, kan, gözyaşı, ölümler, acılar ve büyük fedakârlıklarla kurdular. Şimdi, kanlı ayrıcalıklı terörle, kutsal vatanımızı, bölüp parçalamak bizi haysiyetsiz, onursuz sömürge bir millet haline getirmeye çalışıyorlar. Bu hainliğe karşı, yürek yüreğe bir araya gelerek mücadele etmek, en şerefli görevdir. " dedi ve gözlerinden yaşlar dökülmeye başladı. Hala mitingde yaşadığı duyguların tesiri altında, çözüm üretiyor, hissettiklerini güçlükle ifade ederken, teröre de lanet okuyordu...
Elbette şehitlerimizi, şükranla bağrımızda saklıyoruz. Ancak yürekleri yanan, anne ve babaların içinde bulundukları ruh halini anlamak mümkün mü? Onlar, mübarek elleri öpülecek insanlarımızdır. Şehit, gazi ve yakınları ile ne kadar gurur duysak veya övünsek azdır. Millet olarak, onlara çok şey borçluyuz. Sayın Tetik' in, " Siyasiler, terörün, vatan ve şehit aileleri için, ne ifade etiğini bilmiyorlar. Bilselerdi, PKK terörüne, Tansu Çiler gibi, çözüm bulurlardı. PKK terörü karşısında, O' nu ve "Özel Timi" arıyoruz." sözleri de dikkat çekti.
Sayın Tetik, haklı idi. 1983 yılında emniyet amiri İbrahim Şahin ve üniversite mezunu 11 komiser yardımcısından oluşan, ilk tim kuruldu. İki yıl içinde sayıları 100'ü geçti. Özel harekatçı polisler; Güneydoğu' da olağanüstü hal uygulamasına geçilmesi ile birlikte, bu bölgede görev yapmaya başladılar.
1993 yılında, terör ile mücadele de girilen yeni dönemde, özel harekât timlerine düşen görev de arttı. Özel harekât timlerinin re-organizasyonunda, Hüseyin Kocadağ önemli görevler aldı. Emniyet yeni tim mensuplarının yetiştirilmesi için, özel harp dairesi ve milli istihbarat teşkilatı eski mensubu Korkut Eken'i görevlendirdi. Özel harekât timlerini sayısı arttırıldı. Sayıları 8000 civarına ulaşmıştı. PKK' ya karşı, çok başarılı oldular. Yok denecek kadar da şehit verdiler.
Bugün, siyasi otoritenin, ABD ve AB karşısındaki tutumu ve PKK ve diğer gelişmelerle ilgili tavrına baktıkça, Sayın Prof. Dr. Çiler' in, ne kadar cesaretli ve isabetli bir politika izlediğini, daha iyi anlıyoruz.
Elbette her insan gibi, Prof. Dr Tansu Çiler' in de, hataları oldu. Ancak başbakanlığı dönemindeki, özellikle de PKK terörü ve milli davalardaki tutumu, hala partili ve partisiz, özellikle de, DYP tabanı tarafından, terörle mücadelesi, örnek olarak gösteriliyor.
Halkımıza göre, Prof. Dr. Tansu Çiler, cesur ve kararlıdır. Kardak krizinde " O bayrak! ya inecek, ya inecek!" diyerek, milli konularda, ne kadar duyarlı olduğunu gösterdi. Terörle, kararlı, bir şekilde mücadele etti. Türk dünyasını, ihmal etmedi. PKK teröründe yaşananlar, Prof. Dr. Tansu Çiler' i, aratıyor. Sohbetlerde de, örnek olarak da gösteriliyor.
Türkiye'de, kadınlar iyi eğitim aldıkları zaman, görev anlayışı ve ülke sorunlarına bakışı, erkeklerden daha ciddi bir seyir izliyor. Kadınlar, ülkemizde iş yaşamının, her kademesinde aktif bir şekilde çalışıyorlar. Pek çoğu da, başarılı kariyer çizgisine sahiptir.
Prof. Dr. Tansu Çiler, zorlukları aşarak siyasette, kariyeri ve meziyetleri ile önce DYP Genel Başkanı, daha sonra da Başbakan olarak görev yapmıştır. Terörle yaptığı mücadelede, gösterdiği başarının unutulmadığı ve takdir edildiği de ortada.
İsteriz ki terörle mücadelede, Sayın Prof. Dr. Çiler zamanındaki, kararlılık, bugün de gösterilsin...

Önceki ve Sonraki Yazılar
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM) Arşivi