'Eskişehirspor'da Mesut Hoşcan dönemi hayırlı olsun' diyerek başlayalım yazımıza...
Seçim öncesi ve sonrasını, ardından yaşananları bu zamana kadar takip ettik.
Eskişehirspor'da 'Önce Güven' sloganıyla işe başlayan yönetim; böyle devam ettiği sürece o güveni kısa sürede yok edeceğe benziyor.
Bunun nedenlerinden biri Halil Ünal dönemine ait borçları sanki yeni duyuyor ya da farkına varıyormuşçasına yapılan açıklamalar hiç ama hiç inandırıcı değil.
Geçmiş dönemle ilgili hesap sorarcasına yapılan açıklamalar bu yönetimin kendi ayağına sıktığı kurşun gibi geliyor bana...
Çünkü 'Senin başkanın ve bazı yöneticilerin; son 6 ay dışında uzun süre çok eleştirilen Halil Ünal yönetimde değil miydi' diye sorarlar adama...
Onun için geçmişi yargılamakla zaman harcamak yerine, vaat edilen projelerin en kısa sürede hayata geçmesi gerekiyor.

Eskişehirspor Kurumsallaşıyor mu?
Yıllardır dilden dile dolaşan Eskişehirspor'un kurumsallaşma yönünde adım atamadığıdır. Nedir bu kurumsallaşma dediğiniz de, belki de şuan ki mevcut yönetimdeki bir çok yönetici dahil açıklayacak çok az kişi bulursunuz. Şeffaf yönetim anlayışıyla göreve gelen Hoşcan ve yönetiminin Eskişehirspor'da kurumsal yapıyı oluşturması konusunda şüphelerim var.
Nedeni ise şuan kulübün içinde görev almaya başlayan insanlara bakanlar ve bu kişileri tanıyanlar ne dediğimi daha iyi anlar. Bu yüzden daha başından yanlışlarla başlayan işlerin sonunun doğru bitmesi görülmemiştir.
Ahbap çavuş ilişkisiyle birçok alakasız ve hiçbir işe yaramayan görevlendirmelerin Eskişehirspor'a hiçbir getirisinin olmayacağı ortadayken;
Tüm Dünya'da kulüpler yönetimlerini en fazla 10-15 kişiyle yaparken;
Bizde adım başı ne görev yaptığını ve o görevin ne işe yaradığını kendi de bilmeyen yöneticilere denk gelirsiniz.
Mesut Hoşcan ve yönetiminin bu konuları ileride sıkıntı yaşamamak adına en kısa sürede gözden geçirmesi şart.
Yoksa çeşitli vaatler verilir.
Oysa bilinmelidir ki, önce hayaller ölür.

Sağlam Başarılı Olur mu?
Eskişehirspor'un Türkiye'de herkesin kişiliğine saygı duyduğu Ertuğrul Sağlam ile anlaşması önemli bir adım. Ama asıl önemli olan Sağlam'dan ne beklediğimiz. Eğer direk başarı baskısıyla lige girilirse Eskişehirspor'u her anlamda zor bir sezon bekler. Ertuğrul Sağlam'ın önce icraatlarına bakmak, ardından beklentiye geçmek gerek. Çünkü elinde sihirli değnek yok!
Kendisine yapacağımız uyarımız ise Eskişehirspor'u kesinlikle ama kesinlikle Bursaspor ile karşılaştırmamasıdır. Nedeni ise Bursa'da sistemli bir yapı vardı. Eskişehirspor'da ise o yapıyı oluşturmak isteyen henüz yeni bir düşünce var. Bu yüzden yine söylüyorum Sağlam'ın başarısı kendisinden ne beklediğimiz ile alakalı.
Benim adıma yapacağı en güzel icraat; alt yapı ve gençlere vereceği önemle kulübün geleceğine çivi çakması olacaktır.

Alt Yapıda ki Değişim!
Eskişehirspor alt yapısında da baştan aşağıya yeni bir oluşumun içine girildi. Burada kimin antrenör olarak görev yaptığının bir önemi yok aslında. Asıl önemli olan alt yapıda görev yapacak yöneticilerin olaya bakış açısıdır. Daha önce denenmişlerin yine başa geçtiğini görmek beklentilerimi ve umudumu azalttı. Mesut Hoşcan ve yönetiminin aslında yaptığı en önemli hatalardan biri de alt yapıya yanlış insanları seçip getirmesidir. Kaç tane gencin kim bilir kaç yılı daha çalınacak ve kaç tanesi yok olacak. Hep birlikte göreceğiz...

Özür Dilerim...
Yazdıklarımız kesinlikle eleştiri olarak alınmasın. Bunlar Başkan Hoşcan ve ekibine sezon öncesi uyarılarımız. Çünkü zorlukları aşarak geldikleri bu noktadan basit şekilde gitmemeleri temennimiz.
Eskişehirspor'da şu anki yaşananların özeti;
Ruhların değerini yitirdiği bir şehirde, bazı insanlarla ticari bir ilişki kuruldu Eskişehirspor arasında. Sistemli bir şekilde, bütün güzellikleri kemirmeye devam ediyorlar. Halil Ünal döneminde kulübün haklarını savunduğunu iddia edenlerin şimdi o kulüpte görev aldığını görmek aslında yaşananların sebepsiz olmadığının belgesidir. Eskişehirspor sevdasından popüler olma yollarına sapanların, aslında tek amacının para olduğunu şimdi daha iyi anlıyoruz.
Biz aslında bu düzeni görmeye alıştık. Tücrebeliyiz anlayacağız..
Son olarak Özgür Tulun'dan da özür diliyorum. Kendisi ne dediğimi anlar...